AKP Numan dönemini başlattı

AKP'DE VE TÜRK SİYASETİNDE NUMAN KURTULMUŞ DÖNEMİ

Türkiye siyasetine AKP birkaç dönemde Numan KURTULMUŞ ile damga vuracak.
Şimdi bütün siyasi otoriteler ve siyaset bilimciler birkaç gün içinde çeşitli teoriler üretmeye başlayacaklar.

Bu nedenle herkesten önce elimi çabuk tutup kendi teorimi yazmalıyım diyerek okuyucularımla paylaşmak istedim.

Birçok kere Başbakanın hamlelerini karşılıksız bırakarak boşa çıkaran KURTULMUŞ son hamleye evet demek zorunda kaldı.

Başbakanın uzun soluklu arkadaşı olan kurtulmuş, hocası ERBAKANile hiç kopmadı.
sadakatimiz şerefimizdir sloganına hep sadık kaldı.

Erbakan Hoca'nın sağlığında KURTULMUŞ'U koparmanın yollarını ne kadar denediyse de bunu başaramadı.

Her teklif kurtulmuş tarafından Erbakan Hoca'ya iletildi.

Erbakan Hoca elindeki değerin farkındaydı.

Son teklifte Numan Bey'in koltuğunun altına iliştirdiği bir dosya ile Başbakana gönderdi.

İsteği birkaç bakanlık ve biraz kadroydu.

Başbakanın cevabı ise Numan KURTULMUŞ'A “ ben seni istiyorum tek isteğim bu“ diyerek dosyayı ret etmişti.

İlk beş yılını başarı ile götüren hükümet, ikinci bir hamle ile KURTULMUŞ'U AKP içine çekebilmek için İstanbul büyük şehir belediye başkanlığını teklif etmişti.

Hatta bu istihbaratı aldığım gün sayın KURTULMUŞ canlı yayın konuğum idi.

Kendisine bu soruyu sormam gerektiğini biliyordum , ama haber çok yeni kaynak belli olur düşüncesi ile sorup sormamayı düşünürken gazetecilik yanım ağır bastı.

Çünkü bildiğimi paylaşmalıydım ve kamuoyunu bilgilendirmeliydim.

Canlı yayında KURTULMUŞ'A başbakanın teklifini sorduğumda kısa bir şaşkınlıktan sonra “ ben böyle resmi bir teklif almadım” dedi.

Yayından sonrada bilginin kimden geldiği konusunda ısrar etti ise de kaynağı söylemedim.
Gece geç saatte yayınlanacak bölümde o sorunun çıkartılmasını istedi.

Bende bu isteğini kırmayarak bant kaydında o sorunun çıkarılmasını sağladım..

KURTULMUŞ gerçekten bu ülkeye beklide yorgun düşen başbakan için taze bir kan olacaktı.
Türkiye meselelerini en iyi bilenlerden olması ile beraber ismi hiç kirlenmemiş siyasi kariyeri hiç zedelenmemişti.

ERBAKAN Hoca'nın vefaati ile partinin başına geçtiğinde ise partiyi yıllarca sırtlayan ihtiyar heyeti rahatsız idi. olup biteni sadece izliyor her hamlesini takip ediyordu.

KURTULMUŞ partinin bütün organlarını değiştirerek Ak Parti iktidarına muhalefet yapacak bir duruma getirmek için ciddi bir uğraş içine girmişti.

Ak saçlı ihtiyar heyeti koltuk kaybını memleketin meselelerinden önde tutarak müdahaleye kalkınca Numan KURTULMUŞ bocalamaya başlamıştı.

Halbuki ona genç kadrolar inanıyor ,diğer siyasi partiler ve üniversiteler geleceği parlak bir yıldız olarak görüyorlardı.

Gittiği her sınıftan insan ile anlaşıyor, toplumun tamamını kucaklayan yapısı ile güven veriyordu.

Arkadaşlarının inancını arkasına alarak HAS Parti'yi kurdu, ilk seçime katıldı. Sonuç beklenin aksine fiyasko oldu .

Halk bir kez daha "AKP" demişti.

Ak parti oylarını artırarak kırılması zor bir siyasi rekor kırıyordu.

Her ne kadar Ak Parti  %50 oyda almış olsa bile parti içerisinde çıkan çatlak sesler Başbakanın bu gücünden dolayı cılız ve sönük geçiyordu.

Bir gerçek vardı ki başbakan yorgundu.

Artık elini kolunu kaldıramayacak kadar yorgun ve bitkindi. Bunun bir çok faktörü vardı.

Ülkemizin coğrafik yapısında tutunda ülkenin stratejik bir konumda olması hem iç hem dış etkenler tarafından farklı şekillerde abluka altındaydı.

Dünya siyasetinin merkezi konumuna gelişi sadece Arap baharı değildi. Arap baharı sonrası siyasetin çehresini Türkiye’de şekillendirirken.Türkiye’nin iç meseleleri ise başka bir problemdi.

Bir yandan TSK diğer yanda, üniversiteler, mahkemeler ayrı düşünceleri savunuyor , diğer taraftan terör hükümeti ve faaliyetlerini baltalıyordu .

sivil toplum kuruluşlarının bazıları ise cumhuriyet mitingleri ile hükümet aleyhine gösteri yaparak hükümeti eleştiriyordu. Balyoz, Yakamoz, Eldiven, Ergenekon gibi toplumun yakından şahit olduğu konular ise hükümet için ayrı bir sıkıntı oluşturuyordu.

Referandum, anayasa mahkemesinin yapısı HSYK gibi meselelerin çözüme kavuşturulması bir Başbakanın sağlık durumunu etkilemenin yanında piskolojik savaş sürecini başlatmıştı.

Terör azmış, ana muhalefet yaptığı her şeyi bölücülük ve ihanetle suçluyordu.

Başbakanın temposu düşmüş artık hastanelere grip vs gibi şeylerden yatmaya başlama dönemi gelmişti.

Güvendiği bir kişi vardı ona inanıyor ve sonsuz güveniyordu.

Ve Kurtulmuş olmadan yola gidemeyeceğini anlayan Başbakan KURTULMUŞ'un kapısını çalıyordu.

"Gel partiye katıl" diye Numan Bey den yine ret alan Başbakan eşini Numan Bey'in eşine göndererek bütün meseleleri masaya yatırıyordu.

Emine Hanım'ın ciddi gayretleri ve Sevgi Hanım'ın özverisi tekrar Başbakan ile Kurtulmuş'u bir araya getiriyordu.

Başbakan bu kez açık ve net konuştu: “benden sonra Başbakan sizsiniz” diyordu.

KURTULMUŞ nedenini sorduğunda ise: "bu ülkeyi benim gibi yöneteceğine inanıyor ve size güveniyorum" oluyordu.

"Ben siyaseten kaybettim, aldığım oy ortada, millet güvendi ama oy vermedi..." "Ben bekleyeceğim!" demesine,  Başbakan'ın: "gel bu ülkeyi yönet, yoruldum ve sana ihtiyacım var!" cevabı KURTULMUŞ'un pes etmesine neden oluyordu!

Ortada tek pürüz vardı Numan Bey partide kabul görecek miydi eski yol arkadaşlarının tutumu ne olacaktı.

Uzun sürmedi partiyi kapatması ile Numan Bey'e Büyükşehir belediye başkanlığını dillendiren MKY ye Başbakan'ın “ kimse Numan Bey'e koltuk aramasın” cevabı ile son buluyordu.

Son rozet takma töreninde konuşan kurtulmuş ilkelerinden taviz vermeden yaptığı konuşma ile ayakta alkışlandı..

Başbakan taşları yerine oturtmanın zevkini yaşarcasına kadrolarına “ bakın, taban kurtulmuşu nasıl benimsedi “ havasını gösteriyordu.

Şimdi genel kongrede yanılmadığımı düşünüyorum Kurtulmuş Genel Başkan Yardımcılığı  ve Davutoğlu gibi dışarıdan başbakan yardımcısı olarak atanıp Başbakan Yardımcılığı görevini alacak.

Artık Numan Bey dönemine hazır olun.

Karabulut demedi demeyin...

Ben buraya yazdım sizde not ediniz lütfen

"Erdoğan Cumhurbaşkanı, Başbakan Numan Kurtulmuş!"

İBRAHİM ERDEM KARABULUT