- Kategori
- Engelli Eğitimi
Özgürlük, Kısıtlar ve Engelliler

Kaynak: Internet
Gece yarısı, gözlerim birden aralandı. Müthiş bir tedirginlik haliyle elimi bacaklarıma uzatmak istedim, ne yazık ki ellerim kilitlenmiş gibiydi. Yalnızca gözlerimi açabiliyordum, düşünceler bir sel gibi aktı zihnimden o anda. Neler oluyordu? Kafka’nın romanından bir alıntı yaptığımı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Hayır, bu bir rüya ya da yanılsama da değildi... Birkaç dakikalığına da olsa, bu yetersizlik hali içinde öylece kalakaldım. Hepimizin başından geçmiş olan o ürpertici birkaç dakikaydı yaşanan. Yetti, o anlığına da olsa engelliydim.
***
Bir çok yönden bu dakikalar hepimizin hayatında deneyimlenmesi gereken bir yön taşıyor. Bir kerecik bile olsa, gözlerimizi kapatıp yolda 100 adım yürümeyi denesek, neler olur kim bilir?
İşte bu nedenle bu engeller ile yaşayan dünya nüfusunun %10’u ile hiç de benzer hisler içinde geçmiyor günlerimiz. Gece gündüz, herhangi bir zamanda bir başka elin eline bakmıyoruz. Yola çıkıp öylece yürüyor, etrafta olup biteni çoğunlukla görmüyoruz bile. Birinin elimizden tutması gereken zamanlar çoktan geride kaldı diye öyle emin bir tavırla geçiriyoruz ki günlerimizi... Hiç umursamıyoruz geriye kalanları.
Her yörenin kendi meclisinde en az bir meclis üyesi bu konuda bir şeyler yapabilse, ilerleyebilsek az az da olsa. Sırf AB istiyor diye değil, engelli kardeşlerimiz de sosyal yaşamı bizlerle paylaşabilse diye onlar için çırpınsak. Onlar da kısılıp kalmasalar evlerinin penceresinde, yol kenarlarında ya da evlerinde herhangi bir yerde. Kimseye yük olmadan yollara çıkabilseler, yağmur yağdığında ıslanabilseler korkmadan.
Engelli araçlarını da kolayca alabilecek şekilde tasarlanmış toplu taşımacılık yapılıyor gelişmiş ülkelerde. Engelliler kendileri seyahat edebiliyor, kimseye minnet etmeden hastaneye gidiyor, alışverişini yapıyor. Kısacası evlerinin dışında da özgürlüklerinin tadına varabiliyorlar. Bizler ise birbirimizin engeliyiz, başkalarının hakkına saygısızlık en büyük engel çünkü. Sarı ışıkta kornaya basanlar, otoparklar yerine yol kenarlarına park edenler, yollara çer çöp atanlar, maalesef halen nüfusumuzun önemli bir kısmını teşkil ediyor, diğerleri de azınlıkta kalıyor.
Engel bedeninizde olduğunda bir şekilde hayattan keyif alma şansınız var, düşünceleriniz sağlam ise eğer. Asıl engelli olanlar ise düşüncesizler. Kendi hakları için diğerlerini sömürenler. Evet, bu bir sömürü düzeni. Düşüncesizliğin sömürüsündeyiz; sokaklarımız, caddelerimiz, kentlerimiz işgal edilmiş. Öyle ki, biz bile zaman zaman onun buyruklarından kendimizi azad edemiyoruz.
Dünyada başkalarının haklarına engel olanlar, sayenizde “engelli” kavramı oluştu. O nedenle, 3 Aralık sizin gününüz aynı zamanda kutlu olsun!