Ahmet Hakan’a cevabımdır: Siyasi hatalar ve darbe

Ahmet Hakan, görüşlerinin yarısına katılmamama rağmen severek okuduğum bir köşe yazarıdır. İfade tarzı güzel, güçlü ve orjinal. Yazım biçimi bu estetik güzelliğini belki de duygusallığından alıyor. Duygusal olduğu için de Ahmet Hakan’da örneğin Emre Kongar’ın bilimsel ve mantıksal tutarlılığını aramak boşuna.

Fakat bizim halkımız da zaten aklından çok duygularıyla karar veren bir millet. Bu arada bilinçaltı duyguları da küçümsememek gerektiğini bilirim. Duygular bazen meseleleri daha inceden kavrayıp bilinçli akıldan daha zekice kararlara varabilirler.

Ahmet Hakan Adnan Menderes’le ilgili Hürriyet’teki 18 Ocak 2010 tarihli yazısında diyor ki:

"Darbe varsa bütün siyasi hatalar unutulur. Tek parti diktası mı kurmaya çalışmış? Tahkikat komisyonları mı kurdurtmuş? İnönü’yü bazı şehirlere mi sokturmamış? Darbe olup adamcağızı idam etmişlerse bunların hepsi solda sıfır kalır“.

Tabi ki darbe ve idam korkunç bir zulüm. Darbelere ve siyasi idamlara ben de karşıyım (fakat örneğin halkı koruma adına suçluluklarında şüphe olmayan kronik sapıkların ve katillerin idam edilmesinden yanayım). Ama siyasi hata deyip geçmeyin Ahmet Hakan. İş o kadar basit değil. Ya o siyasi hatalar sonucu insanlar büyük acılar çekmiş, ve hatta canlarından olmuşlarsa?

Van rektörü vakasını hatırlayın. Sırf rektöre çetecilik suçu yükleme adına suçsuz bir insanı hapse atıp intiharına neden olmuşlardı. Ya Ergenekon sorgulaması adına uyduruk iddianamelerle aylarca hapiste tutulan insanlar, gazeteciler ve bilim adamları n’olacak? Ölüme sürüklenen Kuddusi Okkır n’olacak? Mustafa Balbay neden aylardır hapiste? Ya profesör Haberal? Bu insanlar mı darbe yapacaktı? Ya yandaş gazetelerde sistematik yargısız infazla intihara sürüklenen bazı askerler suçsuzlarsa?

Bunlara siyasi hata deyip geçecek miyiz? Bunlara hata demek çok hafif kalır. Herkes biliyor ki bizzat AKP hükümetinin onayı ve desteği olmadan bunlar olmazdı.

Ne demişti zamanında AKP’ye çok yakın gazeteci Fehmi Koru? Erdoğan Bush görüşmesinde Türk ordusundaki ulusalcı ve Avrasyacıların tasviyesi konuşulmuş. Soner Yalçın "bu dinciler o müslümanlara benzemiyor" adlı kitabında Soros destekli turuncu devrim yapılan Sırbistan ve Gürcistan gibi ülkelerde de ulusalcıların ve sendikacıların tasviyesi için Ergenekon’a çok benzer CIA destekli davaların yürütüldüğünü anlatıyor.

İster darbe yoluyla olsun, ister asker ister polis, isterse de hukuki haksızlıklar, bunlar bilerek ve kasten yapılıyorsa zulümdür. Siyasi hata deyip geçemeyiz. Eğer gerçekten adalet diye bir şey varsa o kadar kolay sıyrılamazlar.

Mustafa Tümener, Ocak 2010