- Kategori
- İlişkiler
Aldat(amay)an kadının hikayesi- 4

Titriyordu Elif!
Hatta öyle ki, dudaklarının arasına aldığı sigarasını, çakmağın ateşiyle buluşturabilmeyi başaramadı bir süre.
Nihayet yakabildiği sigaradan, derin bir nefes çeker çekmez hızlı hızlı anlatmaya başladı. Başlamazsa hiç anlatamayacağını, aylardır kendisini kemiren bu düşüncelerden kurtulamayacağını düşünüyordu:
"Adı Semih... 5 yıl önce boşanmış karısından...Evlilikleri sadece bir yıl sürmüş. O bir yılı da sadece sonradan kendini suçlu hissetmemek için, biraz daha mücadele etseydim keşke dememek için doldurmuş...Ayşe ne olur sözümü kesme, sadece dinle, bir daha anlatamayabilirim...
İkinci sigarasını ne zaman nasıl yaktı hatırlamıyordu bile. Pembe halının çiçek desenleri arasına dalıp, kayboluyordu sanki, sonra yeniden ortaya çıkıp tek tek yaşadığı saatleri, günleri anlatıyordu:
"İlk başlarda O'nunla sadece yaptığımız resimlerden konuşuyorduk. Çok kısa bir süre sonra, sıkı bir arkadaş gibi kendi hayatlarımızdan da bahsetmeye başladık. İlgisi, nezaketi, beni adam yerine koyup bazı konularda fikrimi sorması hoşuma gitmeye başladı, etkileniyordum. O'nun yanında zaman nasıl geçiyor anlamıyordum. Eve geldiğimdeyse, Ahmet'in o bildik can yakıcı şakaları, bencilliği, ilgisizliği sürekli Semih'i düşünmeme neden oluyordu. Kendimi O'nu düşünmekten alıkoymak için çok mücadele ettim inan bana Ayşe. Ahmet'in gözlerinin içine bakıp, bir parça samimiyet, bir parça sevgi arıyordum, hatta bakışlarımla yalvarıyordum adeta. Ne acı ki; o soğukluğu ben Semih'i tanımadan önce hiç farketmemiştim sanki...
Ne oluyordu ki bana? Sırf birisi yakınlık gösterdi diye O'na aşık mı oluyordum. Hem O'nun da bana ilgi duyduğunu nerden çıkarıyordum? Bir kurs arkadaşlığından öte ne düşünebilirdim ki? diye diye günler geçti Ayşe. Kendimi suçlu hissetmekten, kendime kızmaktan, Ahmet' e yakın olmaya çalışmaktan yorulduğum ve tam da kursu bırakmaya karar verdiğim bir günde, benden özür dileyerek, bana olan ilgisinden bahsetti. Benden hiç bir beklentisinin olmadığından, arkadaşlığımızın bitmesini istemediğinden bahsetti...
İşte o an yaşadığım duyguları anlatmam imkansız...Derin bir acı, kaynar sular, uçurumlar, kesikler ama bunun yanında tuhaf bir sevinç...
Ayşe söyler misin ne yapacağım ben, artık hep O'nu düşünüyor, O'nun yanında olmak istiyorum. O'nu kaybetmekten korkuyorum, liseli aşıklar gibi kıpır kıpır hissediyorum, sonra suçlu hissediyorum...Bir tarafta evliliğim, oğlum, bir tarafta kalbim..."
Artık kendini tamamen saldı Elif. Hıçkırıklarla ağlıyordu, sanki bir anda içi bomboş kalmıştı. Günlerdir doğum sancısı çekmiş ve nihayet doğumunu yapabilmiş gibi hissediyordu. Canı yanıyordu ama rahatlamıştı, huzur doluydu.
Ayşe ise donup kalmıştı, söyleyecek hiçbir şeyi yoktu sanki, kelimeler tükenmişti...
1. bölüm:http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=50014
2. bölüm:http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=50231
3. bölüm:http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=50944