Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Haziran '09

 
Kategori
Felsefe
 

Akıl bir "yasakoyucu" olmalıdır.

Akıl bir "yasakoyucu" olmalıdır.
 

Kant, modernliğin eşiğine gelmiş bir dünyanın koşullarında aklı korumanın ve varlığını sürdürmesini sağlamanın yeni felsefi araçlara kavuşturulmaksızın başarılamayacağını ileri süren ilk düşünür oldu. Akıl pek güvende değildi her zaman kötüye kullanılabilmekteydi.

Dünyanın o günkü koşulları ki “Aydınlanmış Despot'un döneminden Devrimler Çağı'na geçiliyor gibiydi.”

Tüm felsefi sistemini "Eleştiri Felsefesi" düşüncesi olarak sundu. Ancak buna rağmen “Kant'ın "eleştirisi" tam anlamıyla, en az Spinoza'nınki kadar "sistem felsefesi"dir.” Yalnızca sistemlerin eleştirilmesi’nin söz konusu olduğu günümüzde, sistem kurma faaliyetini bir tarafa bırakmış olanların dikkatine..

Kant modern bir felsefe sisteminin inşa edilmesinin tam zamanında yaşadı ve bunu gerçekleştirdi. Çünkü Kant'tan sonra herkes, bir anlamda hep Kantçıdır.

Kant felsefesinin temel özelliği, varlığı hukuki terimler dahilinde ne kadar düşünülebilirse o kadar, düşünmeye çabalamaktır.

Kant kavramlar dünyasına bahsettiği herşeyin başına bir "yargıç" dikmiştir.

Akıl peki onu kim yargılayacaktır? Aklı yargılamaya kim yetkilidir?

“Dogmatikler, Kant'a göre, Aklı yargılamaya bir Kilise öğretisini, dogmasını, ya da akıldışı bir otoriteyi çağırmaları yüzünden, geçersiz ve yetkisiz mahkemeler kurmakta ve insanları haksız yere mahküm etmektedirler.

Ampiristler de yine aklın dışındaki bir otoriteyi, deney verilerini, Doğayı ya da başka bir şeyi yargıç kisvesiyle işe koşmaktadırlar.

Kant’a göre ise "öznenin", yani Aklın bizzat kendini yargılaması gerektiğidir, esas olan.

Modern hukukun biçimsel bir ilkesi: Yargılanan özne, cezaya ya da ödüle layık olabilmek için, önce kendi kendini yargılayabilir konumda olmalıdır. Deli olmamalı, aklı başında olmalı, ergin olmalı…

Ancak Kant; artık Aklın önce kendi kendini yargılayabilecek, dolayısıyla kendini yargılayacak yasaları imal edecek bir güç haline gelmesini istemektedir.

Akıl bir "yasakoyucu" olmalıdır.

Aklın "yasalar koyması" ne demektir?

“Kant felsefesi Aklın "yasakoyucu" olduğu, kendi kendini yargılama gücüne ve otoritesine kavuşturulacağı bir felsefedir. Akla kimse herhangi bir şey buyuracak yetkiye sahip değildir.”

Kendi kendini yargılamak, kendine "yasalar koymak" gerektirir.

Yasakoyucu dışarıdan, Aklın dışından getirilemez: Doğa da veremez bu yasaları.

Tanrı'nın yasaları "zorunluluklar"ın dilinden telaffuz edilir, dolayısıyla "özgürlüğün" Tanrı yasaları karşısında söz konusu olamaz. Deney de bu yasayı koyamaz, salt bir alışkanlıklar zinciridir söz konusu olan. İnsanın "akıllı" hayatı, orada tam bir uzlaşımlar ve alışkanlıklar silsilesidir ve bütün bunların hiçbir garantisi, hiçbir kesinliği yoktur.

Öyleyse Tanrı'nın bahşettiği Akıl, bu yasayı kendi başına koymak zorundadır. Kendini yargılayacak olan yine kendisidir.

Kant felsefesi bizi”yetkin” olmaya davet etmektedir.

Kaynak:Kant Felsefesi Notları/Ulus Baker

 
Toplam blog
: 444
: 1284
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

MB zengin kültürel bir eksen; düşüncelerimizin buluştuğu, tartıştığımız, birbirimizi etkilediğimi..