- Kategori
- Deneme
Ağlamak ve gülmek
Ağlamak, aslında gülmenin bu hayatta gülümseyebilmenin bir çeşidi gibidir. Ağlamak ve gülmek... Bu iki sözcük birbirine zıt kavramlarmış gibi görünse de aslında güneş ve gökyüzü gibidirler. Ayrılmaz bir bütün gibi. Nasıl ki güneş doğmadığında gökyüzünün güzelliği kaybolursa ağlamadan da gülmenin tüm güzelliği, anlamı kaybolur. Sıradanlaşır... Gülmeyi anlamlı kılan, gülmenin mutluluğun işareti olmasını sağlayan ve bu özelliği insanların içine işleyen aslında o gözyaşlarının birer eseridir. İnsanlarda "ağladıkça rahatlama psikolojisi" vardır ya o aslında gülümseyebilecek olmanın getirdiği huzurun verdiği rahatlamadır. O yüzden insanlar ağladıkça içlerini dökmüş olurlar. Gülümseyebilmeye yer açmak için dökerler içlerini hayatın avuçlarına. Kimileri sürekli ağlayan insanlara "sulu göz" gibi kötü ve saçma bir tabir kullanırlar ya. Oysa onlar en doğrusunu yapanlardır. Birçoğunun yapması gerekeni yapanlar... Hayatın karşısında bir damla gözyaşı dökmekten korkan, çekinen insanlar değil cesurca, meydan okurcasına gözyaşı dökebilenlerdir. İşte; ağlayabilenler gülmeyi asla unutmayacak olanlardır. Bu yüzden ağlamak, öteki yüzünle gülmek gibidir...