Alaçatı'yı keşfetmek

Bir yelkene koy beni, al götür uzaklara

Kaçıyorum bu dünyadan nedenini hiç sorma

. . .

İlerde, hani öyle yaşlılığımda falan değil, buralardan uzaklaşmak istediğimde, benim de kaçmak istediğim bir yer var. Çünkü insanlar genelde çok ilerleyen yıllarda her şeyden,gürültüden, karmaşadan uzak küçük bir sahil kasabasında mutlu ve huzurlu bir hayat düşlerler.Bir çok şey tamamlanmıştır, artık daha sakin, huzurlu bir hayat düşlenir.belki evlenilmiştir, çoluk çoçuğa karışılmıştır, belki çoçuklarda evlenmiştir.Karı Koca bir sahil kasabasına yerleşmenin hayallerini kurarsınız, en azından benim annem için öyledir. :)

Ama ben en fazla bir 10 sene sonra, bu hayalimi gerçekleştirmek istiyorum. Kendimi çok yaşlı,yorgun hissettiğim için değil,öyle bir hayatın beni daha huzurlu ve mutlu kılacağı için bunu çok istiyorum. Müsatakil bir evde, kendi sebzemi, meyvemi kendim yetiştirebilceğim, kedilerimle , köpeklerimle sakin ve huzurlu bir hayat . Bir de sevdiğim adam da olursa yanımda değmeyin keyfime:)

Kariyer hedeflerim de, şu an yaptığım işi bir adım daha öteye götürmek ya da belki daha önce tanıtım sorumlusu olarak görev aldığım organizasyonları , bu sefer yürütebilcek kadar, yetkili bir organizasyon sorumlusu olmak, ve daha sonraları ,hayalini kurduğum o sahil kasabasında, içinde kendi tarzımı yansıtan sıcak,şirin bir cafe açcak kadar birikim yapma isteğim var.

Nerelere kaçıcağımı, ya da nereye kaçıcağımı ise, ben çoktan belirledim.Gözüme Kestirdiğim,kendime yakın bulduğu yer ise, birçoğumuzun rüzgar sörfüyle tanıdığı, Çeşmeden 15 dakka uzaklıkta olan Alaçatı Kasabası.

Bir çok yer var; Neden burası derseniz ,keyifle anlatmaya koyulabilirim :)

Sene 2004 Yazı, daha önce yaptığım organizasyon işlerinden , bir saç bakım firmasının, O yaz için düzenlenmiş olduğu Ege-Akdeniz sampling çalışması nedeniyle bir çok sahil yerini dolaşıyoruz . Uğrak yerlerimizden biri Çeşme, tesadüf O ki izin günümüz Çeşmede olduğumuz zamana denk geldi. Ve ben bu durumdan istifade, bizim ekibi de ikna ederek , bir an önce toparlanıp ,alaçatıya götürdüm.

Gitmeden önce de gezi yazılarından takip ettiğim için daha görmeden kendime yakın bulduğum ve görmek istediğim bir yerdi Alaçatı. Tüm ekibi toplayıp Alaçatıya gittik. Beklediğim güzellikte çok sade ve şirin bir yer alaçatı. Hiç hayal kırıklığına Uğramadım.

Alaçatıya özgü taş evler, çok sanatsal, mimari bir yapıya sahip. Eski bir çok ev, konak yeniden restore edilmiş. Ve çoğu kafe olarak hizmet veriyor. Bir çok takı tasarım dükkanı, sergi evleri görebilirsiniz.

Bizim gittiğimiz gün antika pazarı vardı, Alaçatı Meydanında. İstanbul, İzmir ve Ankaradan gelmiş olan birbirinden farklı bir dolu antika bulabilirsiniz ama fiyatları çok pahalıydı. Onun dışında başka bir gün de, çok övdükleri , başka bir alaçato pazarı varmış, ona denk gelemedik maalesef:(

Sonra öğle yemeğimizi ,bir çok yere baktıktan sonra , dışardan çok şirin bir yer olarak gözüken, bir aile işletmesi olan bir cafede yedik. İsmini maalesef hatırlayamadım .

Hala hafızamdan silinmemiş, bize o ailenin bir ferdi olan çok kibar, nazik bir ufaklık vardı; ama onu hatırlıyorum. Bize o servis yaptı. Nezaketine, kibarlığına hayran kalmıştım ufaklığın. Ayrıca yaşından çok çok olgundu. Bu yüzden unutmamışım demek ki .

Lafın özü ben çok sevdim Alaçatıyı. Sahilinin rüzgarlı olmasından dolayı denizi belki çok soğuk olabilir, Eh ne de olsa bu meşhur rüzgarından dolayı bir sörf cenneti haline geldi. Bir çok yelkencinin uğrak noktası oldu. Ama turkuaz mavisinde, içi berrrak, birazcık tuzlu , tertemiz bir denizi var. Denizden çıktığınızda birazcık Üşeyebilirsiniz, o yüzden , havlunuz çok yakınınızda olsun derim ben :)

Belki şu an, bu mevsim de gidilebilir bir tatil yeri değil ama, aklınızın bir köşesinde olsun bu güzel sahil kasabası derim. Bir gün mutlaka bu yöreyi keşfe çıkın derim. Belki de sizlerde yıllar sonra bu yöreye yerleşmek isterseniz, belki bende bu hayalimi gerçekleştirmiş olursam , evimin bahçesinde , size sıcacık bir çay ikram edebilirim; seve seve :)

Tekrar Paylaşmak Dileğiyle !