- Kategori
- Futbol
Alex De Souza'yı yazmak istedim...

Alex De Souza
“Alex mi yoksa Hagi mi büyük futbolcu?” şeklinde yapılan tartışmalara katılmak ya da böyle bir tartışma açmak değil benim amacım. Daha önce de yazdığım gibi, tartışmaya değer bulmadığım bir konu..
Ben bugün sadece Alex De Souza’yı yazmak istedim.
Oynadığı yer itibariyle santrafor olmamasına rağmen süper ligde oynadığı 195 maçta 110 gol atan, bunun yanı sıra çok sayıda asisti bulunan, duran top ustası ve tam bir istatistik canavarı Alex De Souza’yı yazmak istedim.
Sezon başında, koşan bir takım yaratma düşüncesinde olan Aykut Kocaman’ın kendi sistemine uymadığı için onu düşünmemesine rağmen; oynadığı futbolla (ve her zamankinden fazla koşmadan) adeta zorla takıma kendisini kabul ettiren, oynamadığı maçlarda eksikliği neredeyse bağıran Alex De Souza’yı yazmak istedim.
O oyunda olduğu sürece takım kötü bile oynasa, en azından duran toplardan her an gol olma ihtimalini yaratan Alex De Souza’yı yazmak istedim.
Kısa boyu ile defansın arasından kafa ile goller atabilen, şut çekebilen, penaltı kaçırmayan, oyun zekâsı yüksek Alex De Souza’yı yazmak istedim.
Ama ben bütün bu sebeplerden daha da önce... daha da öte... özellikle Alex De Souza’yı yazmak istedim.
Çünkü sezon ortasında sözleşmesi uzatılınca yan gelip yatmaya alışmış, hele bir de futbol hayatının son sezonlarını yaşıyorsa tatil moduna geçen, ülkemizdeki futbolu küçümseyen, taraftara ve kulübüne saygı duymayan yabancı oyuncuların cenneti Türkiye’de...
Yaptığı yeni sözleşmeye rağmen rahatlayıp yatışa geçmeyen, sözleşmesinin ve parasının hakkını veren, taraftarına ve mesleğine saygısı imrenilecek düzeyde yüksek Alex De Souza’yı özellikle yazmak istedim.
Fenerbahçeliler onunla ne kadar övünse azdır. Umarım kötü oynamaya başladığı günler geldiğinde bugünler unutulmaz..