Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

19 Ocak '07

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Alın teri

Bizim oraların havası kömür, toprağı yağmur kokar. Gün güneşli, sakin başlar; yağmur, bora ile bitebilir. Güneş bulutların ardına kaçar, az görünür, özletir. Yaz mevsimi ile insanlar güneşe hasret günlerin acısını çıkarırlar.

Karadeniz’in horonu gibi havası da hızla değişir. Günün her saati yer gök birbirine karışabilir. Mavi gök bir anda bulutlanır. Deniz kararır, kızgın dalgalar uyanır uykusundan; dövündükçe dövünür. Denizin hırçın kızı mendireği aşıp öyle yükselir ki şaşarsınız, kaçışan martıları kovaladığını bile düşünebilirsiniz. Yağmur başlayınca durmak bilmez. Bazen günlerce sürer bu durum, bazen bahar yağmurları gibidir; kısacık. Sular yamaç yollardan, merdivenli sokaklardan gün boyu denize doğru şırıl şırıl akar, durur.

Balıkçı tekneleri günlerce barınakta denizi gözler. Ağlarını onaran balıkçılar denize sevdalarını, ekmek kavgasına katık eder.

Fırtınalı havalarda, kıyıda soğuk, kış demeden denizin kıyıya vurduğu kömür parçalarını sevinçle karşılayan insanlara da rastlarsınız. Islanmış bedenlerine aldırmadan beklerler. Kadınlar küçük alanlarda tarım yapmak için dağ keçisi kıvraklığında yamaçlarda gün boyu toprağı işler, bıkmadan karalâhana, pırasa, pazı ne bulduysa eker.

Yağmurluk ve şemsiye en sık kullanılan vazgeçilmezlerdir. Burada her an her şey, ama her şey olabilir! Bu değişim şehrin kaderine de hükmetmiş gibidir. Daracık caddeler insanları kucaklasa da geniş alanlara her zaman özlem duyulur. Günün ardı sıra gecenin, gecenin bitiminde gündüzün hangi olaylara gebe olduğu bilinmez. Aniden sirenler çalabilir, ambulanslar yollara doluşur.

Grizu patlayabilir. Ocaklardan birinde çökme olabilir. Bir anda olağanın dışına çıkılıp kan anonsları ile yardım ve destek istenebilir. Kozlu’da, Üzülmez’de, Kilimli’de, Çatalağzı’nda madenciler şehitleri için yolları doldurabilir...

Toprağın üstü gibi altı da hareketlidir. Kadınlar kocalarını kulakları tetikte bekler. Ocakta vurulan kazma sesleri yukarılardan duyulurken, yürek atışlarını çok isterseniz duyumsamak olasıdır. Sabah vardiyası ile babalar ocağa, çocuklar okula gider. Ocakta gece vardiyası başladı mı, babalar karpit lambası ışığında çocuklarına hasret çalışır. Kömür karası kısa yaşamlar hemen her evde yaşanır. Umutlar kömürle beslenir. Kömür yaşamdır, emektir, alın teridir, toprak altında geçen yıllardır. Özlemler, hayaller ötelenir durur. Bu yüzden yanıktır türküleri!

Yaşanan ‘gel-git’ler insanlarını sabırsız, hareketli, çalışkan, telaşlı kılar. Şehirde yaşam gece ve gündüz vardiyasına kurgulanmıştır adeta. İşçi, emek başka yerlerde olmadığı kadar önemsenir. Bu durumu vurgularcasına madenci heykeli şehir merkezinde özgürlük anıtı gibi yükselir.

Anadolu’nun birçok şehrine göre bu şehir havası, suyu, toprağı, insanı ile size sürprizlerle dolu bir yaşam fısıldar durur.

Albenisi de çoktur. Eşsiz deniz manzarası, yemyeşil yamaçlara yer tutmuş binalar, evler doyumsuz güzelliktedir. Bitkinin her çeşidi, ormanın en güzeli bu doğada buluşur. Deniz, orman, yağmur, bulutlar, dalgalar, martılar, insanları anılarınızda sizi uzun yıllar yalnız bırakmaz. Bizim oralar kolay unutulmaz. Kömür her yerde varlığını hissettirse de madencilerin kapkara yüzlerinde gözler hep pırıl pırıl umuda bakar. Kazmacılar kömürü kazar; kömür evde aş olur, ekmek olur, umut olur, yarın olur.

04.2006- Ankara

Nesime Açılmış

 
Toplam blog
: 15
: 581
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

1957 doğumluyum. Emekli öğretmenim. Edebiyat ve müzik kişisel ilgi alanım, eğitim ise mesleki ilgi a..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara