Aklımın ipleri

O değil de;

Oldum olası hiç sevmem bu illüzyonistleri. Yüzlerinde garip ürkünç bi ifade var. Yaptıklarına da akıl sır erdiremeyince benden uzak Allah’a yakın olsunlar.

Adamın yaptığına bakın,

Dynamo’ lakaplı Steve Frayne adındaki illüzyonist Thames Nehri’ni köprü kullanmadan yürüyerek geçmiş. Korku filmi gibi.

Bu adamların ne yaptıklarından ziyade neden yaptıkları da kafamı meşgul eder. Neden böyle birşeye ihtiyaç duyarlar ki...

Yok yok, evlerden ırak...

O değil de;

Aşkını biyerlere kazıma güdüsü sadece bize mi özgüdür acaba?

Sevgisini 230 milyon yıllık sarkıt ve dikitlerin üzerin kazımış,

“Fatma aşkım, seni seviyorum”

Vayy be... Hem aşık hem komik bi milletiz.

Blog'daki hemcinslerime buradan seslenmek istiyorum...

Siz uyuyun emi!... bi Fatma kadar olamayın!

O değil de;

Haberlerde, ’Ali Kaptan’ la ilgili yazılar çıkıyor. Haber okuma gayreti içinde başlıyorum okumaya bi bakıyorum televizyon filmi. Bu kadar da filmkolik olunmaz ki.

Bide birinin yengesi vardı öyle. Her haberin içinden çıkan.

Bunları Ayşe teyzeye benzetiyorum. Saçında topuzu, boynunda beyaz incisi, bembeyaz gömleği, kolunda beyaz çantası ve çantanın içinde 1,5 kiloluk BACE

Bu Ayşe teyzem bot teyze. Her an heryerden çıkabilir geldiği gibi de kaybolabilir.

O değil de;

Bigün evden çıkıyorum, beyaz da bir çanta aldım koluma. Tam çıkarken Mert, ’anne bekle’ dedi. ’Hadi oğlum geç kalıyorum’ diye agresifleştim. Bizimki kocaman BACE’yi kapmış geldi.

- Anne çantana bunu koymayı unuttun...

- Yuh Mert yuh!’

O değil de;

’kim bilir sen/benim halimde/sakinliğimde ne buldun/bense yoruldum/kendi kendime sokuldum/uyuya kaldım/aklımın iplerini saldım’

O değil de;

İyi bayramlar.