Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Kasım '10

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Alarm, yeşil ışık ve sis

Alarm, yeşil ışık ve sis
 

Kaynak: Web


22 Kasım sabahı, sis tüm şehri ayaklar altına almış...

Sabah uyandığımda, penceremde, gelecek günlerin umut ışığı gibi yanıp sönen bir yeşil noktacık var sadece, uzaklarda, çok uzaklarda...

Sis, gündelik tasalar gibi sarıvermiş dört yanı, yeşil ışık yanıp sönüyor: “Daha yapacak çok şey var!”

Göz kapaklarım tatil rehavetini kaldıramazken telefonum bir kez daha “Haydi...” dedi, “Uyan!”.

Uyanmak, bu sisin içinden sıyrılarak hem de... siz, ben, onbinler, hep birlikte...

Hepimiz uyanmalıyız.

Birimiz uyandık mı herkes uyanır mı dersiniz?

***

Yaklaşık bir ay önce, esaret sisinin dağılışının yıl dönümü olan 29 Ekim’de Cumhuriyetimizin 87. yaşını kutladık. 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal’in seslenişi ile uyanan bir büyük milletin eseri: Türkiye Cumhuriyeti. Kuruluşunun ilk on yılında her yaştan 15 milyon genç çok çalışmış, bu eseri meydana getirmiş. Bu uyanışın, çağdaşlaşma hamlesinin çok önemli bir aşaması olan eğitim seferberliğini üçüncü meclis döneminde, 1928 yılında kanunlaştırmıştır.

İlk olarak 20 Mayıs’ta; 1288 sayılı kanun ile uluslararası rakamların kullanımı, ikinci olarak 1 Kasım’da; 1353 sayılı yasa ile “Türk Harfleri” kabul edilmiş. Bu kapsamdaki son düzenleme olarak da 24 Kasım’da yayımlanan Millet Mektepleri Talimatnamesi gereğince, yurdun her köşesinde Millet Mektepleri açılmış, halka yeni harflerle okuma yazma öğretilmiştir. O günlerde Sarayburnu Parkı'nda halka seslenerek Harf Devrimi’nin müjdesini veren Atatürk ; “Vatandaşlar, yeni Türk harflerini çabuk öğreniniz. Bütün millete, kadına, erkeğe, köylüye, çobana, hamala, sandalcıya öğretiniz." diyerek, bu çalışmalara bizzat "Millet Mektepleri Başöğretmeni" sıfatıyla katılmıştır.

***

Günümüzden iki tabloya şöyle bir bakalım...

İlkinde, bir boyacı çocuk Ata’yı anıyor. Bir millet hep birlikte, vekilleri nezaretinde, bu çocuğun gösterdiği duyarlılığı tebrik ediyor. Çocuk okuluna gidememiş, derste geçireceği zamanda boya sandığı başında, alkışlar.

Diğer tabloda ise Türk Devleti eğitim kadrosunda görev alacak öğretmenlerini belirlemek için bir sınav yapıyor. Daha doğrusu, sınav yapılamıyor, tekrarlanıyor. Bu adaylar ne olacaklardı, asli vazifeleri neydi? Lütfen, yanıtlar kulaktan kulağa.

***

Cumhuriyet bilincini zihinlerde inşa eden, en birinci öğretmenler; analar. Her sabah çocuklarını şefkat ile uyandıranlar da onlar, okuluna gönderen de.. evlatlarımız Cumhuriyet’i, medeniyeti, hayatı öğrensin diye çırpınanlar da onlar... o nedenle en başta Cumhuriyet kadınları, anneler olmak üzere tüm öğretmenlere sesleniyorum: “Öğretmenler gününüz kutlu olsun! Lakin, bir sonraki derste bu konuyu mutlaka tekrar edelim. Benim kafam biraz karıştı: 1928’de Atamızın bize çizdiği yol nerede, biz bu yolda neredeyiz, çocuklarımız neredeler?”

Öğretmenler, gününüz kutlu olsun!

 
Toplam blog
: 149
: 652
Kayıt tarihi
: 07.04.10
 
 

Sazsız söze ezgiler diziyoruz, birer birer. "Kim" olduğumuzun belli olmadığı bu dünyada K..