- Kategori
- Haber
AKP yargısı..

21 Mayıs tarihinde Yargıtay Bakanlar Kurulu'nun, AKP hakkında açılan kapatma davasından sonra gelişen olayları hedef aldığı bir bildiriyi yayınlamasından sonra daha da iyi anladık ki Türkiye'de artık 2 farklı yargı var.
İlki yıllardır bildiğimiz, tanıdığımız yargı erki diğeriyse 2002'den beri varlığını sürdüren AKP yargısı.
Söz konusu bildiri hakkında çok şey söylendi. AKP tarafı bildiriyi doğal olarak beğenmedi. Kınadı. Hatta darbe tehdidinde bulunulduğu ima edildi.
AKP tarafının sık kullandığı söylem belli. ''Yargı tarafsız olmalıdır.'' Artık bunu ezberlemişcesine herkes dile getirmeye başladı.
Cevapları verildi ancak biz anlamakta zorluk çekenler için bir kez daha tekrarlayalım. Hayır! Yargı taraftır. Türkiye Cumhuriyeti'nin temel ilkelerinden, laiklikten, çağdaşlıktan yana taraftır.
***
Aslında bildirinin bu kadar tepki çekmesi, suçunu bilen ve kendini kurtarmak isteyen AKP'yi telaşlandırdı. Danıştay'ın da katılmasıyla daha da paniklediler. Hemen yandaşlara haber edildi ardından da sözde kınama ve cevaplar geldi.
Neler söylenmedi ki? Biraz inceleyelim isterseniz:
Dengir Mir Mehmet Fırat: ''Milli iradeye boğun eğecekler'' dedi. Hangi milli irade? Odun-kömür iradesi mi, yoksa sadaka iradesi mi? Sorsanız AKP'den 5 milletvekili bile sayamayacak kişilerin verdiği oylarla demokratik seçim yapılacağına inanan hayalperestlerle dolu bir ülkedeyiz.
22 Temmuz seçimlerinden önce Okan Bayülgen'i dövmeye niyetlenen Zaman gazetesi yazarı Prof. Dr. Mümtazer Türköne, ''Hükümetin önünde tek yol var, hukuku savunmak zorunda. Hukuk galip gelirse Ak Parti de kazançlı çıkar” diyor.
Bu dava zaten hukuk için açılmadı mı? AKP'nin hukuksuzluğu üzerine açılmadı mı? Hala olayları kendilerine yontarak karar mercilerini etkilemeye çalışıyorlar.
Hala görüşü net anlaşılamayan Genç Mandacılar pardon Siviller'se ''Dur Ey Sayıştay, Bari Sen Yapma!'' başlıklı bir bildiri yayınlayarak ülkedeki kendilerince anti-demokrat yaklaşımları eleştirdiler.
Amaçları Yargıtay ve Danıştay'ın verdiği bildirilerden sonra Sayıştay'ın da benzer bir bildiri yayınlamasını engellemek. Nedense bu ekipte bir bildiri korkusu var.
Meclis Başkanı Köksal Toptan'dan bildiriyi ''İncitici'' bulduğunu söyleyerek duygusal bir cevap verdi. Toptan'ı geçen ay Ankara Bilkent Oteli'nde bir seminerin açılış konuşmacısı olarak dinlemiştim. Ondan önce salonu dolduran basın mensupları arasından kürsüye gelerek yüzümüze bile bakmadan önündeki kağıdı okudu ve sayesinde uykumuz gelmişti.
O an aklımdan geçenleri çok iyi hatırlıyorum. 2 satır metne hakim olamayan birisi koca Meclis'e nasıl hakim olacak diye düşünmüştüm.
Zaman ilerledikçe o günkü düşüncemde haklı olduğumu daha iyi anlıyorum.
Bildiride söylenenler açık ve net. Kapatma davasından sonra gerek yurt içi gerekse yurt dışından gelen ve yargı erkini baskı altına almaya yönelik söylemlerin hukuk dışı olduğu belirtiliyor.
Hani yarası olan gocunur denir ya, bazı AKP'liler de pek gocunmuşlar. Madem suçsuz, madem hatasız mahkeme süreci neden beklenmiyor? Neden?
***
Demokrasinin de tek kıstası AKP olmuş durumda. Yani AKP'yi savunursan demokratsın, karşıtsan darbecisin, halk-millet düşmanısın..Nedense her bildiri darbe çağrışımı yaratıyor.
AKP yargısı önünde hiçbir engel, karşıt düşünce istemiyor. İstediği herkesin kendisinin dediklerine uyduğu, tam biat geleneğini sürdüren bir Türkiye. Son yargı bildirisinin akabinde gelişenler bu durumun bir kanıtı değildir de nedir?
AKP yargısı ülkeye dini bir düzen getirmek istiyor. Bu isteğinin önündeki engellerden hoşlanmıyor. Resmi törenlerde kız öğrencilerin kıyafetlerinden rahatsız oluyor.
AKP yargısı herkesin AB ve Amerika boyunduruğu altına girmesini istiyor, diğer ülkelerle eşit şartlarla bir Avrupa Birliği sürecine sıcak bakmıyor, bakamıyor.
AKP yargısı diğer partiler hakkındaki kapatma davasını önemsiz buluyor. Hukukun sadece onlar için işlemesini istiyor. Çuvaldız kendilerine değdiğinde harekete geçme peşindeler.
***
Gittikçe artan tepkilerden benim anladığım bir suçlunun suçunu ört pas etme gayretinden başka bir şey değil. Ortada hiçbir resmi karar yokken sanki kapatılacağı kesinmiş gibi davranılması da bunu körüklüyor.
Parti içinde büyük bir panik var. Gerilim had safhada. AB'den ve ABD'den yardım dileniliyor.
Tüm bu olanlardan sonra da hala demokrasiden söz edilebiliyor.
Yeni yargımız hepimize hayırlı, uğurlu olsun. AKP yargısı.