AKP' de PKK' da suda yürümek istiyor

Kaç ay oldu? Hala Uludere' yi konuşuyor olmamızın insani boyutunu göremedik. Uludere'de ölen otuz dört insanın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunun bilincine varamamışız ki, BDP ayrı pencereden, AKP ayrı pencereden bakıyor.

Asıl kısır döngüde olan medyanın hangi pencereden baktığını anlamak şimdilik mümkün değil. Ancak ortalığı siyasetin sıcaklığına göre kaynattığı kesin.

Bu otuz dört kişi terörist olsaydı aferin mi denecekti? 

Evet.

Ne yazık ki kimine göre:

Ailesini geçindirmek isteyen masum insanlar.

Kimine göre PKK' nın bir oyunu.

Kimine göre kanunlarımızda suç sayılan kaçakçı gurubu.

Topluca öldürülmelerini mübah gösterecek hiç bir durum ortada yoksa, bu insanlar her ne sebepten olursa olsun ölümü haketmiş mi oldular?

Olayın PKK boyutu olabilir.

Askerin ihmali olabilir.

Yabancı güçlerin bir oyunu olabilir.

Birilerinin kastı bile olabilir.

Uçan sineği bile görmeye muktedir  bir AKP iktidarının bundan haberi nasıl olur da olmaz?

Bir başbakanın haberi sonradan nasıl olur?

ABD gazetesi Uludere' yi  "sallama bir haber"  yaptıktan sonra  iş hava kuvvetlerinde şimdilik adı belli olmayan bir generale nasıl ihale edildi?

Bu gazete olayı gündeme taşımış olmasaydı emir komuta zinciri belli olan bir silsile içinde sorumlu bulunamayacak mıydı?

Bakınız olayların geçmişine:

Kahramanmaraş olayları,

Madımak,

Susurluk,

Dink  cinayeti.

Tepeden bakıldığında olaylar arasında bir ilişki yok ama BBP' nin merhum başkanı Muhsin Yazıcıoğlu' nun helikopter kazası...

Bunlar aşamadığımız olaylar zincirinde kanayan yaralarımız oldu.

Tek bir sorunun cevabı hiç bir zaman verilmek istenmedi:

Neden oldu, sorumluları neden bulunamıyor? Neden gecikmeli bir şekilde de olsa adalet mekanizması vicdanları rahatlat mıyor?

Türkiye'de terör olaylarını sadece PKK' ya yıkmak veya PKK olmasa duracağını ummak çocukların dinlediği masaldan sonra uyumasını beklemek gibi bir tablo ortaya koyar.

Devlet terörle müzakere ediyorsa bir çıkış noktasını yakaladığını söyleyebilir. PKK' da karşılığında tavizler koparmış görünebilir.

Ancak  olayların  vehameti çıkış noktasını farklı boyutlara taşıyor ama çıkan bir sonuç var:

Olaylar zincirinde kimse iz bırakmak istemiyor.

Lakin, unuttukları veya görmek istemedikleri  "su "  üstünde yürümedikleri.