Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ocak '08

 
Kategori
Güncel
 

Alevilik, aleviler ve profesör Doğan

Meydan Laurusse ‘daki tanımıyla Dördüncü Halife Hz. Ali ‘nin soyundan gelen

Hz. Ali ‘yi öbür sahabelerden ve diğer üç halifeden üstün tutan mezhebe ve buna bağlı tarikatlara Alevilik, bu mezhebe tabi olanlara da Alevi denir. Genel tanımı budur.

Aleviler kendi aralarında Sünniler gibi mezhep veya tarikatlara bölünmüşlerdir. Bazıları o kadar ileriye gitmiş ki, “Tanrı, Ali ‘de insan biçimine girdiği için ölümsüzdür, sözleri, buyrukları tartışmasız geçerlilik taşır, Ali’yi sevmek Tanrıyı sevmek, Tanrıyı sevmek Ali’yi sevmektir.” Bunlar ruh göçüne inanır, kıyamete ahirete inanmaz, İslam dinin gerekli gördüğü hiçbir ibadeti yapmazlar, alevi inançlarını “Ali-Allahi” görüşünü, mehdi efsanesini aşırılığa vardıran, beş duyu ile algılanan dünyanın dışında bir gerçek, maddenin ötesinde yaratıcı bir güç tanımayan Alevilerdir. Bazı Alevi tarikatları Sünniler gibi Hz. Muhammed’in peygamberliğine inanır, namaz, oruç gibi, ibadetlerini yaparlar. Bazıları da kadınlı erkekli gruplarla içkilerini içer, ibadetlerini bu şekilde eda ederler. Halk arasında gayri ahlaki olarak söylenen türde davranışları asla olmamıştır. Bazı Aleviler de Aleviliğin islamiyetten önce de var olduğunu söylemekte ve Hz. Ali’yi sevmekle bir ilgisi olmadığını da söylenir. Alevilerde 40 lar meclisine inananlar da vardır. Alevilerin izahındaki miraç ise söyle; peygamber miracın üst katlarında aslan ile karşılaşır ve Allah’a ulaşabilmek için yolunu kesen Aslan’a hatemini (mühür veya yüzük Arapçada peygamberlik mühür’üdür) verir.. Yukarı çıktığında Allah, peygambere doksan bin kelamı öğretir. Bu kişi Ali olarak ve parmağında yüzükle, perde açılınca karşısına çıkar. Peygamber söyle der;[doğduğunu görmeseydim Allah olduğuna inanırdım.].Aşağıya inerken de bir kapıdan sesler duyar, içeriye girmek ister. İçerden kimsin denilir. Allah’ın resulüyüm der. Cevap ise; bize resul lazım değil sen git kendi ümmetine resullük et . İkinci seferde de ayni kimlikle alınmaz, üçüncüsünde hadümül-fukarayım (fakirlerin hizmetçisi) deyince kapı açılır. Alevilerin bazıları peygamberin bile içeriye alınmadığını ama Hz. Ali’nin o mecliste olduğunu belirterek peygamberimizden de üstün olduğunu ima etmektedirler. İnanç Hürriyetine saygılıyız, İsteyen istediğine inanır isteyen inanamaz, Alevilerle Sünniler son zamanlarda akrabalık ilişkileri kurmakta yani kız alıp vermektedirler.

İlahi ve ilahi olmayan dinlerde her zaman gruplaşmalar olmuş ve olacaktır. Çok aşırı radikal olanlar da çıkacaktır. İnsanoğlu içindeki bene, nefsine, gururuna, kibrine hakim olmadığı sürece liderlik ve önderlik yapmak için uğraş verecektir.

13.01.2008 tarihinde Star Tv de Ruhat MENGÜ’ nün yönettiği bir programda Cem Vakfı Başkanı Profesör İzzetin DOĞAN ‘ ın şu cümlesi izleyenleri rahatsız etti mi etmedi mi bilmiyorum ama Sayın DOĞAN aba altından sopa gösterircesine dedi ki ; “Alevi yurttaşlarımızın hakkı verilmelidir. Eğer verilmezse onları bizde engelleyemeyiz. Aynı diğer hak isteyenler gibi davranırlar.” Cem Vakfı Başkanı DOĞAN ‘ ın belirttiği verilmeyen hakları nedir? Bunlar nasıl bir “hak” isterler.. Aleviler de açıkça bu verilmeyen hakkın ne olduğunu belirtsinler. Diyanet Başkanlığı kalksın diyor. Bu memlekette 20 milyon Alevi olduğunu kabul edelim, 70 milyonluk bir ülkede 20 milyonun mu dediği olacak, bu 20 milyon Alevinin içinde Sünniler gibi namazını kılan, cumasına giden, orucuna tutan insanlar mevcuttur. Onlarda mı aynı görüşte veya istektedirler. Profesör İzzetin DOĞAN Onlar adına nasıl konuşur onlardan yetki almış mıdır? Bir profesörün böylesine hak isteme üslubu, adabı insanı ister istemez şaşırtıyor. Ne demek hakkımızı vermezseniz biz bile engel olamayız. Gerekli merciler gerekli işlemleri yapacaklardır.

Alevilik, Sünnilik, Şiilik ne sayarsanız sayın… Herkes bir hak istiyor. Ama herkes kendine istiyor. Alevi cem evi yap. Diyaneti kaldır diyor. İmamlara maaş veriyorsun diyor. Ermeniler patrikhane istiyor, Rumlar hükümranlık istiyor.

Hâlbuki insan yaşadığı ve geliştiği süre içinde kendisi için istediklerini başkaları için de istemek durumundadır. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi tüm insanlık için istenmiştir. Tüm insanlar içindir. Hukukun üstünlüğü, demokrasilerin gelişmesi içindir. Demokrat insan, hukuka inanan insan, kendini değil yaşadığı ülkenin sonrada tüm insanların hakkını savunan kişidir. Eğer inançta, inançsızlıkta, insan haklarında bir şey talep ediliyorsa herkes için edilmelidir.

 
Toplam blog
: 24
: 1002
Kayıt tarihi
: 21.06.07
 
 

1959 Ordu Ünye doğumluyum. Bursa'da yerel bir gazetede 2 seneye yakın köşe yazısı yazmaktayım; hafta..