Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mayıs '12

 
Kategori
Siyaset
 

Yunanistan gibi olmak, ya da olmamak!

Yunanistan gibi olmak, ya da olmamak!
 

Abdullah Gül


Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün samimiyetinden seçildiği günden bu güne kadar, zerre kadar kuşku duymadım. Her olaya eşit şekilde yaklaşmaya çalıştı. Herkesi dinlemeye, anlamaya özen gösterdi. Halkın içinden hiç çıkmadı. Bir bakmışsınız Kayseri de dağ başında, Yörük çadırında ayran içiyor, bir bakmışsınız şehit ve gazi aileleri ile birlikte, iftar açıyor. Bir bakmışsınız Silikon vadisinde teknoloji devleri ile insansız araçlarda geziyor.  Bu zamana değin, bana göre en ön plana çıkan özelliği ise her kesimin sorunlarını ciddiye alıp dinlemesiydi. Amaa….

TRT de yayınlanan sosyal medya isimli programı izlerken şaşkınlık içinde kaldım. Programın konuğu her zamanki mütevazı kişiliği ile Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, iki gazetecinin sorularını yanıtlıyor. Gazetecilerden bir tanesi soruyor ; “son dönemlerde astsubaylardan oldukça şikâyet ve serzeniş alıyoruz. Bilginiz var mı ?” Cumhurbaşkanımız cevaplıyor; “evet, aynı mesajlar bana da geliyor. Ben konuyu Genel Kurmay Başkanı ile görüşüyorum. Genel Kurmay Başkanı TSK. nın hiçbir döneminde olmadığı kadar iyileşmenin olduğunu bana anlattı….” Diye uzayıp giden bir cevap dinledim. E ne var bunda? diyeceksiniz..

Eğer bir kesimde sıkıntı mevcut ise o kesimin temsilcisi ile görüşülür. Astsubayların temsilcisi de şu anda kısa adı TEMAD olan “Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği”dir.  Düşünün işçi maaşları belirlenir iken hükümet patronlarla mı görüşür sendikalarla mı? Astsubaylar zaten kast sisteminden yakınır iken kast sisteminin başında olan kişiye “var mı bir durum?” diye sorarsanız , “evet var” cevabını almak sanırım imkânsızı istemektir. Astsubayların, hatta ordu mensuplarının sendikal hakkı yoktur. Kaldı ki geldiğimiz şu süreçte işçiler bile sendika üyesi olmaktan korkar hale gelmeye başladı. Cumhurbaşkanı’nın çıkıp “Genel Kurmay Başkanı ile görüşüyoruz” demesi abesle iştigalden öte bir durum değildir.

Astsubaylar ve Uzmanlar seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Salt beklentileri sadece maaş değil; kast sisteminden yakınıyorlar, ayrımcılıktan, eşitsizlikten, hukuksuzluktan yakınıyorlar. Olayı sadece paraya bağlayıp her defasında “bakın Yunanistan gibi oluruz ha !” diyerek kamuoyu tepkisini Astsubaylara yöneltmek ne derece doğrudur?

Astsubaylar ve Uzman Çavuşlar bu ordunun olmazsa olmazlarıdır. Yıllardır atılırız korkusu ile, oda hapsi korkusu ile, sürgün korkusu ile  sesleri çıkmayan bu kesim artık sosyal medya aracılığı ile sayısı onbinleri bulan bir kesimle ses veriyorlar. Adalet istiyorlar, hukuk istiyorlar. Bu insanların feryatlarına kulak tıkayarak, resmi sitelerden bildiri yayınlayarak çözülmüyor.  Mutsuz insan üretemez, mutsuz insan her sabah işine giderken ayakları geri geri gider. İstedikleri çok şey değil, para pulda değil. Adalet istiyorlar eşitlik istiyorlar, hukuk istiyorlar.

“Yunanistan gibi oluruz” söylemi ise üst rütbedeki subaylara verilen zamlarla sadece kuru bir laf olduğu ortaya çıkmış oldu. Orta da hol yok yumurta yokken siz kalkıp üst rütbedeki subaylara zam verirseniz, ülkeyi yıkmaktan tutuklu bulunan subaylara ek zam verirseniz, elbette Astsubaylarda, Uzmanlarda, Polislerde, hemşirelerde kısacası kutsal meslek masallarıyla uyutulan herkes hakkını isteyecektir. Bu konu yabana atılacak bir konu değildir.

Astsubaylar Bu kadarınada pes demeden, bu konuları muhatapları ile konuşarak çözmek sanırım çok zor olmasa gerek..

 
Toplam blog
: 9
: 632
Kayıt tarihi
: 09.07.11
 
 

Başarının sadece kendi içimizde bir engel olduğunu 40 yaşından sonra bellemiş, Osmaniye li bir ga..