Ali Koç ete bürünmüş bir sanat eseri gibi...

Blog yazarlarının ulaştığı yüksek okunma tirajı köşe yazarlarını kızdırmış gözüküyor! Milliyet Blog editörü üzerinde oluşan baskılar sonucu, blog yazıları üzerinde editöryal bir budamadan yakınılır oldu bu günlerde!

Hanidir bu alemin eşsiz yazıları ve tutarlı bir mantığın kanaat önderi azize Başak ALTIN ı bu sanal blog yazarlığı oyunundan kaçırıyorduk!

Yazarlarımız içi boş şişirilmiş egolarıyla gezinse de, bir hamlede bu egoyu patlatacak kadar umurunda okuyucunun.

Editörümüze de hak vermek gerek. Belli yayınlanır düzey kriterleri gözetmek zorundadır.

Şakayı bırakıp, gündemimde olanları sizlerle paylaşayım.

Bir Ali KOÇ vakası yaşadım sormayın. Dumura uğradım azizim!

Hakkımda bölümümü okuyanlar bilir, yurt dışında okuyan hissedar çocuklarına duyduğum yakınlığı…

Ali KOÇ kamusal alanı ve kamusal görevlileri, sınıfsal bilincinde nasıl görüyorsa, taraftarları dışındaki insanları, benim gibi şaşkına çevirmiştir.

Haber bültenlerinde konuşan kişi sanki, çok önemsediğim kıymetli, köklü bir kültür geleneğinden gelen, yurt dışında en seçkin kuruluşlarda okumuş, en seçkin kurumlarda yöneticilik yapan, sosyal hukukun üslubunu ve hiyerarşisini bilmez durumdaydı.

Futbol kamuoyundaki yerini karıştırmış, futbolun zirvesindeki kurumu ve kişiyi azarlayışını hayretle izledim.

Ey dedim Erdoğan, hiçbir ölümlü kadının hayır diyemeyeceği kadar soylu, yunan tanrıları kadar yakışıklı bu erkeği, futbol fanatizmi ne durumlara sokarmış.

Ali KOÇ'un futbolumuza gelecekte önemli katkılarından umudumu yitirmiyorum.

PEHLİVAN BÜLENT ARINÇ

Haber bültenlerinde Bülent ARINÇ ın pehlivan hikayesini dinlerken, hukukçu kimliğini de düşünerek vaaaay diye bir iç geçirdim. Karamanın koyunu sonra çıkar oyunu’ dedim.

Ayak oyunlarıyla Cumhurbaşkanlığı seçimini tam kıvıracaklar derken, bu tip oyunları cebinde bozuk para diye taşıyan Deniz BAYKAL hamlesini yapıverdi.

Cumhurun katında sonsuz kredisi olan iktidar, bu becerisinin dışında iktidarını korumakta acemi kasaba pehlivanı olduğunu tekrar gösterdi.

İktidarı yakasından tuttuğu gibi mindere seren Deniz BAYKAL bu yeteneğini iktidara gelmekte kullanamazsa da, parti içindeki yenilmez pehlivanlığına bir kez daha beni iman ettirdi.

Sosyal demokratların bu durumu görüp, biçare yollara sapmaktansa, muhalefet kaderini kabullenip Deniz beye şahadet etmelerini isterim.

Bu arada vadeli piyasalarda Dolar kontratı alıp, Ulusal 30 kontratı satarak pozisyonumu aldım.

Artık işim sergilenen ortaoyununun keyfini çıkarmak.

Gündem yazılarım devam edecek.