- Kategori
- Deneme
Alıp başımı gitmeler - Bu şehir
Bizim buranın kışları çirkindir, sıcak memleket…
Pencereden dışarı baktığınızda ne beyaz bir kar örtüsü, ne de bardaktan boşalırcasına yağan yağmurun verdiği romantizm vardır içinizi ısıtan
Kurumuş ağaç dalları, tüten soba bacaları, siyah sis içinde mantar gibi beliren kimi turuncu kimi beyaz ya da krem renkli binalar
Kurduğunuz düşler ise ya deniz kenarında olur, ya da verandalı yayla evleri içerisinde…
Lapa lapa kar yağıyorken birbirimize sıcacık sarılmıştık la başlayan bir yazım yoktur mesela
Ya da şömine başında şarap kadehleri ile ayı postuna üzerine uzanmalar
Betimlemeler bile zihnimizde sıcak iklimlere göre kodlanmış
Hani şu soğuk kış mevsiminde ben sıcak çayımı yudumlarken oysa ne çok isterdim dışarıda kartopu oynayan çocukları izlemeyi
Ama yine de ederi var,
Seviyorum bu şehri
Düşündüm de doğup büyüdüğüm şehirlerden daha çok AN’lar biriktirmişim burada
Taştan kalbin var senin diyenlerin olduğu zaman dilimleri de
Oysa bazı şeyler anlatarak, vıdı vıdı yaparak değil yaşanılarak öğrenilirdi değil mi?
Susmak gerek,
Susmalı ki zamanında alınmış kararların ne kadar yerinde olduğu anlaşılsın
Affetmemek diye bir şey yoktur insan hayatında.
Sadece yaşamı birbirinize zehir ettiğiniz için terk ettikleriniz vardır…
Amaç zehirden kurtulmaksa
Müstesnadır aslında terk etmeler
Tevazu ve erdemin kıvrak dansı
Kırmadan dökmeden incitmeden
Hayat bir varmış bir yokmuş
Aslında evimdeyim
Kapımı kapattığım her an gidiyorum bu şehirden
Mevsim kış
Yağmasa da sen yine de gözlerini kapa bembeyaz kar yağdır bu kente
Yapabilirsin…