Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ekim '13

 
Kategori
Felsefe
 

Kutadgu Bilig’te Mecazi/Mataforik Dil ve Kut Felsefesi

Kutadgu Bilig’te Mecazi/Mataforik Dil ve Kut Felsefesi
 

Siyasetname, İslam edebiyatında idarecilere yöneticilik sanatına dair bilgiler veren eserlerin genel adıdır. Kutadgu Bilig’in de genelde bir “siyasetname” olduğu kabul edile gelmiştir. Esasen bu sınırlandırıcı kanaat, Kutadgu Bilig’in Türk tefekkür tarihindeki yerini ve etkisini kavramada, son dönemlerde yapılan birkaç çalışma istisna edilirse, belirleyici de olmuştur. Oysa Kutadgu Bilig’in sadece bir siyasetname olmadığı çok açıktır.

Türk-tefekkürünün önemli bir kesitini doldurabilecek vasıfları haiz bir “klasiktir” Kutadgu Bilig. Öyle ki, eserin müellifi Yusuf Has Hâcib, eserinde teşekkül ve İslamlaşma asırlarına ait birikimi ve devrindeki fikir akımlarını dört “mecazî/metaforik” şahsiyet üzerinden akıcı bir üslupla gün yüzüne çıkarır.

Eserin “mesnevi” tarzında inşa edilmesindeki ayrıcalık, tercih edilen usulün bir takım şekli kolaylıklar sağlamasından öte, en küçük parçada dahi anlam bütünlüğü veren bir “manzum” olarak tasarlanmasında aranmalıdır. “Manzum” eserlerde özellikle toplumsal konulara ağırlık verildiği, eğitici ve öğretici oldukları da unutulmamalıdır.

Bir “manzum” eser olarak Kutadgu Bilig, edebi değeri yanında “hakikati” dilin takati ölçüsünde “mecaz/metafor” yoluyla aktaran bir şaheserdir. Burada niçin “mecazî dil” ön plandadır? Bu sual, bugüne kadar Kutatgu Bilig üzerine yapılan çalışmalarda göz ardı edilmiştir. Oysa Türk tefekkür tarihinin eriştiği seviyeyi kavramada kesinlikle üzerine durulması gereken bir husustur “mecazî dil.” “Mecaz”, esasen dışarıda olan hakikati ya da değerleri herhangi bir indirgemeye tabi tutmadan kavramanın ve kavratmanın vasıtasıdır.

“Kut”, soyut bir değerdir. Türkiye Türkçesinde “mutluluk, saadet, devlet, sürekli esenlik, gönenç, uğur, baht, talih” kavramlarıyla karşılanmıştır. O, tarihsel süreçte, özellikle de günümüz Türkçesinde, zihniyet bağlamında dikkate değer anlam dönüşümlerine uğramış görünmektedir. Küçük bir örnek vermek gerekirse, 11. yüzyıl Türkçesindeki “qutuldı” fiilinin günümüz Türkçesindeki karşılığı “kurtuldu”dur. Bu dönüşüm, zihniyetin tersyüz edildiğini göstermektedir. Eskiden “uragut qutuldı” denirdi. Anlamı“kadın doğurdu”dur. Şimdi ise “kadın kurtuldu” deniyor. Demek ki, “öncekiler” doğumla “kut alma”yı, “sonrakiler” ise çocuktan “kurtulma”yı ister olmuşlardır. Elbette her doğum aynı zamanda bir kurtulmadır. Ama burada “iç-dış” kavramları bağlamında açımlanması gereken zihinsel bir değişim söz konusudur.

“Kut”, dışarıdadır. Ama “içte” tezahür eder. İnşası ise “içten dışa” doğrudur. “Mecazi dil” ise taşıyıcıdır. Tıpkı aslen dışta olan hakikatin içe tekabül eden gönülde karşılık bularak “metaforik dil” ile taşınması gibi. Elbette dil yoluyla mecazen ortaya dökülenin “hakikatin kendisi olma” imkânı yoktur. Ama “mecaz”, hakikati anlam kaybına uğratmadan gönüllere ulaştırabilmede en güvenilir yoldur.

İşte bu tebliğde yüksek bir kavrayışın ürünü olan Kutatgu Bilig’te temel “hakikat olan kut”, ipuçları verilen “metafor” kavramı bağlamında felsefî bir okumaya tâbi tutulacaktır.

S.D. 

 
Toplam blog
: 51
: 885
Kayıt tarihi
: 27.02.07
 
 

Ben kimim? Kafa kağıdımdaki beyana göre 1969 tarihinde Burdur - Gölhisar'da, doğumuma şahit ala..