- Kategori
- Blog
Adalar'ın ıssız tenha yolları..

Sv. Balcı baştan başladı, ben de sondan başlayayım.
***
Bendeniz cennetkuşu, bekleyen fayton kabağa dönüşmeden, terastaki dostlarla helalleştim.
Kapalı salona adımımı atar atmaz ışıklar kesildi.
Önce "yat" uyarısı sandım. El fenerim olmadığından ortada kaldım.
Garsonlar, çayda çıra misali çakmakları yakarak yanıma geldiler.
Çok sinirlenmiştim. Birine başkanı, birine TEK'i arama talimatı verirken, boşta kalan 3. garsona da ne işe yarayacaksa, İSKİ' yi ara dedim.
Hiçbirini bulamadılar tabii. Zar zor kapıdan çıkıp faytona bindim. Dışarısı daha aydınlıktı.
***
Tahminen otlanmış, botlanmış bir delikanlı... Hiç tanımıyorum, içerde karanlıkta zaten görmedim.
Tam fayton hareket edecekken, "sen kimsin?" diye sormaya başladı.
"Bin arabaya ne soracaksan sor kardeşim." dedim aldım arabaya.27-28 yaşlarındaydı.
Papağan gibi "sen kimsin, başkan senin neyin?" falan diyordu çocuk.
"Ben vatandaşım oğlum, başka ne olacaktım?" dediğimde, ben iniyorum diyerek yokuşaşağı kaptırmış faytondan indi.
Ama sol elim kötü elim, son anda çocuğu kavrayıp çekti. Az ileride araba durunca bıraktım indi ve gitti.
***