Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Temmuz '13

 
Kategori
Siyaset
 

AKP'nin iktidar olamayışının nedeni %50'nin karşı olması değil, kalan %50' nin yanılıp oy vermesidir

AKP'nin iktidar olamayışının nedeni %50'nin karşı olması değil, kalan %50' nin yanılıp oy vermesidir
 

Bir ülkenin yönetimi “yetmez ama evet, kötünün iyisi” diyerek seçilemez. Seçilen yönetim belli bir kesimin taleplerine cevap veriyorsa temsil edilmeyen kesim Gezi parkında olduğu gibi elbette hükümetin karşısına dikilir.

Halkın %50’sinin oyunu almak bir parti için çok yüksek bir destektir. Bu, tek başına iktidara gelmiş bir partidir ve o hükümetten istikrarlı yönetim beklenir. Ancak oy veren %50, ülke nüfusunu karşılayan her görüşteki geniş halk kitlelerinden değil, partinin anlayışına yakın belli bir kesimden oluşuyorsa milli bir destekten değil seçimin yarattığı siyasi bölünmeden bahsedilebilir. 2011 genel seçimleri Türkiye’yi Ak Partili ve Ak Partili olmayanlar olmak üzere ortadan ikiye ayırmıştır.

Seçim böyle gerçekleşmiş olsa bile Ak Parti yine de farklı yönetim gösterebilirdi. Şunu bilecekti: Kendisine oy vermeyen %50 kendisinden olmayan % 50’dir. Demek ki karşıdaki % 50’yi idare etmek lazım. %50’nin istediği, diğer %50’nin istemediği bir iktidarsanız elbette işiniz zor ama belli bir olgunlukta yetişmiş dirayetli kadrolardan oluşan bir partiyseniz bunları aşarsınız.

“Biz muhafazakâr bir partiyiz, ülkede ateistler varmış, napalım yani olmasınlar” diyebilir misiniz? Var olan bir şeyi yok sayamazsınız ki. Siz bu ülkenin başına “insanları adam etmek” için gelmediniz; “dindar gençlik yetiştireceğiz” diyemezsiniz. Derseniz nolur? İşte bu olur. Bugün iktidardasınız ama muktedir değilsiniz; yani şeklen iktidarsınız.

Bugün Tayip Erdoğan Mısır’ın Mursi’ siyle aynı durumdadır. Her ikisinde de iktidarda tutan bir % 50 ve indirmeye çalışan%50 var. Ve doğal olarak kendisiyle aynı durumda olan Mursi’yi destekliyor. Ama bizim sorunumuz ne başbakan ne de Mursi; ülkenin geleceği.

Ülkenin yönetimindeki kişilerin kişilik yapıları çok önemlidir. Adam beş vakit namazındadır fakat onun yönetiminde ateistler huzurludur. Bugün ülkemizin yönetiminde bulunan kişiler belli bir düşünce ve anlayışla şartlanmışlardır. Ülkede dindar olarak yetişmek isteyen varsa onlara yardımcı olursun ama sen kendin ülkenin başbakanı olarak “dindar gençlik yetiştireceğiz” diyemezsin. Birileri de çıkar “niye ateist gençlik yetiştirmiyorsun” der.

Yani sayın %50, seçtiğiniz kişi sizin aradığınız adam olabilir ama Türkiye’nin aradığı adam değil. Siz bir Mursi seçtiniz; oy verenler tapıyor, karşısındakiler nefret ediyor. Merak etmeyin, CHP kazansa da, MHP kazansa da bir şey değişmeyecekti. Zira onlar da aynı. Hatta ülkeye hizmet anlamında Tayip Erdoğan’ın seçilmesi doğru oldu. Ancak ülke yönetimi demek sadece hizmet değildir.

Demek istediğimiz sayın başbakan ve partisindeki paralel kişiler ve dolayısıyla Ak Parti bu profiliyle değişik inanç ve kültürler Türkiye’sini temsil edemez. Temsil edemediğiniz bir ülkeyi de yönetemezsiniz.

Elbette Kerim Korkut bir Tayip Erdoğan değil; bilgi ve tecrübede kıyaslanamaz. Ama Tayip Erdoğan 38 milyona hitap ediyor, yani %50’nin başbakanı; Kerim Korkut ise 76 milyona hitap eder. Kerim Korkut’un yöneteceği bir ülkede nur yüzlü hacım namazını eda ederken yan tarafta ateist vatandaş rahatsız olmaz. Çünkü Kerim Korkut birine sonsuz bir şekilde inanma özgürlüğü sağlarken ötekine de inanmama özgürlüğünü verir. Size camiyi görünce yüzünü ekşitmeyen ama meyhanenin önünden geçerken de sırtını dönmeyen birisi lazım. Bence sadece yaptığı hizmetlere bakmayın.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..