- Kategori
- Şiir
Adana'nın Yürektaşı.., Seyhan'ın Gerdanlığı...

Defne Akdemir’in göketeğinin aydınlık olması dileğiyle..
Yüreği(r/n)in içinden sır/derya akar.., yirmi bir göz/lü gerdanlı(k)..,
Ulu bir tapınak gibi duran efsane.., kavimler kapısı Taşköprü
Sezar’ın defne yapraklı tacıyla.., Eye/siz’in** kağnılı İpek yolu..!
İki kundak arası vız gelip tırıs geçtiği zaman/atı!.. Evrim köprüsü…
‘Adana’nın yolları taştan’ ezgisinin notaları gibi özgün yüzle(r)…
Dadalca türkülenir Türk’ün kanadı, bellemesi nakışlı atla(r)…
Irgat ot kazar, kavurur yer sevgi emziren Adana sofrasında…
Hayat makasını gören şükreder.., köprü olurmuş insandan insana…
Tarih kokan.., ucu ekmeğe varan Kalekapısı… Şiir satarmış vahabi…
Avazı (C)ebenur yamaçlı, saman alevi gibi parlasa.., kırbaç kanar!..
Parke taşta nal şakısa.., gece havlar!.. Mahşerin atlıları sanır!
Karanlığa gömülür eşeğin kuyruğuna teneke bağlayan çocuk..!
Hitit güneşi gibi parlıyor derya/dan çıplak köprü!.. En görülmeli
Düşlük… Göğe kollarını uzatmış uhrevi tat veren altı minare…
Göğe atılan vicdan ipleri!.. Yüreğini uzatsan, ipi kopmayacak...!
Sala okuyor alnı duvardan düşen.., gölgesine güneş vuran çocuk…
Dönüp baksam, bilinççakımı aynasına düşen o çocuğu görecem..!
Güngüllü söze gerek yok.., duygu aşılar imgelemin koyağı…
Sevgiliye Adana/n dört döner çimli çiçekli sır/ın kıyısını…
Suda çırpınan taş sanırsın!.. Sevgi sektirir yürekten yüreğe…
Aşkın tanelenip harman olduğu imgelik… Dalasın gelir göl göze…
Her gördüğü kıza âşık olan Karac’oğlan gibi.., Aladağ’dan kopan
Bulut gibi inermiş Çukurova’nın yastığı Toros’tan iki pınar gözlü
Aslına, aşkına akan derya.., uykuya uzanırmış Adanus’un koynunda…
Serçe yüreğinde duygu gönderen aydost.., dört toynaklı ana/kent:
Yoksul yüzü(n) Yüreği(r).., kabadayı alfabesinin yazıldığı Seyhan
Yiğidin harman olduğu Sarıçam.., özü çıralı elit Çukurova…
*- Seyhan.
**- Eyesiz: Çocuğa verilen önad.
Ali Akdemir
28. 04. 11
Çukurova