Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Aralık '11

 
Kategori
TV Programları
 

Adını Saçmalık Koydum...

Adını Saçmalık Koydum...
 

Cuma akşamlarının belli bir seyirci kitlesine sahip dizilerinden Adını Feriha Koydum bugünkü konumuz. Başlıktan da anlayacağınız gibi ismi keşke “Adını saçmalık koydum” falan olsaymış. Elbette hakkını yemeyeceğimiz kişiler de var. Onlardan da söz edeceğiz. Ama önce gözümüze batanlardan başlayalım.

İlk olarak, genel bir sorundan bahsetmek lazım. Uzun zamandır dizi oyuncularından tutun da, seyirciye kadar dile getirilen bir sorun var. YERLİ DİZİ, YERSİZ UZUN meselesi. Cidden çok doğru. Bir dizi yaklaşık 1,5-2 saat arası sürüyor. Reklâm vs.. ile üç-üçbuçuk saati buluyor çoğu zaman. Sonra ne oluyor, bir bölümün süresini doldurmak için manasız bakışmalar, karşılıklı boş boş susmalar sebebiyle işin kalitesini düşürüp seyirciyi sinir ediyorlar. Hele hele AFK gibi zayıf bir senaryosu varsa ve aynı konu etrafında dönüp duruyorsa iyice çekilmez hale geliyor bir dizi.

AFK’nın öncelikli  sorunu da bu bence. Ya kardeşim gerçekçi olun biraz. Adam kapıyı açıyor, iki dakika gelen kişiyle bakışıyorlar,  biri öbürüne bir laf diyor, beriki durup bakıyor, karşılıklı dakikalarca bakışıyorlar, siz seyrederken sinir oluyorsunuz, yahu şunu desene cevap versene diyorsunuz ama nafile. Geçen bölümlerden birinde vardı. Seher, Feriha’ya etmedik iftira, söz bırakmadı. Ferihacık ise adeta Eyüp Peygamber sabrına bürünmüş halde boş boş baktı. Ayrıca neden Hazal Kaya’ya bu kadar az replik yazılmış onu da anlamadım. Kız bir bölümün neredeyse yarısında susup boş boş bakınıyor etrafına. Oysa ki Hazal Kaya oyunculuk anlamında günden güne ilerleyen, gelişen bir oyuncu adayı. Dolayısıyla her bölümün içeriği bu kadar yavaş ve boş olunca da işte iki sezondur bir gram ilerleme olmadan seyirciyi uyutmaya devam ediyorlar.

Başrolümüz, yakışıklımız Emir’e gelirsek, sadece yakışıklı olmanın oyunculuk için yeterli olmadığını anlıyoruz. Adamın yüzünde bir gram mimik yok, hareketsiz, boş boş bakınıp bizi deliler gibi aşık olduğuna inandırmaya çalışıyor. Başarıyor mu derseniz ben hayır derim. Bu sezon biraz daha hareketlendi, geçen sezon tam anlamıyla berbat bir oyunculuk sergiledi. Ben Feriha ile Emir arasında o anlatılmaya çalışılan büyük aşkın zerresini bile hissedemiyorum seyrederken kusura bakmayın. Bu konuda da özellikle gözlerle rol yapma noktası öne çıkıyor. Bir Engin Akyürek, bir Buğra Gülsoy, bir Ertan Saban, bir Mete Horozoğlu gözlerine ve bakışlarına sahip değilseniz, kimseyi inandıramazsınız kusura bakmayın. (BKZ. FSN, Unutulmaz, ÖBGZ vs.)

En kötü oyunculuk ödülümü ise Lara rolünü oynayan Feyza Civelek’e veriyorum. Tek yaptığı kısacık boyuna, kısacık etekler giyerek kalın bacaklarını gözler önüne sermek olan bu hatun, bence dizi ekibinden birilerinin tanıdığı ve o tanıdık torpili ile diziye dahil olmuş. Yoksa bu kadar yeteneksiz olup ta, bu kadar uzun süre dizinin ekibinde kalmasının başka açıklaması olmasa gerek.

Oyunculuklar kadar, özensiz sahneler ve tekrarlar da çok sıkıcı olmaya başladı. Mesela Emir Feriha ile arabada giderken illa ki bir deniz kıyısında durup kavgaya orda devam etmek zorundalar mı? Bu gençler okula giderler de derse ne zaman girerler, kitapları defterleri nerededir? Emir ile Levent tekme tokat birbirlerinin ağzını burnunu kan içinde bırakırlar da, yüzleri neden morarmaz, kaşları dudakları patlamaz? Emir neden arabasını çalan çocuk ile Feriha’nın aynı soy isme sahip olduğunu ve aynı apartmanda oturduklarını aylar boyunca fark edememiştir? Koskoca İstanbul’da başka ev kalmamış mıdır ki Emir ya da Levent’in annesi illa ki de Feriha’nın oturduğu apartmanı seçerler ikamet için. Hele hele Levent’in yüksek sosyete annesi neden deniz kıyınsıda bir yalıda oturmak yerine küçücük bir apartman dairesine sıkışıp kalır. Feriha, adım başı Emir’in karşısına çıkmak zorunda mıdır, peşinde koşmak zorunda mıdır? Genç kızlık gururu, onuru nereye gitmiştir. Aşk için insan kendini, hadi kendini bırak ailesini bu kadar aşağılatır mı? Neden biraz olsun “Kaçan kovalanır” mantığı ile kendini biraz geri çekmez. Ve Allah aşkına yine ortaya çıkan o Halil saçmalığı nedir öyle ? Bütün bu örnekleri çoğaltabiliriz ama bu kadarı bile saçma sahnelere en basit örneklerdir kanımca.

Gelelim alkışlarımıza. Her şeyden önce Zehra karakterini evlerimize konuk eden ve müthiş oyunculuğu ile bizi kendimizden geçiren Vahide ablamıza sonsuz alkışlar ve şifa dileklerimizi iletelim. Oyunculuğuna laf etmek kimin haddine. Dizi ekibine de Jenerikte Vahide Gördüm’ün ismini yazmaya devam edip şahane bir vefa gösterdikleri için kocaman bir alkış gitsin tekrar. Aynı şekilde Deniz Uğur da hem çok hoş bir kadın olmanın ötesinde, örnek alınacak oyuncuğu ile takdirleri hak ediyor. Ona da en kısa zamanda acil şifalar diliyorum.  Ve Sedef Şahin. Yani Cansu. Gerçekte şen şakrak, neşeli, cıvıl cıvıl bir genç kız olup ta, psikopat, saplantılı bir âşık rolünü gerçekten çok güzel oynayan Sedef de bence çok başarılı doğrusu. Öyle başarılı ki, eminim hepinizi sinir etmeyi başarıyordur saçma salak karşılıksız aşkıyla. Sinir etmek demişken Seher bacımızı da unutmayalım. Dizinin fettan, içten pazarlıklı, entrikacı kenar mahalle dilberi rolü için daha iyi birini düşünemiyorum.

Ve Yusuf Akgün… Koray… Yusuf Akgün’ü sona bıraktım çünkü ondan ayrı söz etmek istiyorum. Ben diziyi her seyredişimde, Keşke Emir rolünü o oynasaymış diyorum. Kesinlikle çok doğal, rahat ve rolünün hakkını vererek yapıyor işini. Üstelik o da yakışıklı, boylu poslu, karizma yerinde yani. Hem yetenek, hem fizik bir arada. Hani biraz önce bahsettiğim bakışlarıyla,mimikleriyle oynamak meselesini çok iyi beceriyor. Bunu da Gülsüm ile yeni yeni filizlenen yakınlığını seyrederken çok iyi anlayabiliriz. Hande ile olan ilişkisindeki bıkkınlığını nasıl güzel yansıtıyorsa, Gülsüm’ün o saf, temiz halinden nasıl etkilendiğini de çok güzel yaşatıyor bize. Bana göre diziyi ikinci sezon ayakta tutan hikâyelerden biri de budur. Emir ile Feriha’nın tadı kaçmış aşk hikâyesinden sonra, Koray ile Gülsüm arasındaki saf ve temiz yakınlaşma ilaç gibi geldi izleyicilere doğrusu.

Bunca zaman dizinin seyredilme sebebleri de işte şu son iki paragraftaki birkaç karakterdir..Bu diziyi nasıl toparlayacaklar çok merak etmekle birlikte, en azından biraz heyecan katmak adına Feriha ile Levent’in birliktelik yaşamasını, Gülsüm ile Koray’ın da aşk hikâyesinin güzel gelişmeler göstermesini diliyorum… AFK’dan şimdilik bu kadar. Siyah İnci’den sevgiyle.

 
Toplam blog
: 55
: 2295
Kayıt tarihi
: 02.12.11
 
 

Kendi halinde bir TV izleyicisi ve yorumcusudur Siyah İnci. Tipik bir akrep burcudur.  Büyük çoğu..