Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ekim '11

 
Kategori
Etkinlikler / Festivaller
 

Adrenalin bağımlılığı. Belgesel Fotoğraf ve Bruno Serralongue

Adrenalin bağımlılığı. Belgesel Fotoğraf ve Bruno Serralongue
 

Bruno Serralongue


İstiklal caddesinde, ist cafe’den hemen sonra, dış cephede caz festivali afişleri olan.. önünden geçerken hep içeri baktığım... ne var ne yok anlamaya çalıştığım... istiklal caddesinde hep bir yerlere yetişilmeye çalışıldığından.. bir türlü giremediğim.. yer... işte tam orası Akbank Sanat

Bu sefer girdim içeri... korkulacak bir şey yokmuş... Ciddi bir havası var... Beyaz, gri renklerde, sessiz konuşulan, sessizliği bozmamak için ipod’umu kıstığım, kısmakla kalmayıp tamamen kapattığım yer...

Beni en sevdiğim konu karşıladı... Belgesel fotoğraflar... Bruno Serralongue... Zaman kapsülü..

Üniversite yıllarımda böyle bir arzum vardı. Savaş muhabiri olayım... gerçek olanın fotoğrafını çekeyim istiyordum. Olmadığına pişman da değilim aslında... Adrenalin bağımlılığım var... Kalbim güm güm atıp, nefes almalarım hızlanmadığı zaman pelte gibi oluyorum..

Adrenalin bağımlılığı kişisel gelişiminde konularından biridir. Dar zamanlarda ve kriz anında meydana gelen adrenalin hücumu kişide motivasyonu sağlar. Motivasyon’da coşkuyu getirir... Kriz anında gösterilen performans, kişinin potansiyelini açığa çıkarır... Kendine güveni artar...Kendi potansiyelinden memnun kalan kişi de, itici kuvvetinin yani kriz anının gelmesini bekler... Yumurtanın kapıya dayanması gerekir ki...1 aylık işi 1 gün de yaparak kendini kendine kanıtlasın.. Yanılsal bir durumdur... Burda öğrenilmesi gereken, potansiyelini hergün kullanabilmenin yolunu bulmaktır..

Bense adrenalin bağımlılığımı avantaja dönüştürmeyi seçtim... Kısa ve uzun vadeli hedeflerim var... Uzun vadeli hedefim; kısa vadeli hedeflerimin toplamından oluşuyor... Hergüne ve her haftasonuna varılması gereken bir nokta koydum.. Böylece hergün kriz yaşıyorum..:)

Üniversite yıllarımdaki savaş muhabirliğine olan ilgim ben de belgesel fotoğraf ve fotoğrafçılığı tutku haline getirdi... Ne zaman bir belgesel fotoğraf görsem dikkat kesilirim... İşte bu yüzden Akbank Sanat’tan içeri girince karşılaştığım durum beni benden aldı.

Bence, belgesel fotoğrafın en önemli olayı; fotoğrafa baktığın zaman hangi dönemi, hangi ülkeyi ve ne anlatmak istediğini 10 dk içinde anlatması gerekiyor olması. Bruno Serralongue fotoğraflarını gezerken, bende “sanki bir eksiklik var” hissi yarattığını söylemeden geçemeyeceğim. Resim alt yazılarını okudum... birleştirmeye çalıştım... yine tam olmadı... Sonra sergiyi anlatan broşüre bakayım dedim..

Meğerse yanlış açıdan bakıyormuşum.. Çünkü broşürde tam da şöyle yazıyor..

“Bruno Serralongue fotoğraflarında bir belgeleme arzusu okunuyor; ancak aynı zamanda kendisinin olaylara baktığı mesafeden fotoğraflarına baktığımızda, burası, onun durumunu konumunu belirliyor ve belgelenmenin ötesine geçen bir öznelliğe dokunuyor.Fotoğraflar tam olarak enformasyon vermekten çok, verirmiş gibi duruyorlar ve aslında hiçbir enformasyon fotoğraflarda okunmuyor. Enformasyondaki ayrıntıların açıklanmasından çok, bize ayrıntıları kapalı bir şekilde (okunmamalı veya yarım okunulası) veriyor.”

İşte bunu bildikten sonra, sergi tadından yenmez bir hale geliyor. Bruno Serralongue’un konusuna olan saplantısı ve bunun için dünyayı gezdiğini anlıyorsun.. Tam da onun gözünden... durduğun  yerden. Baktığı açıdan... Serginin adı “Zaman kapsülü” çünkü tüm fotoğraflarda geleceğe doğru anlamlanmayı bekleyen bir duruşu var..

28 Ekim’e kadar devam ediyor... Gidip görmenizi tavsiye ederim..

www.yaseminsol.com

 
Toplam blog
: 33
: 735
Kayıt tarihi
: 06.06.07
 
 

Seyahat etmek, gezmek, fotoğraf çekmek, okumak ve yazmak en sevdiklerim..O yüzden bu blogu kurdum..