- Kategori
- Felsefe
Albert Camus

İnsanın hayatında bazen yaşantısını tekrar sorgulamayı, yeniden düşünmeyi ve “Ben ne yapıyorum, nereye gidiyorum?” gibi sorular sorduran düşünürler, yazarlar vardır. Bende de bu durum Albert Camus’yu okumaya başladıktan sonra oldu. Lise çağlarında Veba adlı eserini okumuştum Camus’nun ve açıkçası aklımda pek bir şey de kalmamıştı. Ama şimdi yeniden Camus okuması yaptığımda kendimi, çevremi ve tüm yaşantımı tekrar gözden geçirme fırsatı buldum. Aşağıdaki satırlarda benim Albert Camus’nun eserleriyle ilgili benim ve değerli hocam Prof.Dr.İoanna Kuçuradi'nin derslerinden aldığım notlardan oluşmuş çıkarımlarımı bulacaksınız. Umarım sizler de -eğer şimdiye kadar yapmadıysanız- iyi bir Camus okuması yaparsınız.
Camus’un bütün eserleri mantıksal cinayetle ilgilidir. Kendisi bunun haklı çıkarılamayacağını ileri sürmektedir (Sartre ile kavgası da bu noktada başlar). Camus çağından hareketle felsefi bilgi üretmektedir. Camus’un eserlerini metafizik başkaldırıyı, özellikle köklerinden kopmuş başkaldırıyı görmek için okuyoruz. Nihilizm, absürt ve başkaldırma, absürdü yaşamak ve nihilizm, sürüklenmek ve başkaldırmak.
<ı>Yabancıı>’da absürt yaşantıdan nihilizme gidişi görüyoruz. Yabancı’da absürdün yaşantısı aranmakta: Nasıl çıkıyor?: Her gün yaptığı şeylerin farkına varması ve monotonluk. Bundan vazgeçmek istiyor.
<ı>Caligulaı> Drussila öldükten sonra eylemde sınır tanımayan birisi oluyor. İmkansız olanı istiyor. Elde edemeyince, eylemde sınır tanımıyor. Caligula’da absürdün götürdüğü nihilizm ve çıkmazı görüyoruz.
Camus’ya göre köklerine sadık kalma, eylemde sınır sağlayan başkaldırıdır. Ona göre metafizik başkaldırı kişiyle ilgilidir.
Camus’un <ı>Yanlışlıkı> adlı eserinde kızın denize gitmek istemesi özgürlüktür. Deniz Camus’da önemlidir. Aslında Camus’ya göre insana yapılan en büyük haksızlık ölümdür. <ı>Yanlışlıkı> adlı eserinde de her şey yapılabilirin bir başka çıkmazını görüyoruz.
<ı>ı>
<ı>Doğruları>’da ise her şey yapılabilirin bir başka açılımı var. Tipik bir mantık cinayeti örneğidir bu eser. Bu eserde adalet peşinde bir eylemi görüyoruz. Camus’un burada göstermek istediği, eylemde sınır tanıma olması, yoksa kökünü kazıyor. Camus’da sınır kavramı çok önemli. Başka bir deyişle, köküne sadık kalarak bir eylemi gerçekleştirdiğinde, bir bakıma cani olmamış oluyorsun.
<ı>Vebaı>’da ve <ı>Sıkıyönetimı>’de bir kişinin bilinçli başkaldırısı ile vebanın yenilebileceğini görüyoruz. Başkaldırıyorum, öyleyse varız. Yani bir bakıma anlamsız olan dünyaya anlam katma var burada.
Peki, başkaldırının köklerine sadık kalmasını nasıl anlayacağız?: Başkaldırma genelde bir değer adına yapılıyor, ama zamanla bu değerden bir vazgeçme oluyor. Değere sadık kaldığımız noktada, köklere sadık kalırız. Değeri korumak önemlidir. Adaleti sağlamak için adaletli olmak gerekiyor. Başkaldırı cehaletle birleştiğinde, iyi isteme yeterli olmuyor. İyi aydınlanmamış bir isteme, kötü bir istemeden daha kötü olabilir. Camus eserlerinde kişileri kahramanlaştırmıyor. Alçak gönüllülük de çok önemli.
Kaynakça:
Başkaldıran İnsan
Veba
Yanlışlar
Doğrular
Sıkıyönetim
Caligula
Yabancı
Sisifos Söyleni
Ecinniler
resim kaynağı www.the-ledge.com