- Kategori
- Haber
Ağlama Pakistan! Cive Pakistan!

milliyet.com.tr
Sel ölüm olmuş altı yüz bin insanın akıbeti meçhul. Henüz saptanabilen bin beş yüz ölüm. Dost ve kardeş ‘güzel’ Pakistan sabahı olmayan kabuslar yatağında. İnsanlar aç, yönetim kısmen çaresiz.
Devlet Başkanı geçenlerde Londra’daydı. “Terörizme karşı yataklıkların” temizlenmesi sözü veriyordu. Kısa bir süre önce Pakistan ordusunun Taliban denetimindeki bölgelerde topyekun bir savaş açtığı gerçeği olmasa, inandırıcılığı gayretkeş bir sorgulanmaya da konu olabilirdi.
Herneyse, Birleşmiş Milletler’in gözlemi, bu son felaketin, 2004 Hint Okyanusu tsunamisi, 2005 Keşmir depremi ve 2010 Haiti depreminin toplamından daha derinde bir trajedi olduğuna işaret ediyor. (1)
Pakistan SOS verecek mecalden bile yoksun. Yoksunluğuna tutsak. Ve yıkım ile onarıcı yardımlar arasındaki mesafe yoksullara, Doğululara, derisi daha koyu olanlara ve belki de varsıllığı daha az kontrol eden dinden gelenlere doğru gittikçe; uzuyor, gecikiyor, ötelenip, ertelenebiliyor…
“Benim için ağlama Arjantin” müzikalini Andrew Lloyd Webber’in eşsiz besteleriyle Londra’da 1981’de izlemiştim. Arjantin tarihini bir sahnede yuttum, kitaplarla içtim, konuşa danışa özümsedim. Oysa Pakistan bize dosttu, orada bizim şarkılarımızla duygulanabilen milyonlar vardı. Ama Pakistan’ı dünya sahnesinde markalaştıracak bir yapıt yoktu.
Yazık ki, dahası, Oryantalist doğu, ikinci kuşak Butto’sunu siyasi suikaste kurban verecek kertede geriliğe sürüklenişte. Ve sayısal çokluğa koşut olmayan nicelik eksikliği sere serpe… Seküler eğitimin rasyonelleştiremediği zihinler ve kurumlarıyla, siyasetin monolitik metafizik ritüeli geçerli.
Sıradan bir beldenin ve belki de her yerin kendi çapını aşan bir doğasal yıkım söz konusu ve ama 11 Eylül sonrası, yardım kuruluşlarının ırk, din, dil ayrımı yapmamasını güvence altına alacak bir ortam da sekteye uğramakta… İşte Pakistan’ın yalnızlığı ve yoksulluğu bütün bunlardan kaynaklanıyor.
Fakat felaketler bazen ulusların bir yerlere gömdüğü barış hasletlerini ansızın canlandırabilir, olumlu vesileler yaratabilir: Haddim değil ama, Hindistan’ın bu son felakat dolayısiyle yardımlara yardımcı olması, iki devlet arasında geleceğe bir barış köprüsü oluşturabilir.
Tabiat gösteriyor ki: Su ve ateş lav olmuş dans ede ede insanları ve canlıları boğuyor. Doğa, nükleer silah demenelerini, karbonmonoksit toksinleri, karbon salınımlarını, kimyasal atıkları ölüm olup kusuyor.
Tüm bunlara karşılık duyarlı ve sağduyulu büyük Ulusumuzun ve onun organizasyon kıvamını giderek artırmakta olan Kızılay gibi resmi kuruluşlarının, Pakistan’daki bu son ağlatıya duyarsız kalmayacağını umuyorum. Benimse, yazmaktan başka gücüm yok. Göz yaşlarım onlar için: Ağlama Pakistan ağlama! Cive cive Pakistan!
(1): Milliyet, milliyet.com.tr, 10.08.2010 : http://www.milliyet.com.tr/kiyametin-fotografi-/yasam/sondakika/10.08.2010/1274360/default.htm