AKP ye neden oy verdim?

AKP seçmenleri AKP nin %47 oy aldığı seçimden sonra nihayet günyüzüne çıkınca (Çünkü AKP ye kimin oy verdiğini bu seçimden sonra yavaş yavaş öğrenmeye başladık. Hatta bu seçimden önce herkes muhalif görünürken her iki kişiden birinin oy vermiş olması uzun süre tartışılmıştı.) kendilerine neden AKP ye oy verdiklerini sormuş ve sadece din diyanet kelimeleri ağızlarından düşmediği için değil, mantıklı gerekçeleri olduğu için oy verdiklerini söylüyorlardı.

AKP seçmeni düşünüyor; 'AKP ye neden oy verdim?'

Gelin o zamanki gerekçeleri ve o gerekçelerinin şu anki halini bir irdeleyelim;

-Avrupa Birliği konusu; Avrupayı fethetmiş havasıyla kutlanan müzakerelerin başlaması aşamasından ilerleme raporunun çöpe atıldığı aşamaya gelindi

-Ekonomideki iyileşmeler; ekonomimizin sıcak parayla ve faiz kur makasından faydalanan yabancıların sanal etkisiyle ve elbette sıfır üretim artışıyla istatistiklerde olumlu görünümünün reklamının yapıldığı aşamalardan insanların sofrasında istatistik pişiremeyeceklerini ve ceplerindeki reel paranın aslında her geçen gün azaldığını anladıkları aşamaya gelindi.

-İleri Demokrasi söylemi; Özellikle parti tüzüğündeki ölene kadar milletvekili, belediye başkanı kalmanın önünü kesen kurallarla ve iddialı vaatlerle bu duruma inanan bir kesimin olması aşamasından istenmeyen köşe yazarlarının kovdurulduğu, yasamanın yok sayıldığı (bireysel düşüncesine göre oy kullanıp Başbakanla bu düşünceleri çelişen milletvekillerinin bir dahaki dönem aday gösterilmeyeceği tehdidi en yakın örnektir) yargıya talimat verilen, yürütmeye zaten tek adamın hakim olduğu, stadın ışıklarını yakarken, köprüden geçenlerden para alırken, devlette alınan nefesin bile sorulduğu, bir tek adam profiline dönüşüldüğünün ve ileri demokrasi söyleminin sadece inanmış olmamıza gülmek için yapılmış bir ironi olduğunun anlaşıldığı aşamaya geçildi.

-Yetkin kadro; Özellikle Başbakanın yakın çevresinin işinin ehli ve gerek ülke gerekse de dünya politikalarına hakim insanlar olduğu ve iyi bir ekiple yönetileceği düşüncesinin vatandaşa takla attıran içişleri bakanı, ucubeye sanat diyen Başbakan kızınca da ucube olduğunu farkeden kültür bakanı, şike soruşturmasının örtbas edilmesine göz yuman spor bakanı, başbakan kızana kadar aşıların sağlıklı mı sağlıksız mı olduğuna karar veremeyen sağlık bakanı, 4+4+4 olayıyla çocuklar siyasete alet edilip perperişan edilirken nerede olduğunu bilemediğimiz milli eğitim bakanı, Hakan Şükür, bir dahaki maddede ayrıca değerlendirmesi olan dışişleri bakanı, ilerleme raporu çöpe atılırken Avrupa Birliği'ne rest çekerek müzakereler yapmaya çalışan AB bakanı gibi bir ekip gerçeğinin farkedildiği aşamaya geçildi.

-Dış Siyasette etkin Türkiye; komşularla sıfır sorun politikasının yerini sıfır komşu gerçeğine bıraktığının görüldüğü aşamaya geçildi. Neredeyse bütün komşularımızla düşman olmamız yetmez gibi İsrail'i, Rusya'yı ve inşallah bu gidişle yakında Çin'i de düşman saflarına katma konusunda gösterilen üstün gayret aşamasına. Esad'ı insanların içinde gözden düşürme politikasıyla nereye ulaşmak istediğini anlamadığımız ama 3.Dünya savaşı taşeronluğunun yapıldığı kuşkusunun içimize salındığı aşamaya...

-Terör ve Kürt Meselesi; Ölümler değil siyasi olarak bile kürt sorunu konuşulmayacak tezinden hemen her gün şehit haberlerinin geldiği dönemde bununla ilgili en büyük sıkıntının şehit haberlerinin gazetelerde yayınlanması olduğu zamanlara geçildi...

Aslında maddeleri sonsuza kadar uzatabilirim ama gerçeği hepimiz biliyoruz. Siz bu ekibi bir mantık yürüttüğünüz için değil, bizde Allah korkusu var lafını ağzından düşürmeyen din suistimalcileri içinde medyanın ve büyük abilerin en çok parlattıkları oldukları için seçtiniz. Ve biz ne yazık ki aynı ülke içerisinde yaşıyoruz... AKP seçmeni asla düşünmüyor; 'AKP ye neden oy veriyorum?'

Saygılarımla...