- Kategori
- Blog
Agora Meyhanesi ve Şükrü Bey'in kahvehanesi

İstanbul/Balat'da, Kaptan Asteri tarafından 1890 yılında açılan tarihi Agora(Çarşı) Meyhanesi.
Kimi ''okur'' diyor ezberden, kimi de ''o şiir uzun, okuyamaz'' diyor, biliyorum. Aslında kendisi de emin değil takılmadan okuyacağından ama bana kalırsa okur! Yeter ki biraz konsantre olsun ve istesin. Bir de tabii, o şiir okurken dinleyenler, huşu içinde dinlesin.
Yazılı kâğıttan okunan şiir pek tat vermez bence. Önce özümsenir(ezberlenir demiyorum), mısralar yürekten dile, sonra da –varsa eğer- dinleyenlere ulaşır. Şiir okunurken bir mecliste, hiç ses çıkartmadan dinlenir. En ufak bir ses, okuyanın dikkatini dağıtır.
Evet, söz konusu şiir biraz uzun ama okuyacak olan Mustafa Mumcu Bey ise sorun olmaz bence.
Agora, İzmir’de bir semt ama gerçek Agora Meyhanesi’nin İstanbul’da (Balat) olduğu bilinir. Agora Meyhanesi şiiri ise, İzmirli şair Dr. Onur Şenli’nin bilinen yegâne şiiridir. Yine İzmirli olan bestekâr İsmet Nedim tarafından( Şairin bilgisi dışında ve kısaltılarak) bestelenmiş ve yine İzmirli olan ''Taş bebek'' Gönül Yazar tarafından plağa okunmuştur.
1959 yılında yazılan bu şiirde geçen ''Mendildeki kızıl leke'', '' Kan tüküren mesut insanlar'' gibi ''ince hastalıktan muzdarip'' satırlar, günümüz aşklarıyla pek bağdaşmasa da, eski kuşaklar tarafından pek beğenilir.
24 Ağustos günü toplanacak olan İzmirli Blog yazarı arkadaşların Mustafa Mumcu Bey’den dinleyecekleri bu ''bohem'' şiiri arada sırada ben de mırıldanırım…
Sana bu satırları
Bir sonbahar gecesinin
Felç olmuş köşesinden yazıyorum
Beş yüz mumluk ampullerin karanlığında
Saatlerdir boşalan kadehlere
Şarkılarını dolduruyorum
Tabağımdaki her zeytin tanesine
Simsiyah bakışlarını koyuyorum
Ve kaldırıp kadehimi
Bu rezilcesine yaşamların şerefine içiyorum
Burası Agora Meyhanesi
Burada yaşar aşkların en madarası
Ve en şahanesi
Burada saçların her teline bir galon içilir
Gözlerin her rengine bir şarkı seçilir
Sen, bu sekiz köşeli meyhaneyi bilmezsin
Bu sekiz köşeli meyhane seni bilir
Burası Agora Meyhanesi
Burası arzularını yitirmiş insanların dünyası
Şimdi içimde sokak fenerlerinin yalnızlığı
Boşalan ellerimde kahreden bir hafiflik
Bu akşam umutlarımı meze yapıp içiyorsam
Elimde değil
Bu da bir nevi namuslu serserilik
Dışarıda hafiften bir yağmur var
Bu gece benim gecem
Kadehlerde âlem-i semaların raks ettiği
Gönlümde bütün dertlerin hora teptiği gece bu
Camlara vuran her damlada seni hatırlıyorum
Ve sana susuzluğumu
Birazdan şarkılar susar, kadehler boşalır
Umutlar tükenir, mezeler biter
Birazdan mavi bir ay doğar tepelerden
Bu sarhoş şehrin üstüne
Birazdan bu yağmur da diner
Sen bakma benim böyle delice efkârlandığıma
Mendilimdeki o kızıl lekeyi de boş ver
Yarın gelir çamaşırcı kadın
Her şeyden habersiz onu da yıkar
Sen mesut ol yeter ki, ben olmasam ne çıkar
Dedim ya, burası Agora Meyhanesi
Bir tek iyiliğin tüm kötülüklere meydan okuduğu yer
Burası, kan tüküren mesut insanların dünyası
Dr. Onur Şenli. İzmir 1959.