Adli Tıp Kurumu rezaleti - Nur Birgen görevden alınsın ! !

Ergenekon sanığı İbrahim Şahin’e ‘hastadır’ raporu vererek, Cumhurbaşkanı Sezer’e affettiren Dr. Nur Birgen, ‘işkenceyi gizlemek’ suçundan altı ay ‘meslekten men’ cezası almış.

Buraya kadar anlaşılmayan bir şey var mı?

Hayır.

Fakat, bundan sonrası bayağı eğlenceli.

Nur Birgen, görev yaptığı Beyoğlu Adli Tıp Şube Müdürlüğü’ne Mehmet Ağar tarafından atanıyor.

Herhalde ‘Mehmet Ağar da kim? İbrahim Şahin’le alakası nedir?’ diye sormayacaksınız.
Nur Birgen bu nedenle defalarca şikâyet edilmiş birisidir. Bir yandan Tabip Odası’na şikâyetler yapılırken aynı zamanda Savcılıklara suç duyurusunda da bulunulmuştur.

Eski özel harekatçı Şahin`in tahliyesini sağlayan Adli Tıp raporunu veren Nur Birgen Ergenekon tutuklusu Arif Doğan`ı da tahliye ettirdi. Sırada Prof. Haberal`ın talebi var Ergenekon`un tutuklu sanığı JITEM yöneticisi Arif Doğan`ın tahliye olmasını sağlayan Adli Tıp raporunu, eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar tarafından atanan ve `Meslekten men` cezasına rağmen `terfi` alan Nur Birgen başkanlığınndaki 3. İhtisas Dairesi`nin verdiği ortaya çıktı. Sağlık sorunları gerekçesiyle tahliye talebinde bulunan Ergenekon sanıkları Prof. Dr. Mehmet Haberal, Levent Ersöz ve İbrahim Şahin hakkındaki son sözü de önümüzdeki günlerde yine Nur Birgen verecek. Şahin`e `sürekli hasta` raporu veren Nur Birgen AB`den veto yedi Vetoyu, projeye katılan doktor, hâkim ve savcıları eğitecek Türk Tabipler Birliği(TTB) Başkanı Gençay Gürsoy açıkladı: `Bizim bu çalışmayı yaparken çok titiz bir şekilde işkenceyle ilgili etik kurallara sonuna kadar sadık kalma sözümüz var. Bu yüzden geçmişte işkenceyle ilgili ceza almış kişilerin bu proje içinde yer almasını istemedik. Böyle bir problem oldu. Bu anlayışla karşılandı. Uluslararası organlarla yaptığımız sözleşmelerde de bu geçiyor.`

12 yıldır 3. İhtisas Kurulu başkanlığını yürüten Nur Birgen en son Susurluk davası mahkûmu İbrahim Şahin`i `sürekli hastalık` raporuyla hapse girmekten kurtaran ihtisas kurulu başkanı olarak gündeme gelmişti. Birgen`in `iyileşmez` hasta dediği Şahin, Ergenekon terör örgütü için 300 kişilik silahlı ekip ve suikast planları hazırlamıştı.

Dün başlayan ve 2009 yılı Kasım ayında sona erecek işkenceye karşı eğitimde Nur Birgen hiçbir şekilde görev almayacak. Ergenekon tutuklusu İbrahim Şahin`i `Sürekli hasta raporu` vererek tahliye ettiren Adli Tıp Daire Başkanı Doktor Birgen, kanser hastası mahkum Güler Zere`ye geçit vermedi. Kansere yakalanan ve Adana`da bir hastanenin mahkûm koğuşunda tutulan Güler Zere`nin tahliye umutları, İstanbul Adli Tıp Kurumu`nun verdiği olumsuz raporla söndü. Raporun altında imzası olan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi Başkanı Nur Birgen`in daha önce Susurluk hükümlüsü İbrahim Şahin`e `Sürekli hasta raporu` vererek serbest kalmasını sağlamış ve işkenceyi gizlediği için İstanbul Tabip Odası tarafından 1998`de 6 ay meslekten men cezası almıştı. Birgen`in başında olduğu 3. Daire`nin 2004 yılında Wernicke Korsakoff hastası iki tutuklu hakkında verdiği çelişkili raporlar da AİHM`den dönmüştü. İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. Dairesi, iki hafta önce Adana`dan 14 saatlik ambulans yolculuğu ile İstanbul`a getirildikten sonra sadece 5 dakika muayene edilen Zere`nin tedavisinin cezaevi koşullarında yapılmaya uygun olduğuna karar verdi.

14 yıldır tutuklu olan ve cezaevinde damak kanserine yakalanan Güler Zere hakkında verilen 5 tıbbi rapor ise tedavisinin cezaevi koşullarında sürdürülemeyeceğini belirtiyor. Hastalığın son evresini yaşayan 37 yaşındaki Zere`nin tedavi şansının yüzde 30 olduğu bildirildi. Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi, cezaevinde sadece iki gün kalan Ergenekon şüphelisi ve JİTEM`in kurucusu emekli Albay Arif Doğan`ın tahliye edilmesine rağmen, ölmesine kesin gözüyle bakılan Zere`nin tahliye edilmemesine isyan etti. Dernek, iki haftadır karar vermeyen Adli Tıp 3. Dairesi başkanı Nur Birgen hakkında dün suç duyurusunda bulunmayı planlıyordu. Örgütsel üye olduğu gerekçesiyle 34 yıl hapis cezasına çarptırılan Zere`nin babası, kızının tutulduğu hastane hücresi önünde geçen hafta başlattığı açlık grevine devam ederken, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, serbest bırakılması halinde Zere`yi tedavi için İstanbul Cerrahpaşa Tıp Fakültesi`ne getirmek üzere bir ambulansı hastane önünde bekletiyordu. "Adli Tıp Beş Dakikalık Muayeneyle Zere'yi Ölüme Mahkum Etti" Çukurova Adli Tıp "Hastanenin mahkum koğuşu da uygun değil"; İstanbul Adli Tıp "Kalabilir" diyor.

Raporda daha önce işkenceyi gizleyen Dr. Birgen'in imzası var. 4. evrede kanserli Zere'nin avukatları "tasarlayarak öldürme girişimi"nden suç duyurusunda bulundu. İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu, kanserli mahkum Güler Zere'nin hastanenin mahkum koğuşunda tedavi edilebileceği yönünde rapor verdi. Oysa, Çukurova Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı, 2 Temmuz'daki raporunda, Zere'nin hastanenin mahkum koğuşunda tedavi görmesi halinde yaşam riski olduğunu yazıyordu: "Bu olgularda alınacak tedavi (radyoterapi, kemoterapi) kadar önemli olan iyi bakım ve destek ortamının olduğu, bunun için yakın çevresinin ilgisine bakımına desteğine ihtiyacı bulunduğu, yaşama isteği ve çabasının tedavinin başarısı için gerektiği, bu nedenlerle sağlık kuruluşlarında mahkumlara ayrılan bölümde tedavisinin hastalığın üstesinden gelme şansını olumsuz etkileyeceğinden dolayı hastanenin mahkum koğuşunun dahi yaşam riski oluşturacağı..."

"Zere'yi öldürtmeyeceğiz"

Ancak "Zere'yi öldürtmeyeceğiz" diyen avukatları, İstanbul Adli Tıp'taki heyetin başında bulunan Nur Birgen ve kurumun başkanı Haluk İnce hakkında, "tasarlayarak öldürmeye girişim" suçlamasıyla yargıya başvurdu. Önceki gün (17 Temmuz) suç duyurusunda bulunan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi, yaklaşık beş dakika süren muayeneyle verilen raporun, Zere'yi hastanenin mahkum koğuşunda kalmaya mahkum ederek tedavi imkanlarından yoksun bıraktığını, bunun da öldürme girişimi olduğunu savunuyor.

ÇHD ayrıca, doktorların 6 Temmuz'daki muayenenin sonucunu yaklaşık iki hafta sonra açıklamakla "görevi ihmal", gerçek bir inceleme ve muayeneden geçirmeksizin bu raporu vermekle de "görevi kötüye kullanma" suçlarını işlediğini yazdı. Cezaevi savcıları, ağır durumdaki hastalar için Adli Tıp Kurumu'nun doğrudan raporu ya da tam teşekküllü hastanelerin raporlarının Adli Tıp tarafından onaylanması halinde, tedavi için infazın ertelenmesi kararı verebiliyor. Cumhurbaşkanı da bu durumdaki hükümlüleri af yetkisine sahip. 1995'teki raporunda işkenceyi gizlediği için Birgen'in adı hak örgütlerinin raporlarında "kötü örnek" olarak geçiyor. Birgen, Susurluk hükümlüsü İbrahim Şahin'e af yolunu açan adli tıp raporuna ve Wernicke Korsakoff sendromlusu hükümlü ve tutukluları cezaevine geri gönderen raporlara da imza atmıştı. 5 dakikalık muayene için 28 saat yolculuk Damakta başlayan kanseri vücuduna yayılan Zere için Elbistan savcılığı Çukurova Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı'ndan rapor istedi. Çukurova Adli Tıp, 22 Haziran tarihli raporda Zere'nin "ağır özürlü sayıldığı, yaşamının ağır risk altında olduğu, bir başkasının bakım ve gözetimine muhtaç olduğu, radyoterapi de içerecek yoğun ve ağır tedavinin cezaevi koşullarında yerine getirilmesinin mümkün olmadığı, iyileşinceye kadar cezasının ertelenmesinin uygun olacağı"nı yazdı. Savcılık bunun üzerine 25 Haziran'da hastanenin mahkum koğuşunun uygun olup olmadığını sordu ve olmadığı yanıtını aldı. Bunla da yetinmeyen savcılık Zere'yi 14 saatlik yolculukla İstanbul Adli Tıp Kurumu'na muayene için gönderdi. ÇHD, bu tutumu nedeniyle savcı için de suç duyurusunda bulunmuştu.

Savcılar Nur Birgen hakkında dava açmaya gerek görmezken, İstanbul Tabip Odası ve Türk Tabipleri Birliği Nur Birgen’e defalarca “meslekten men” cezaları vermiştir. Ancak Bakanlık Tabipler Birliği’nin disiplin kurulu kararlarını uygulamamıştır.