Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Eylül '07

 
Kategori
Felsefe
 

Aklın potansiyeli "zeka"

Aklın potansiyeli "zeka"
 

Aklımızın durağan odası beynimiz, çok kompleks merkezi organizasyonundan mucizevi açılımlar sergiler. Biz bakarken görürüz, o an sanki akıl odağımız göz irisinden 'beyin' derinliğine doğru (başımızın ortasına) algılama alanı olduğunu hissederiz. Ama bu süreçte sanalsama bir değerlendirme ile hissettiğimiz akıl ürünü düşüncemiz, beyin merkezli bir alanda hissedilir.

Bu organik ve biyolojik yoğun yapılış içeren beynimiz, aynı zamanda organik ve biyolojik vücut varlığımızın tek merkezli (kümülatif olarak) kumanda merkezidir. Yönetim yeri olarakta bulunduğu yer, en üst maddi ve manevi uygun yerdedir. Üstün olduğundan üste'dir. En iyi korunan, fizyolojik ve mekanik dış etkilere karşı yapı içindedir.

Bu tek odaklı merkez düşünsel ve fiziki algıları emrindeki kendi parçalarından kendi emri ile toplayıp, değerlendirerek bu arada yönettiği biyolojik ve organik yapıdan oluşan vücudu değerlendirme sonuçlarına göre İdaresini yönlendirirken bir yandan da metafizikleşen bir bilgi birikimi ve odak yapısının biyolojik yapısından kaynaklanan özellik ürünü olarak zeka oluşumunu dışa vurmaktadır.

Aynı, his olarak boşluk gibi algılayabileceğimiz akıl merkezinin dışa ve içe yansıması yaradanın "Tek"'liğinden yansıyan fonksiyon uyumunun insanda tezahürüdür. Ahenk tek yönetim merkezi durumundaki aklın yaratılış ve yaratanının yüceliğini yansıtmaktadır.

Allah (CCH) Kur'an da birçok defa 'insan'a hitabında; çevresini ve kendini tanıyıp doğru hareket edip yaratılış gayesine uygun davranması için "akıl" edilmesini önerir ve emir eder. Bu husus : Yusuf s.ayet 2, Zümer s.ayet 18, 43, Nur s.ayet 61, Bakara s.ayet 170, 251, Ali imran s.ayet 7, 190, Rad s.ayet 19, Taha s.ayet 128, Saffat s.ayet 138, Zuhuf s.ayet 3, fec'r s.ayet 5, İbrahim s.ayet 52, Sad s.ayet 29, gibi.

"Ya Ali, herkes Allah'a bir yoldan yaklaşır ! Sen aklın ile Allah'a yakın olanlardan ol.!"Hz. Muhammed.

Allah, yapacaklarımızda ve düşüncelerimizde doğruya ulaşmak ve öğrenmek için, aklımızı kullanmamızı tavsiye etmekte, afaki ve akla uygun olmayan yolların gerçeğe götürmeyeceğini söylemektedir. Bu vesileyle düşünmeyi de ima ederek, bilmenin doğruluğu için, kendimizde olan akıl ürünü zekayı işaret etmektedir. Bu bağlam da bu dünyadaki yapacaklarımızın pozitivist yaklaşımla realist davranmamız gerektiği anlaşılmaktadır. Bu inanç ışığında hurafelere, akıldışı önerilere, ve yöntemlere iltifat edimemesi söylenmektedir.

Akıl, nasıl ki bigisayar belleğindeki bilgileri ancak bilgisayar kullanmayı bilenlerce içindeki bilgiler işe yarar olur veya içine bilenlerce bilgi yüklenirse içinden yine öğrenmeyi bilenlerce bilgisinden faydalanılır. Akıl da böyle çevresel etki ve eğitimle bilgi potansiyeli taşıyabilecek biyolojik işlem ve bilim merkezidir.

Aklın bu içinde sakladığı, doğuştan ve edinimlerle zenginleşen bilgi potansiyelinin aktivitasyon ile dışa vuran verimliliği Zeka'nın yansımasıdır. Zeka kapasitemizi de eğitim ve öğretim, gözlem ve etkilenme yolu ile bu durumların yoğunluğu ölçüsünde aktif duruma getiririz. Bulunulan ortam, medeniyet, teknoloji ve iklim çeşit ve etkileri ile coğrafik koşulların genel toplum fertlerinin zeka gelişimine etken olduğu da bilinmelidir. Bu durum toplumların sosyo-ekonomik gelişmişliğine kadar yansıyan en önemli unsurdur.

İnsan zekası çok küçük yaşta gelişmeye başlar. Allah'ın bir lütfu olan akıllı beyin yapımızdan gelişen zekamız, İlk gördüklerimizi ilk duyduklarımızı henüz naif olan aklımıza daha net yerleştirir. İlk öğrenip anımsadığımız dünya bilgisini doğumdan ne kadar sonra aklımıza yerleştirmeye başlıyoruz ! Anımsadığımız ilk bilgi hangi zamana ait. Ben kendimi bildiğim için söyleyim, emeklediğim altı aylıktan itibaren. Zaman hesaplama yöntemi: Gördüklerimi o zamanki durum itibariyle anlattığımda, henüz yürümediğim yeni emekleyebileceğim yanıtını almıştım ve tarih belirtmek gayet sıhatli. Müslümanlıkta hafızlık, öğrenmek 4-5 yaşlarında bazan daha önce başlamaktadır.

Çocuklar anne, babalarını kaç aylıkken tanıma belirtisi başlıyor, yabancıyla ayırt edebiliyorlar. Belki bir kaç aydan önce diyeceksiniz. Bu aklın zekaya ilk basamaklar sağladığı, henüz bilgi başlangıcı tanıma safhasıdır. Ana dilini çocuk özel bir eğitime tabi olmadan pratik yönünü iki yaşına kadar öğrenmaktedir.

B.S.Bloom "zeka kapasitesinin %50 sinin henüz dört yaşındayken, geri kalanın %80 ninin de sekiz yaşında gelişmiş olabileceğini saptamıştır. artakalan %20 sekiz ila onyedi yaşları arasında gelişir." diye ilk araştımasını 1900 yılların başında yapmiştır. Elbette ki genç yaşlarda başlayan eğitim, öğretim meyvesini daha iyi verecektir. Akıl deposuna zeka alt yapısı iyi oluşturulunca ileri yaşlarda oluşacak üst yapı etken zeka kapasitesi daha kolay ve mantık formülasyonuna uygun olacaktır.

H.B.Lahman da yeteneklerin ancak 25-44 yaş arasında geliştiği istatistiki bilgiler neticesi tesbit edildiğini söylemektedir. Zeka gelişimi olumlu ve olumsuz dış etkilere göre de etkilenir.

Olumlu olarak: Duygusal denge, alaka-ilgi, sebat-azim, moral aktivitelik, sağlıklı olma.
Olumsuz etkenler olarak: Uyumsuzluk, dengesizlik, aşağılık duygusu, yetişme ve aile ortamının olumsuzlukları.

Zeka her zaman istikrarlı gelişim göztermez, yaş durumu ile ters orantılı gelişim seyri tesbit edilebilir. Bazılarında ilk yaşlarda hiper aktif izlenim verirken, daha sonraki yıllarda durağanlaşabilir. Veya başlangıçta dışa açılmayan zeka yansımaları, sosyo-psikolojik baskı ve etki altında olan ortamdan daha serbest ve sosyal olanakların bulunduğu çevreye geldiğinde ve elbetteki öğrenim araç gereçlerinin sıkıntısının olmadığı yerde zeka verileri fark edilir olmaya başlayacak. Umulmayan bireyden, daha aktif bilgi derinlerinde kariyer yapan, içe kapalı psikolojisini bazan aşan bazan aşmayan ama kendi branşında önü kesilemeyen performans gösterdiği görülebilecektir.

Akıl, bazı çevrelerin ileri sürdüğü gibi reenkarnasyon veya uzaylı öğretileri gibi afaki tanımlamalara zıt olacak kadar ayan beyan ortadadır. Zeka kaynağı olan aklın biyolojik ve organik varlığının ilahi tecellisi olmakla birlikte o kadar da realist düşünce dışında oluşum geliştirdiği iddia edilemez. Gerçekçi bir tanımlama geçmiş nesillerden genlerde oluşan birikimin aktarılması söz konusu olabilir. Bu yönüyle de bilinen pozitif bilimlerin dışında başka yerde zeka dağıtma merkezi aramak hurafelere sürüklemenin ötesine geçmez. Ama özünde kişiye özel benliğine yön veren ve oluşturan aklın merkezi beyin, bir parmak izi gibi her şahsın kendi beni'nin orijinidir.

Akıl ve zeka bileşkesi de yaratılışı mucize durumunda olan, insana has özelliktir. Düşünen beyin zeka ürünü vererek diğer canlıların beyin fonksiyonlarında olmayan, bilgi birikimi neticesi yeni bir şey yapabilme ve isimlendirme yeteneği ile zeka oluşumunu ortaya koyan muteşem bir varlıktır.

Ak'lın iradeyi oluşturup kullanma, ergenliği zeka'dır. "Bir durum karşısında, duruma uyma, öğrenme kabiliyetidir." "Akıl ilk kez karşılaşılan durum karşısında bile doğruyu bulabilme kabiliyetidir." "Farklı çözümler getirebilme yeteneğidir." "Mevcut kaynaklardan dışarı çıkarak çözüm üretmektir." Aklın gelişimi ile öne çıkan zeka gelişimi tekamül etmeyip beyin kendi varlığı ile kalsa o zaman içgüdüsel tepkilerdir farkına vardığımız davranışlar.

İnsan'ı diğer canlılar ve özellikle hayvanlardan ayıran temel özellik değişmeyen içgüdüsel davranışların dışında her daim yeni düşünce ürünü tavır ve birikim sonucu ürün yapabilmesidir. Bergson, felsefi analizleri ile zeka'yı irdelerken: "Bellek, ilkece, özdekten mutlak bağımsız bir güç olmalıdır. O halde eğer tin bir gerçeklikse onunla duygusal olarak ilişki kurabildiğimiz yer bellek görüntüleridir." Başlangıçta izaha çalıştığım akıl gözlemimizin analizini yapan Bergson, diyorki;"Salt algıda biz gerçekten kendimiz'in dışındayızdır. Dolaysız sezgide, nesnenin gerçekliği ile ilişki kurarız."

Bu analizler ve düşünsel yoğruşumdan beyin kütlesi merkez bellek odasında gelişen üretici potansiyel zeka, yaşamsal ve dünyalık tanım ve öğrenimlerine gözlemci ve yönlendirici kişiliğimiz oluşmakta derinliklerinden metafizik sonsuzluğa doğru açılım gösteren ben özdekliğimiz tanımlanmaktadır. Bu süreç eylem algılamaları ve tasavvurları, dışımızda algıladıklarımız nenler den daha aşkın duyumları hissetme ve içe dönük derinliğin uzay kadar derinleştirdiği bir düşünce dünyasının farkındalığına açılım, bu anlatımların devamında başka bir yazıda geliştirilecektir.

Ak'lımızı iyi değerlendirelim. Ak kökünden isimlendirilen bu davranışsal güdüm ve yönlendiricimiz ilk başta ak, beyaz dır. Daha sonra zeka gelişimi, bilgi birikimi sürecinde bu beyazlığı iyi veya kötü biz renklendiririz. İşte bu konuyu hafife almamalıyız.

Bu kadar muhteşem bilgi ve buluş bloku akıl mekezi beyinler, tin'in terki ile toprakla buluşuyor. Yaratıcı'nın yanın da o kadar kıymetli, o kadar da basit bir varlık. Cömertlikle tüm insanlık kadar bu kıymetli varlığın toprak olması evren yaşı ve insanlık tarihine bakılınca ne kadar da küçük ömürlü bu muhteşem organ.

M.NARİÇİ.


Fotoğraf:e jewellery.com
 
Toplam blog
: 376
: 1841
Kayıt tarihi
: 06.07.07
 
 

Hayat herkes için aslında yalnızlıktır. hiç kimsenin doğal garantisi yoktur. (Günlük atüel haberl..