Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ağustos '11

 
Kategori
Deneme
 

Ah bu şarkılar

Ah bu şarkılar
 

Ayrılıklar da sevdaya dahil


Hiç olmayacak bir anda bir şarkı sözü duyarsın derinlerden bir yerden. Öylece esintiyle beraber gelir gider kulaklarına ve yerleşir içine. O sözlerle beraber ve onun getirdikleriyle birden bire yıllarca geriye dönersin. Bu müzik bu nağmeler alıp götürür seni bir başka diyara. Her söz her kelime yüreğine işler. Çağırır seni, gönlünce gidersin peşinden o nağmelerin. Bulunduğun yerde değilsindir, bir zaman dilimine gitmiş orada yaşıyorsundur artık. 

Bazen eski bir sevgiliye götürür o sözler, yitip giden sevdaları anımsatır. Yüreğin burkulur acırsın geçen yıllara, doyasıya yaşanmayan ya da henüz ateş bile alamadan küllenen sevdalar acıtır içini. Ah bu şarkı nerden çalındı kulağıma diye diye anarsın mazide kalmış günleri. 

“Hatıramda canlandı ah ilk aşkımın gülleri” diye devam eden sözler ve ardından “Anladım gelmez geri, o çocukluk günleri” “Bir bakış ki o kadar yaşadım mazim kadar” diye biten şarkıda dönersin ilk gençlik yıllarına ve ilk sımsıcak duygularına. Zaman ve mekan kaybolmuştur artık. Ayaklarının altından kayıp giden toprak, ve öylece denizlerin ovaların üzerinde uçacak kadar hafiflemişken birden bire kanatlarının kırıldığını duyumsar ve çakılırsın bulunduğun yere. 

Gözlerin uzaklara takılır ve sanki bir ipucu bulacakmış gibi dalar gidersin. Defterlerdeki kurutulmuş güller acaba yerlerinde duruyor mudur? Yazılan ilk satırların mürekkebi uçmuş mudur? Acemice karalanan o duygu yüklü şiirler bir kenarda unutulmuş mudur? Ara sıra da olsa anıyor mudur? Cevabı olmayan sorular öylece cevabını bulmadan kalakalır yüreğini sıkarken. 

“Bu kadar yürekten çağırma beni, bir gece ansızın gelebilirim” diye bir heves, acabalarla dolu yüreğinde eski duygular, sanki hiç eskimemiş, sanki hiç gitmemiş yaşamından gibi, sanki çağırırsa gidebileceksin gibi öylece, yalan bile olsa güzel duyguların hayaliyle gözlerindeki ışıltıların şavkıması vurur denizin dalgalarına. 

Ah bu şarkılar, nerden esti bu rüzgar, niye getirdi şimdi bu melodiyi kulağımın içine yerleştirdi ve çıkmaz oldu oradan. Sözler birbiri peşi sıra sıralanıyor artık ve çıkmıyor beyninin içinden. Bir yığın anı dolu ve yüreğini sıkıştıran o esintinin peşinden sürüklenirken “ Rüzgar söylüyor şimdi o yerlerde bizim eski şarkımızı. Vazgeç, söyleme artık hatırlatma mazideki aşkımızı” diye isyan edersin yaşananlara. 

Artık kabul edilmiş gerçeklere dönme zamanı ve dudaklarındaki şarkı “Şimdi uzaklardasın, gönül hicranla doldu. Hiç ayrılamam derken, kavuşmak hayal oldu” , sessizce başını eğer ve kabul edersin. Dönersin gündelik telaşlarına. 

Bütün suç bu şarkıların, bu melodilerin işte. Alıp götürüyor insanı bir yerlere, bir kere daha yaşatıyor maziyi. Bir ses, bir renk, bir koku alıp götürmez mi insanı, hatırlatmaz mı yaşanan mutlu ya da mutsuz bir anıyı. “İşte öyle bir şey” 

“Çoktan unuturdum ben seni çoktan, Ah bu şarkıların gözü kör olsun” 

 

Şükran Demirtaş 

 

 
Toplam blog
: 249
: 3042
Kayıt tarihi
: 19.03.11
 
 

Doğup büyüdüğüm şehirde, İstanbul'da yaşıyorum. Emekliyim. Gezmeyi, görmeyi, keşfetmeyi sevdiğim ..