Adam Olmak Üzerine....

Yağmurlu bir Ereğli sabahında, çalıştığım iş yerinde, adam olmak üzerine bir yazı yazmak istiyorum arkadaşlarımı beklerken. Hava yağan yağmurun etkisiyle sanki akşam olacakmışcasına karanlık. İçimde , bu karanlığın verdiği garip bir hüzün. Yüreğimde ise kelebeğin kanat çırpınışlarındaki ürperti . Nedenini bilmiyorum . Ah, evet, adam olmak üzerine yazacaktım değil mi? Doğru, haklısınız...

Öncelikle nedir adam olmak diye bir soru sorayım size... Ya da adam olmanın ölçüsü nedir diye sorsam, yanıtınız ne olurdu ?

Her şeyden önce bilinmelidir ki adam olmanın uzvu sanılan şey değildir. Eğer öyle olsaydı, sanılan uzva sahip olmayan karşı cinsin adam olabilme vasıflarından yoksun olduğu düşünülebilirdi. Adam olmanın uzvu beyindir. Bu hususta her sanılan şeye sahip olan, kendini adamdan saysa da adam değildir.
Adam olmak, önce kendine sonra da karşındaki insana karşı dürüst olmaktır. Adam olmak söylediklerinin arkasında durmaktır. Adam olmak, sevdiği zaman sevdiğinin bir gözyaşı için dünyaları ayağa kaldırmaktır gözyaşı döktüren kim olursa olsun. Adam olmak, dostu ve sevdiği için gerektiğinde canını verebilecek kadar çok sevmektir.
İşte dostlar... İşte bu yüzden adam olmak herkese nasip olan bir şey değildir.