- Kategori
- Siyaset
Çiller = Erdoğan

HOŞBEŞ ÇAYEVİ' NDE SİYASET
- HOŞBEŞ ÇAYEVİ’ nde konumuz ‘’HAFTANIN OLAYLARI’’ olsun mu bugün? ‘’HAFTANIN SAÇMALIKLARI’’ demek daha doğru ya…
- Tamam.
* * *
- SAKIK ONBAŞI’ dan başlayalım.
- O da ne demek?
-Abdullah ÖCALAN’ ın Şam’ dan çıkartılması fikri ona aitmiş. ‘’Abdullah Öcalan’ı Şam’dan çıkartın’ demiş.‘Nasıl’ diye sormuşlar, ‘Birkaç taburu, Hatay sınırına yığın. Bir komutan uyarı yapsın. Bu uyarıya cevap vermezlerse bir iki obüs sallayın. Hafız, Öcalan’ı çıkarır. Hafız Esad’ ın ‘Artık Öcalan boğazımıza takılı bir jilet. Ne çıkarabiliyoruz, ne de yutabiliyoruz’ sözünü hatırlayın!’’ diye eklemiş, bu değerlendirme üzerine komutan Atilla Ateş bir konuşma yapmış, Abdullah Öcalan Şam’dan çıkarılmış. Yaptığı hizmetleri ya bilmiyorlar ya da vicdansızca inkar ediyorlarmış. Cephede Türk Ordusu’ na hep saygı duymuş, sürekli PKK’ nın elinden gençleri kurtarmaya çalışmış. 15 yıl sonra tahliye olunca Kürt gençlerine‘’Türk Ordusu’ nun Kürt’ lerin de ordusu olduğunu göstermek’’ için askere gidecekmiş… Daha neler neler… ‘’İfade vermem karanlık noktaların aydınlatılması isteğidir. Başka hiçbir niyetim yoktur. Eğer Balyoz, Ergenekon veKCKdavaları olmasaydı bugün kan oluk oluk akacaktı.’’ Diyor…
- Şimdi akanlar kan değil de vişne şurubu muymuş?
- Tamam da, ‘’ONBAŞI’’ nereden çıktı?
- Bu sözlerinden sonra olasılıkları düşünerek söyledim. Adam ‘’GİZLİ TANIK’’ lığıyla ‘’BALYOZ’’, ve ‘’ERGENEKON’’ davalarının çözümünde ‘’Esas Oğlan’’ lık yapmış. İtirafçı sayılır. Yarın çıkar da hapisten… Yarın olmasa bile 15 yıl sonra… Askere gidecek ya… Ardından ONBAŞI yaparlar, yükseltirler, güçlenir, orduyu ele geçirir, siyaset de var… Ülkenin başına geçer… ONBAŞI yaparlar onu, ONBAŞI… TARİHTE, DEĞİL ÜLKESİNİ, DÜNYAYI ELE GEÇİRMEYE ÇALIŞAN BİR ONBAŞI VAR DEĞİL Mİ? BU ADAM NİYE İKİNCİSİ OLMASIN?
- Yaa, kapatın şu konuyu Allah aşkına!
* * *
- ‘’PATRİYOT ‘’ konusunda ne diyorsunuz?
- Oo, harika…
- Haber aynen şu; ‘’ Associated Press'in haberine göre, bir Türk Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, sınıra Patriot füzesi yerleştirilmesi konusunun, Suriye'deki rejim güçlerinin muhalefet ve siviller üzerine gerçekleştirdiği saldırıları durdurmak (!) için ele alınan senaryolardan biri olduğunu söyledi. Türk yetkili, söz konusu planının ABD'deki seçimler yüzünden askıya alındığını, ancak Barack Obama' nın tekrar başkanlığa seçilmesinin ardından yeniden gündeme gelmesinin muhtemel olduğunu söyledi. İsminin açıklanmaması kaydıyla konuşan Türk yetkili, füzelerin sınıra yerleştirilmesi durumunda, bunun "NATO şemsiyesi" altında yapılacağını ifade etti.’’
- …
- Hemen ardındanNATO Genel Sekreteri Rasmussen hafta başında, Brüksel'de düzenlediği basın toplantısında, bir soru üzerine, Türkiye-Suriye sınırına Patriot füze rampaları yerleştirilmesi konusunda Ankara' dan bir talep gelmesi halinde, ittifaka üye ülkelerin bunu değerlendirmek zorunda olduğunu söyledi. Bu, aslında ‘’Biz oraya patriotları koyacağız kardeşim. Siz isteyin de yiğitlik sizde kalsın!’’ demek oluyor ya… Konu Endonezya'da bulunan Başbakan’ a soruldu,"NATO'dan sınıra füze talebimiz olmadı, iddialar asılsız. Bu füzeyi alma konusunda karar verecek merci biziz. Benim böyle bir şeyden haberim yok. Bu dışişleri yetkilisi kim? ‘'Sağır duymaz uydurur'’ cinsinden Reuters böyle bir haber yapıyor. Bizim böyle bir talebimiz olmamıştır"dedi. Erdoğan’ın bu açıklamayı yaptığı saatlerde Brüksel’de açıklama yapan Dışişleri Bakanı Davutoğlu, “İhtimal planlamaları çerçevesinde NATO’da her şey konuşulur. Patriot kelimesi sihirli bir kelime mi? Sonuçta bu bir hava savuma sistemi.”sözleriyle füze meselesinin gündemdeki seçeneklerden biri olduğunu belirtti.
- Yorumun ne?
- Çok şekilde yorumlanabilir… Associated Press'in haberi doğru ise; BAŞBAKAN ASLINDA BİLİYORSA, parlayan yıldız (!) Türkiye dış politikasının ABD’ nin iç politika takvimine göre güdüldüğü, konunun Suriye’ de akmakta olan kan falan olmadığı ayan beyan görülecek diye utanmış ve yalan söylemiş demektir. DIŞİŞLERİ BAKANI’NIN BİLDİĞİ ŞEYİ O BİLMİYORSA, bir soru akla geliyor; ’’Bu ülkeyi kimler yönetiyor?’’
- Yani?
- ‘’Yani’’ si Bayan ÇİLLER’ in son itiraflarında gizli…
- Haydaa!.. Ne ilgisi var?
- Kendi zamanındaki faili meçhullerden, Susurluk’ tan, devlet içindeki örgütlenmelerden söz eden TBMM DARBE KOMİSYONU ÜYELERİNE NE DEMİŞ? O zamanlar yeniymiş, çete nedir bilmezmiş, ekonomi profesörü imiş, istihbarattan anlamazmış… Asıl mağdur kendisiymiş…
- Sormamışlar mı, ‘’Seni kim başbakan yaptı? Ne diye Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı değil de Başbakanlık yaptın?’’ diye? ONU BİLMEDİĞİ İŞİN BAŞINA KİMLER OTURTMUŞ DA ONUN YERİNE İŞLERİ KENDİLERİ YÜRÜTMÜŞ?
- Sormuşlardır belki… Üzgünmüş, ağlamış…
- Şimdiki başbakanımız da ‘’Ben bir ekonomistim!’’ diyor ya iki elini göğsüne kapatarak… ‘’ONA DA BÖYLE SORACAKLAR…’’ mı diyorsun?
- ‘’ Ben bir ekonomisttim. Dışişlerinden anlamıyordum. Nedenini hiç kimse bilemediği halde bizi füzelerle, radarlarla donattılar, dört bir yanımıza düşman ettiler, savaşa soktular, aslan gibi gençlerimiz el alemin hesabı uğruna el alem topraklarında telef oldu…’’ diyecektir sorulunca. ‘’Keşke ŞERLER yerine MONŞERLERE danışsaydım…’’ diye düşünecek, gözleri yaşaracaktır…
- ‘’ Ölenlere rahmet, yakınlarına baş sağlığı…’’ dileyecektir bir de…
- SAYIN ÇİLLER DE BİLİYORDU BU ÜLKEYİ KİMİN YÖNETTİĞİNİ, SAYIN ERDOĞAN DA BİLİYORDUR… BİLMEYEN SİZLERSİNİZ…
- Hadi len!
Özcan ÇELTİK
08.11.2012
Not: - 12.11.2012 de Gazete KAKTÜS’ de yayınlanmıştır.