Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

19 Şubat '12

 
Kategori
Spor
 

Alex'in Fenerbahçe'yi hayata bağlayan golü

Sivasspor’un attığı birinci gol öncesinde ilk hamlede Gökhan Gönül, ikincisinde Bekir İrtegün basit vücut çalımlarıyla oyundan düşünce Fenerbahçe defansı bir anda iki kişi eksilmiş oldu ve ceza sahasına gelen üçüncü pas boş durumdaki Kıvanç’la buluştu ve bu futbolcunun düzgün vuruşu sayesinde de kaleye girdi.

Bu sezon Fenerbahçe’nin yediği birçok golün karbon kopyası gibiydi.

Takım oyunlarında modern zamanlarda yüksek pas yüzdesi veya hızlı top dolaştırma ya da adam geçmenin sonuca gitmede büyük önemi vardır. Rakip alanda bir kişi fazla olursanız kaleci ile baş başa kalma şansınız artar.

Fenerbahçe defansı haftalardır hiçbir ilk topa müdahalede bulunamadıklarından bazen bir genellikle de iki kişi aynı anda savunma dışı kalıveriyorlar.

İyi bir defans oyuncusu rakibe hamle yapacağı zamanlamayı ayarlayabilendir.

Savunmada eksik yakalanmışsanız topla birlikte hareket eden futbolcuya yakın oynamanız ancak müdahalede bulunmamanız daha doğrudur. Çünkü tek şansınız vardır; forvet oyuncusu o şansını kullanıp defans oyuncusunu geçerse gole giden yolu açmış olur.

Eğer eksik yakalanmışsanız yapacağınız en iyi şey arkadaşlarınızın yardıma gelecekleri zamanı kazanmaktır.

Sivasspor bunu sahada çok iyi uygularken Fenerbahçeli futbolcular fazlasıyla acemi kaldılar.

Gökhan Gönül’ün maçı tamamlayamamasını bir mazeret olarak görebiliriz. Bu durumda da niye oynatıldığını sormamız gerekiyor. Çünkü baçın başından sonuna kadar geride hiçbir varlık gösteremedi.

Bekir maç eksiğinin tüm etkilerini sahaya yansıttı; sakatlanmadan önceki görüntüsünden çok uzaktı. Sivasspor’un birinci golü öncesinde yaptığı müdahale ve oyun dışı kalışı ise acemiceydi.

Fenerbahçe defansında ayakta kalıp rakiple doğru yerde boğuşan tek oyuncu Yobo’du; yalnızlığı oyun içinde hata oranını da artırdı.

Sivasspor Fenerbahçe’ye çok ters gelebilecek bir yapıda oynadı. Çok adamla orta alanda baskı uygularken ileride çabuk çoğalması Fenerbahçe’nin orta alan ve defanstaki bütün zafiyetlerini ortaya koydu.

Aykut Kocaman’ın bu maçın 65. dakikasına kadarki  oyunu çok iyi incelemesi ve önlemlerini alması gerekiyor.

65. dakikada Pedriel’in kaçırdığı gol insan aklının almayacağı türdendi. Ama basketbolda nasıl dünyanın en iyi basketbolcuları smaç yapayım derken topu çembere çarptırıp sayı atamıyorlarsa futbolda da böyle uygun durumda top dışarı atılabiliyor.

Bir futbolcuya “o topu niye dışarı attın?” diye sormak her anlamda spor dışındaki bir aklın ürünüdür. O akıl da sahada kendi oğlu aynı beceriksizliği yapana kadar kafasında acayip düşünceler üretir de üretir.

O dakika Sivasspor’un kader anıydı. Golü bulsa belki daha büyük bir farka gideceklerdi ancak atamadılar

Alex için bu maç özelinde “attığı gole kadar oyunda yoktu” demek büyük haksızlık olur. Kaptan ekstra gayretliydi. Pozisyon geldiğinde kaleye her defasında şut çekerken orta alanda ve kendi kalesine yakın bölgelerde savunmaya destek olduğunu izledik.

Fenerbahçe’yi ipten alan golüyse ustalık mertebesinin ürünüydü.

Alex ile Sow’un uyumu bu maçta biraz daha belirginleşmeye başladı diyebiliriz. Sow da takıma ısınıyor. Her geçen gün daha iyi olabileceğinin sinyallerini veriyor.

Ancak Fenerbahçe çok az adamla rakip alanda hücum ettiğinden ileride oynayan oyuncular çok yoruluyor.

Dia oyunda kaldığı süre boyunca ileriye gittiği her pozisyonda önündeki üç kişiyi geçmeye çalıştı; bir iki evet ama üçüncü oyuncu her şekilde topu alıyor.

Ters kanatta ise Gökhan ve Mehmet Topuz’un yardımlaşsalar da çok etkisiz kaldıklarını gördük.

Emre'nin futboluyla Fenerbahçe için ne anlama geldiğinin tipik göstergesiydi bu maç; çok önemliydi.

Fenerbahçe çok önemli bir geri dönüş yaptı. Bu maçın kazanılmasının lige etkisini ilerleyen haftalarda göreceğiz ve tartışacağız.

Ancak mücadele etmek çok önemli; yenilmeyi bile hak etmek gerekiyor. 65. Dakikaya kadar Fenerbahçeli oyuncuların sahadaki varlıkları oldukça düşündürücüydü.

Fenerbahçelilerin anneleri, teyzeleri, ablaları, kardeşleri, sevgilileri, kızları bu maçın konuşulması gereken kahramanlarıydı.

Çıkardıkları ses futbol alanlarında alışık olmadığımız türdendi ancak gönüldendi.

Tutkuluydu; kazanmayı isteyen bir arzuyu bütün tribünlerden sahaya yansıttılar.

Maraton Alt Tribün tribün olalı herhalde hiç bu kadar hareketli ve coşkulu olmamıştı. Kale arkasındaki taraftarlara benziyorlardı.

Fenerbahçeli kadınlar bir kere daha görevleri tam anlamıyla yerine getirerek ders verdiler.

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com 

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara