Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ekim '08

 
Kategori
Tarih
 

Adolf Hitler 2

Adolf Hitler 2
 

Hitler'i- Hitler yapan temelin atıldığı ortaokul ve ergenlik çağı.


1898 de Leonding kentine taşınan Hitler ailesinde, Adolf daha 9 yaşındayken ciddi sorunlar yaşanmaya başlar. Daha evvelki bölümde de sözünü ettiğim gibi, Adolf ressamlığa yatkınlığını o yıllarda tespit eder. Ailesine artık rahip değil de ressam olmak istiyorum diye diretince, babasıyla ipler iyice gerilir. Eli sopalı olan baba, Adolf’ü sanatçı olma fikrinden dayakla vazgeçirmeye çalışır. Ne zaman eve kötü not veya öğretmenden uyarı mektupları getirse, (ki o yıllarda Adolf’ün notları iyice kırılmaya başladığı için, sıkça gelir bu tip mektuplar) konu ressamlıktan açılır, Adolf sırtını açmak zorunda kalır, baba da kamçıyı çıkarır. 1903 yılına kadar evdeki şiddet devam eder. O yılın ocak ayında tüberküloz’dan ölen Alois Hitler böylece evdeki tartışmaları da sona erdirmiş olur.


Leonding’de ergenlik çağına ilk adımlarını atan Adolf’ün ilgi alanları oynadığı oyunlarla kendini göstermeye başlar. Hitler ile anılarını bir kitapda toplayan Rahip von Wilhering Adolf’ün oyunadığı oyunlarla alakalı şunları söyler:


“ Diğer çocukların oynadığı oyunlar onu tatmin etmiyordu. Hitler’in en sık oynadığı oyunlar savaş oyunları ve kilisemizin mezarlığında silahla ( ok, sapan, taş olsa gerek ) fare öldürmekti ”


Kavgam kitabında Adolf konu ile alakalı şu cümleleri sarf eder:


“ Ben çocukluğumda da pasifist değildim. Beni bu yönde eğitmeye teşebbüs edenler hüsrana uğradı”


1900 yılında çıkan *Boer savaşı Hitler’in şahit olduğu ilk savaş olur. İngliz ve Hollanda’lıların aynı saflarda, daha çok Alman göçmenlerden oluşan Afrika'nın güneyinde yaşayan Boer halkına saldırmasıyla meydana çıkan savaşı, Adolf büyük bir ilgiyle takip eder. Sabahları erkenden kalkıp harçlığını gazete ve savaşla alakalı her türlü literatüre harcar. Saatlerce okur. O yıllarda ilk kez görülen milliyetçiliği okuluna da yansır. Okulda milliyetçiliği ağır basan Alman çocukları Boer’lilerin yandaşı olurlar.Bu konu Adolf’ün liderliğinde öğrenciler arasında bölünmelere yol açar.

Dediğim dedik, egosentrik ve lider kişiliğini babasıyla verdiği mücadelenin dışında ilk kez bu savaşın takibi esnasında ortaya koyan ergen Hitler, daha sonraki okul yıllarında (Avusturya’nın çekleştirilmeye çalışıldığı dönemde ) okulun giriş kapısında öğrencileri sen bizdensin, milliyetçisin, üstün Alman ırkındansın, sen değil şeklinde ayırırmasıyla dikkat çeker. Bu tutum karşısında okul idaresi sessiz kalır.


O tarihlerdeki fransızca öğretmeni Adolf hakkında şu sözleri söyler:


“ Tek yönlü de da olsa zeki bir çocuktu. Asabi, ukala, kendi bildiği doğruların dışında doğru tanımayan ve sınıf arkadaşlarından sürekli kendisine itaat etmesini bekleyen lider ( Führer ) yapılıydı. Karl May hikâyelerinden nefret ederdi.”


Dersleri gittikçe kötüye giden Hitler’in en sevdiği öğretmeni tarih öğretmeni Pötsch olur.


Kavgam kitabında tarih öğretmeni için şunları yazar:


“ Küçük, fanatik milliyetçiliğimizi kullanarak sıkça Alman düzenini ve disiplinini ön plana çıkararak yaramazlıklarımızı kesmemizi sağlardı.”

Alman Halk Partisine ( sağ ) üye olan öğretmen kendince, Alman milliyetçiliğini ve krala sadakatı bir araya getirebiliyordu. Derslerde sıkça Alman tarihi ve German ırkının üstünlüğü işliyordu.


Kavgam kitabında tarih öğretmeni için yazdığı şu sözler, Hitler’in Pötsch’e nasıl hayranlıkla baktığını açıklıyordu.


“Böyle bir öğretmenin dersinde Alman tarihini öğrenerek Devlet ve Devletçilik düşmanı olmamak mümkün değildi. Kendi emellerinden ve avantajlarından dolayı halkını hiçe sayan bu devlete karşı, hem Krala ( İmparatora ) sadakatı, hemde Alman ırkının üstünlüğünü savunan ender öğretmenlerden birinin öğrencisi olduğum için kendimi şanslı sayıyorum.”


Kavgam da ki bu sözleri okuyan Hitler’in eski tarih öğretmeni Pötsch, sonraki yıllarda böylesi fanatik bir adam tarafından övülmeyi her fırsatta reddeder. Hatta kendisine imzalı bir şekilde ulaştırılan kavgam kitabını Wilhering derneğine bağışlar. 1936 da Hitler’e hediye edilmek üzere, bütün öğretmenlerinin imzasıyla, fotoğraflarının toplanacağı bir albümde yer almaya itiraz eder. Nitekim bu albümde, Adolf Hitler’i en çok etkileyen öğretmeni Pötsch’ün fotoğrafı görülmez.


Hitler’in Pötsch’e karşı hayranlığı sonuç olarak eksilmez. Aksine; tarih öğretmenin ölümünden sonra onun için bir devlet töreni düzenletecektir.


1904 yılında derslerinin daha da kötüleşmesiyle Linz’deki ortaokulundan alınan Adolf'ün kaydı, arkadaşlarından uzaklaştırılarak notlarının düzelmesi ümidiyle, Steyr ortaokuluna alınır.


Bu tarihe denk gelen **Japonya-Rusya savaşında Milliyetçi Almanlar, Japonlar için tezeharuat yaparken okulun Çek kökenli öğrencileri Rusya’nın yanında yer alırlar.


Leonding’ deki ev satıldıktan sonra Linz’e taşınan anne Klara yönetimindeki Hitler ailesi, Adolf’ün okulunun Steyr’de olmasından dolayı onu oradaki bakıcı bir aileye bırakır. Adolf ilk defa çok sevdiği annesinden ayrılmanın üzüntüsünü yaşamaya başlar.


Dersleri düzelmeyen Hitler, Almanca, Matematik ve Steno derslerinden kırık not alır. Kavgam kitabında yazdığı bir cümleden, hayatında yanlış giden şeylerin sorumluluğunu başkalarında aradığı anlaşlıyor. Kitabın yıllar sonra yazıldığını dikkate alırsak, kızgınlığının anlık değil de ebedi olduğunu görüyoruz:


“Profösör bozuntusu, aptal beni Alman dilinden soğuttu. Küçük, bacaksız çaylak; benim hiçbir zaman mektup yazamayacağımı söyledi. Düşünebiliyor musunuz bu salağın verdiği kırık not yüzünden hiçbir zaman teknisyen olamayacaktım.”


Hitler Kavgam'da okulundan ayrılmasıyla ilgili şunları yazıyordu:


“ Babamın ölümünden sonra benim memur olmamı vasiyet olarak kabul eden annemin ısrarlarını, o tarihlerde geçirdiğim bir hastalık sayesinde dindirebildim. Ciğerlerimde iltahap tespit edildiği için iki sene okuldan uzak kalmam gerektiğini ve ileri ki yıllarda kesinlikle yazahanede oturarak çalışmamam gerektiğini söyleyen doktor adeta imdadıma yetişmişti. “


Hitler’in o zamanki doktoru Bloch, daha sonraki açıklamalarında böyle bir hastalığın hiçbir zaman olmadığını, asıl hastalığın Adolf’ün annesine ( ve tersi ) olan bağımlılık derecesindeki sevgisi olduğunu söyler. Yani Klara biricik oğlunun isteklerini yerine getirerek, babasının vasiyetini oğlu ile birlikte hiçe sayar.


Hitler’in okuldan alındığı iki sene içerisinde Klara Hitler oğlunu el-bebek, gül-bebek besler. Adolf hiç durmadan resimleriyle ilgilenir ve sürekli yürüyüşlere çıkar. Klara ise eşinin yokluğunun yarattığı duygusal boşluğu Adolf ile telafi etmeye çalışır. Daha sonra Hitler kitabında o iki seneyi “ Hayatımın en güzel yıllarıydı ” diye tarif edecektir.


Adolf Hitler okulundaki başarısızlığını sürekli memur değil, ressam olmak istemesine bağlar.

Lakin Viyana’nın sanat akademisine seçilememesinin açıklamasını kitabında şu şekilde yapar:


“ Resimlerimi gören akademi rektörü benim ressamlığa değil, mimarlığa kafamı yormamı söyledi. Hatta bu kabiliyetimin bugüne kadar nasıl gün ışığına çıkmadığına çok şaşırdı”


O tarihlerde bir rektörün bu sözleri söylemiş olması olasılık dışı diyen tarihçiler; Hitler’in resimlerine işaret ederek, bu resimlerin mimarlıkla uzaktan yakından alakası olmadığını belirtiyorlar.


Genel olarak Hitler’in okul yıllarından çıkaracağımız sonuç şudur:

Hitler'i Hitler yapan temelin atıldığı yıllar ortaokul yılları ve ergenlik çağıdır.

Hitler'in kişiliğini ciddi şekilde etkileyen unsurlar, becerisizlik, öğretmenlerden nefret, aydınlardan nefret, Alman milliyetçiliği. ve annesine yönelik taşıdığı ödopus komleksi olarak bilinir.

Bundan sonra edineceği tecrübeler bu temelin üzerine kurulan o korkunç yapıtı tamamlayacaktır.


Bu yazıyı hazırlarken faydalandığım siteler ve Litedatür.


http://tr.wikipedia.org/wiki/Hitler

http://de.wikiquote.org/wiki/Adolf_Hitler

http://projects.brg-schoren.ac.at/Nationalsozialismus/hitler.html#Kindheit

http://projects.brg-schoren.ac.at/Nationalsozialismus/hitler.html#Kindheit

Kavgam kitabı ( Almanca baskısı )

http://www.hausarbeiten.de/faecher/vorschau/94969.html


Spiegel dergisinin 14.Ocak 2008 tarihli baskısı “Batışın başlangıcı”


* Boer Almanca ve Hollandaca’da Bauer, Bure ( Çiftçi ) kelimesinden gelir. 17. yüzyılda Güney Afrika’ya göçen Alman ve Hollandalılar’dan oluşan bir topluluk.

http://tr.wikipedia.org/wiki/II._Boer_Sava%C5%9F%C4%B1


**Rusya Japonya savaşı http://tr.wikipedia.org/wiki/Rus-Japon_Sava%C5%9F%C4%B1


DEVAM EDECEK

 
Toplam blog
: 121
: 1814
Kayıt tarihi
: 29.01.07
 
 

Almanya'da doğdum. Haylaz bir öğrenciydim. 16 yaşımdan beri ticaretle ilgileniyorum. Şu anda büyük b..