Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Eylül '07

 
Kategori
Yurtiçi Tatil
 

Adrasan' da Tatil

Adrasan' da Tatil
 

Koca bir yıl çalıştınız, yoruldunuz. Gün oldu mesaiye kaldınız, gün oldu nöbet tuttunuz, öyle zamanlar oldu hafta sonu tam çalıştınız...

Çalışmak, çalışmak... Nereye kadar? İnsanoğlu motor değil ki! Onun da dinlenmeye ve bakıma ihtiyacı var. Motor bile yılda en az bir kez bakım istiyor, yaptırmazsan nazlanıyor,

Beraber çalıştığım arkadaşlarımla tatil muhabbeti yapıyoruz. İçlerinden tatil planları yapan arkadaşım:

- Bu sene öyle bir yerde tatil yapmalıyım ki "kafam resetlensin" dedi.

Ve o anda verdim cevabı:

- "Tamam." Dedim. Senin ilacını biliyorum.

- Nasıl yani? Ne ilacı?

- Adrasan. Dedim.

- Adrasan mı ? O da ne İlaç adı mı?

- Evet. Dedim İlaç adı ama senin bildiğin gibi değil, Yenilip içilmez.

- İğne mi o zaman? Aman kalsın, korkarım iğneden.

- Hayır be oğlum... Ne hap ne iğne.. dur bir dakika, otur ve dinle.. Dedim
ve başladım ADRASAN’ ı anlatmaya. Anlattıkça daha önce de aynı şeyleri söylediğimi hatırladı, merakla dinlemeye devam etti. ( 3 yıl önce de Adrasan’ ı arkadaşlarıma anlatırken dinlemiş.) Sözümü dinledi ve eşiyle birlikte gitti.

...........

Bahsettiğim arkadaşım bir haftalık Adrasan tatilinden döndü. Bana teşekkür ediyor. Şimdi o başkasına aynı önerilerde bulunuyor.

Milliyet Blog da yazmaya başladığımı anlatınca da burada yazmamı o istedi. Ben de yazmaya çalışacağım.

Belki çoğunuz biliyorsunuzdur, belki gidip gördünüz, tatil yaptınız. Sözlerim gidip görmeyenlere ya da görmek isteyenlere...

...........

Çevresi çam ormanlarıyla çevrili bir koy, yakınında bulunan ve yeni adı "Çavuşköy" olan beldenin eski adı "Adrasan". Arkasını Bey Dağları’ na yaslamış keyif çatıyor.

Bu koyun hemen yakınlarından yol geçmiyor, dolayısıyla araç trafiği, gürültü, kalabalık ve egzos gazları vb. gibi, büyük kentlerde ömrünüzü bitiren hiçbir şey yok burada.

Ulaşım için yol tabi ki var. Sahile kadar asfalt yoldan rahatça gidebiliyorsunuz. Ama şehirlerarası yol buradan geçmiyor.

Diğer sahillerden tek farklılığı bu değil elbette, aynı zamanda geniş ve uzun bir kumsal, kendine özgü iri taneli koyu renk kumları ve sığ denizi ile daha çok beğeninizi topluyor. Berrak ve durgun suyu mükemmel.

Olympos antik kenti ve sahili, çıralı plajları ve akşam karanlığında Yanartaş’ a ( yüzyıllardır yer altından çıkan doğalgaz birçok noktada yanmaya devam ediyor.) çıkmak Adrasan’ da tatil yapanlar için çok kolay.

Güneye her gittiğimizde kalabilirsek bu zevki tadıyoruz. Kalamazsak ta günübirlik gidiyor, doyasıya denize giriyor, akşam dönüyoruz... İnsanın kolay kolay ayrılası gelmiyor.. Dinlenmek ve sakin, huzurlu bir tatil yapmak için uygun bir yer Adrasan.

Bizim avantajımız; kendi aracımızla gitmemizdi. Zamandan kazandık. Siz de kendi aracınızla giderseniz; Kemer- Finike yolu üzerinde Tekirova’ yı geçince tabelaları göreceksiniz...

“ Olympos antik kenti 11 km.”
“ Çavuşköy ( Adrasan) 15 km.” yazıyor tabelalarda...

Bu tabelalardan dönünce virajlı, çam ağaçları ile dolu ormanlık ve ana yola göre dar bir asfalt yol sizi Adrsasan’ a veya isterseniz Olympos’ a ulaştırıyor.

Olympos’ a yaklaşınca çok sayıda ağaç evler görmeye başlıyorsunuz. Kendi aracınız yoksa bu tabelaların hemen yakınında Olympos’ a kalkan minibüsler var. Bu durakta bulunan gözlemeci de mutlaka gözleme yiyip bakır taslarda buz gibi ayrandan içiniz.

Fiyatlar uygun, lezzetli ve çalışanlar yakın ilgi gösteriyorlar... ( Bakınız; Fotoğraflar)

Adrasan sahiline dökülen bir de dere var. Adrasan deresi. Ama ilk bakışta sanki kendisini saklamış dağların arasına..

Dereye paralel olarak giden yol, aynı zamanda Olympos yoluna (geldiğiniz yola) çıkıyor. Dere üzerinde çok sayıda asma köprü var. Akşam olunca köprüyü süsleyen renkli ve sıra sıra dizilmiş ampullere ve ışığın suya yansımasına doyulmuyor. Bu köprülerden karşıya geçiyorsunuz. Yer minderlerinde ya da özel yapılmış masalarda ayaklarınız suyun içinde yemeğinizi, balığınızı yiyip, buz gibi rakınızı içebiliyorsunuz...

Burada, bungalov evler, pansiyonlar, küçük otel ve moteller var. Geceyi konaklayarak geçirebilirsiniz. Tavsiye ederim, çünkü sabah erkenden deniz sizi bekliyor.

Yemek yediğiniz lokantaların arka bahçelerine bir göz atmayı ihmal etmeyin. Ben merak edip daldım.

Ağaçlara bağlanmış hamaklarda 1 saat kadar kestirdim.

Garsonlarla İstanbul sohbeti yaptık. Daha önce İstanbul’ da çalışmışlar.
Bırakmadılar. Odun ateşinde ve semaverde çay demlediler. İkram ettiler. Bekledim ama değdi doğrusu?

Reklamlarda bayan sanatçı soruyor ya;

- Bu çay içilmez mi diye, ..

- Bence o çay içilirdi. Ben de içtim. Hem de iki bardak.

(Ben denizin yorgunluğu ve hamak keyfi sonrası çayımı yudumlarken, hamağı bağladıkları kalın ağacın gövdesinde binlerce karınca yukarı çıkıp aşağı iniyorlardı. Birbirlerinin önünü kesmeden, Temmuzun yakıcı sıcağına rağmen ve yorulmadan.)

Adrasan; gerçekten dinlenilecek bir yer, arkadaşımın deyimiyle “ kafa resetlemek” için iyi bir yer. Bu sene fırsat geçmiş olabilir, seneye planlarınız arasına koyup değerlendirin. Derim.

Giderseniz bağımlılık yapabiliyor, yine gitmek ve görmek istiyorsunuz.

Not: Fotoğrafları Adrasan' a giderken ve Adrasan' da çektik...
E.K.

 
Toplam blog
: 10
: 685
Kayıt tarihi
: 20.08.07
 
 

1967 Giresun doğumluyum, Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesini ve Sağlık Personeli Önlisans Progr..