Ahmet Hakan’ı Silivri’ye tıkacaklar!

Ahmet Hakan’ı Silivri’ye tıkacaklar!

Gecenin saat 03. ü..Sabahın mı demeliyim yoksa.. Ben için günün en keyifli saatleri. Köşe yazarlarını okuyup, rahatça küfredebildiğim saatlerim… Ahmet Hakan’ın Adalet Ağaoğlu ile Pazar sohbetini okuyorum. Birden kanım donuyor. Adalet hanımın telefondaki nazik sesini duyuyorum hafif titreyen ama vakur…

“Önceki gün Ahmet Şık'ın ‘İmamın Ordusu' adlı kitabını bin imzayla yayınlayalım diye yazmıştın ya... Ben de varım. Ben de yayıncı olmak istiyorum. Benim ismimi de ekle.”
Sonra da şunu söyledi.
“Bin kişiyi Silivri'ye tıkamazlar demişsin... İsterlerse tıksınlar, ben hazırım.”

Hadi Adalet hanım Silivri’yi bilmiyor.Hadi onlar Silivri’yi cezaevi olarak düşleyip, dört tarafı yüksek duvarla; duvarların üzeri helezon dikenli tellerle çevrili bir yer sanıyorlar. Peki ya sen AHMET HAKAN Sen?

Bu mesleğe Silivri’nin çay bahçelerinde bastığın gazeteleri dağıtarak başladığını, o çay bahçelerinin lezzetinin Türkiye’nin hiçbir yerde olmadığını,Köftesini, şuayipini, Küpeştesini arada bir vefa borcu ödemek adına kaleme aldığın yazılara konuşlandırdığını sen biliyorsun. Biliyorsun da!..

senin tarzınla yazacak olursak

1- “Bin kişiyi Silivri’ye tıkamazlar” derken Silivri’nin doğasını cezaevi ile aynı olduğunu mu vurgulamak istedin . HAYIR

2- Adalet Hanımla telefon görüşmen nihayetlendiğinde kendini öyle temize çektiğin an, içinde eser kalmayan karamsarlık ve umutsuzluk “Silivri’ye bin kişi tıkamazlar” kaynaklı mıydı ? HAYIR

3- Aynı köşende yayımladığın Aydın Engin gönderisinin ardından “ Galiba olacak bu iş!” diye düşündüğünü yazarken samimiydin? HAYIR

4- Yerel gazetecilikten genel gazeteciliğe terfi ettiğin günlerde ve hemen sonrasında Seni, zirveye taşıyan Zekeriya Karaman, Mustafa Çelik ve daha niceleri ile Refah Partisi iktidarında, ardından Fazilet Partisi’nde; Ciner Grubunda ve Doğan Medya da AKP’nin iktidarı kapmadaki payın için huzursuzluk yaşıyor musun? Verdiğin örtülü ya da başı açık destek (!) için Vicdanın sızlıyor mu? HAYIR

5- Aydın Engin’in sana gönderdiği iletide sözünü ettiği “Bu ülkede ‘sol memesinin altındaki cevahir' kararmamış çok erkek ve kadın var. Eminim.” Sözü içine kendini katıyor musun?

işte buna cevabın “EVET” Olmalı. Ve o cevahiri avuçlarının arasına al, Silivri’den ve Silivrili’den özür dile.. Çünkü o kitabı basmaya karar verecek olanlar bin değil 10 bin kişi de olsa Silivri halkı onları bağırlarına basacaktır. Cezaevinde değil, kendi evlerinde…

SİLİVRİ Cezaevi değil Ahmet Hakan Silivri Cezaevi değil!!!