Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Temmuz '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Aldat(amay)an kadının hikayesi-3

Aldat(amay)an kadının hikayesi-3
 

...Çok şey yaşandı iki yıl içinde, Elif canından çok sevdiği annesini sonsuzluğa uğurladıktan sonra uzun bir süre içine kapandı, Ayşe ise O'nu anlayabiliyor, ancak yaşadığı hüznü artık atlatması gerektiğini düşünüyordu. Hatta aklını başka yerlere verebilmesi için, Elif'in hoşlanacağı bir kursa katılmasını önermişti. Elif resme çok ilgiliydi ve bu konuda oldukça yetenekliydi. Çocukların bütün resim ödevlerini Elif yapardı, çocuklar da her ne kadar kendilerinin yapmadığını bilseler de, sınıfta en beğenilen resime sahip oldukları için müthiş mutlu olurlardı...Elif, Ayşe'nin bu önerisini kabul etti ve yakınlarında verilen bir resim kursuna katıldı. Sahiden de bu O'na iyi gelmişti. Normal zamanlarda somut resime ilgisi ve becerisi varken, burada daha çok soyut çalışıyor, kurs hocası da yaptıklarından çok etkileniyordu. Yeni edindiği arkadaşları da...

Yorucu bir iş gününün ardından, yemek yenmiş, çocuklar uyutulmuş, dinlenmeye geçilmişti Ayşelerin evinde. Metin, başını içeriye uzatarak balkondan Ayşe'ye seslendi:

-Mis gibi bir hava var biraz oturalım istersen?

-Hemen geliyorum, birer kahve içer miyiz?

... Gerçekten hava mis gibiydi, arada hafifçe esen rüzgarla civar bahçelerdeki yaseminlerin, melisaların kokusu geliyor, insana huzur veriyordu. Kahveler yarıya geldiğinde, konuştukları konu da, Elif ti aralarında: "Bilmiyorum kursa ilk başladığı dönemlerde atlatıyor görünüyordu ama son zamanlarda yine içine kapandı. Gözlerinin içi parlıyordu yeniden, ben arkadaşımı çocukluğumdan beri böyle görmeye alışığım biliyorsun. Ahmet in bencilliklerine, aşağılayıcı şakalarına ve ilgisizliğine karşı bile hep olumlu olmuştur Elif. Doğrusu sen böyle olsan ben dayanamazdım bu evliliğe, benim için çok özelsin sen. Bana her zaman yakın oldun, sadece kocam değil, arkadaşım, kardeşim, sırdaşım, sevdiğim adam, çocuklarımızın gözdesi oldun. Çocuklar için senin yerin benimkinden çok yükseklerde ve bazen bunu kıskanıyorum ama seni bulduğum için tanrıya hep şükrediyorum, beni hiç mutsuz etmedin" diyerek içini açtı Ayşe. Karşılıklı güzel itiraflar sona erince Metin:

"Bence konuşmalısın Elif'le, belki de bilmediğimiz bir başka derdi var, bu durum sandığın gibi sadece annesini kaybetmiş olmasından kaynaklanmıyor olabilir. Çünkü bunu atlatmıştı artık öyle değil mi?" dedi Metin...

Gecenin ilerleyen saatlerine kadar konuştular, artık Ayşe'nin aklında sadece, en kısa zamanda Elif le konuşmak vardı...

Ahmet'in şehir dışına çıktığı bir gün, tam zamanı diyerek, Elif'i aradı, "akşama sana geliyorum, yemeği birlikte yeriz, Metin de çocukları sinemaya götürecek, geçen haftadan sözü vardı, maviş prensimi de alır istersen, biz de rahat rahat kaynatırız, hadi ne zamandır kız kıza sohbet edemedik"

...Önce geçiştirmeye çabaladı Elif, aslında anlatmayı ne çok istiyordu Ayşe'ye. Buna gücü var mıydı, anlatabilir miydi bilmiyordu, başlayıp sonunu getirememek de olabilecek bir ihtimaldi çünkü. Direnemedi, gözyaşları artık dinlemedi Elif'i:

"Anlattığımda benim için hala iyi şeyler düşünüyor olacak mısın Ayşe? Korkuyorum..."

1.bölüm için:http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=50014
2.bölüm için:http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=50231

 
Toplam blog
: 33
: 2386
Kayıt tarihi
: 16.03.07
 
 

1970 İzmir doğumluyum. Yaşadığım bu şehire aşığım. Tipik bir kova burcuyum. Hayatı, doğayı, insanl..