Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ocak '21

 
Kategori
Dünya
 

Aliya İzzetbegoviç’in Zaferi

Alija İzzetbegovic Bosna Savaşında Başkomutan sıfatıyla büyük ve oldukça riskli roller üstlendi. Aslında savaş iki ülke hatta millet arasındaydı ancak savaşa daha sonra insanlığa ihanet eden Hırvatlarda katıldı. Sırpların planları Büyük Sırbistan Devletini kurmakla birlikte Balkanlara yani Yugoslavya’ya hâkim olmaktı. Planları bir Ülkeyi ele geçirmek değildi aynı zamanda o Ülkenin milletini de yok etme girişimiydi. Sırpların daha sonra katliama sebebiyet verecek olan girişimi kanlı ve aşırı katliam olarak sona erdi. Bu katliamın ana aktörleri Slobodan Milosevic ve onun eli kanlı katilleri idi.

Müslüman Boşnakları çaresiz bırakan durum ise savaşa hazırlıksız yakalanmalarıydı. Ancak olduğunca hızlı davranarak oluşturdukları küçük direniş gruplarıyla Avrupa’nın 4. Büyük ordusuna karşı koyuyorlardı. Yeşil bereliler, yurtsever birlik ve Bosna ejderleri gibi gruplar savaşın ilk günlerinde düzenli ordusunu kuramamış Bosna için büyük yararlılıklar gösteriyorlardı. Daha sonra ise yüksek savaş yeteneğine sahip özel eğitimli savaşçılardan oluşan ve doğrudan Alija’nın komutasına bağlı Kara Kuğular da savaşta yerini alacaktı. Alija ve silah arkadaşları düzenli ve daha geniş kapsamlı ordu olmadan Sırplara karşı koymanın yetersiz olduğunu fark ettiler. Bosna ordusunu kurmak için çalışmalara başladılar. 26 Haziran 1992’de Bosna Hersek Başkanlığının yayınladığı bildiride; bütün Bosna Hersek halkı saldırılara karşı ülkemizi savunmak için Askeri birliklere katılmalıdır dendi.

Bosna Hersek Başkanlığı ayrıca şöyle ekledi, tarihte barışla sonuçlanmayan hiçbir savaş yoktur, barış ne kadar erken gelirse yıkımda bir o kadar az olacaktı dedi. Evet, Bosna ordusu kuruldu ancak aslolan mesele mühimmat ve silahtı. Bosna ordusuna bağlı askerler bu ihtiyaçları karşı koydukları Sırp ordusundan ele geçiriyordu. Mühimmatlar için kurulan küçük fabrikalar ve dışarıdan satın alınan silahlar yetersizdi. 1991 yılının Eylül ayında Birleşmiş Milletlerin uyguladığı silah ambargosu Bosna ordusunu ve halkını oldukça çaresiz kılıyor ve yıpratıyordu. Sırplar zaten silahlıydı çünkü Yugoslavya’nın ordusu ve silahı Sırpların elindeydi. Belki de bu durum savaş için planlanmış ve uygulanmıştı çünkü hazırlıklıydılar. 

Bosna Hersek Eski Genelkurmay Başkanı Rasim Delic aynen şöyle aktarıyordu; Ellerimizde ne depolanmış mühimmat ne organize halde birlikler ne de bunlara komut edilecek subaylar vardı. Bu şartlarda karşı koyulması imkansız olduğu düşünülen bir orduya karşı savaşmak zorundaydık. Bana kalırsa Alija’nın başkomutanlığında Bosna ordusunun kurulması başlı başına bir mucizedir. Şunu özellikle belirtmeliyim ki, Sn. İzzetbegoviç ordunun kurulmasından gelişmesine ve savaşı sürdürmesine kadar tüm aşamalarda etkin ve aktif bir rol üstlendi. Siyasiler arasında cephelerde durmadan, yorulmadan ve korkmadan en çok bulunan Alija İzzetbegoviç idi. Askerler ile konuşur onlara devamlı moral verirdi. Alija’nın sürekli cephelerde bulunması askerlere devamlı moral olmuştur, dedi.

Alija ordusuna sadece moral vermemiştir aynı zamanda onlardan biri olarak gerek yalın ayak gerek ise uykusuz kalarak kendini askerlerinden üstün görmemiştir. Alija, cephelerde askerlerin umuduna tanık oldukça siyasi mücadeleye taze bir güçle dönmüştür. Alija, bir gün cephenin birinde bir askerinin şu sualine tanıklık etti. Asker: Savaştan sonra adalet sağlanacak mı diye sordu. Alija’nın cevabı şöyleydi; ‘Adalet için savaşmazsak onu elde edemeyiz’ dedi. Alija önek bir lider olmanın yanında şefkatli ve merhametli bir babaydı aynı zamanda. Kendini milletinden üstün görmeyen, ordusu yalın ayak savaşırken O makamında oturup beklemeyen bir Liderdi. Belki de Alija dünya tarihinde Barışın, Adaletin ve Sevginin ete kemiğe bürünmüş haliydi.

Savaş sırasında elbette Bosna’nın birçok şehri ağır hasarlar yaşadı ancak en ağır hasarı yaşayan bölge Başkent Saraybosna’ydı. Bir zamanlar Avrupa’nın gözde kenti olan Saraybosna, Bosna savaşında ve Saraybosna kuşatmasında yerini Sırp keskin nişancılara bırakmıştı. Savaşın başında 526 bin olan Saraybosna nüfusu 1993 yazında 380 binlere kadar düşmüştü. Saraybosnalılar, 1992 ve 1993 kışını su, elektrik, yiyecek ve yakacak olmadan geçirmek zorunda kalmıştı. Alija’nın önderliğinde Müslüman ülkelerden gelen yiyecekleri ve erzakları tüketen Bosnak halkı her çaresizliğe Alija’nın duruşu ve mücadeleci yapısıyla karşılık veriyorlardı. Umudunu yitirenlere yürek, Ümidini kesenlere ise kucağını açan Alija artık Başkomutanlığını ve Liderliğini Avrupa’nın ortasında yaşanan katliamlara karşı koyarak kanıtlamıştı. Alija Sırpların sahip olduğu fırsatlara ulaşmış ancak Sırpların ortaya koyduğu zalimliği ve katilliği tercih etmeyerek bizim düşmanlarımıza adaletten başka borcumuz yok demiştir. Kadın, çocuk ve yaşlı öldürmeyeceğiz, asla katliam yapmayacağız ve zulmeden olmayacağız demiştir.

Bosna savaştan öte Şartların ağır olduğu, küçük çocukların; Anne bizi küçük kurşunlarla vurular değil mi? Diye sorduğu bir katliamı yaşadı hem de dünyanın, Avrupa’nın gözü önünde yaşadı. Çaresizlik Boşnak halkını her ne kadar yeis’e düşürse de, umudunu ve ümidini kaybetmeyen bir Lidere bir Babaya Alija’ya sahiptiler. Alija savaş sırasında halkı selamlarken tebessüm eder ve askeri ona sorar; Efendim onca acıya rağmen neden tebessüm ettiniz? Alija ise şöyle cevaplar, eğer moral bozar, sert bakarsak milletimiz korkar ve ülkeyi terk ederler der.

20. yy’da Avrupa’nın göbeğinde insanlık onurunu koruyan Alija inancından dolayı 24 yaşında tutuklanmıştı ama bu durum O’nu daha da güçlü kılmıştı. Çünkü O aynı zamanda Abdullah idi yani Allahın kuluydu. Dualarında ve hayatında milletini ezdirmedi, Milletini bedeli ne olursa olsun yalnızlığa itmedi. Açlıkla, ambargoyla ve baskıyla ölüme terk edilen milletinin selameti için ülke, ülke gezerek yeri geldiğinde başını eğerek yardımlar istedi. Rahman suresini benimsedi ve kendini bir Osmanlı evladı gibi yetiştirdi. Ait olduğu yeri asla unutmayan ve günümüzde hala da sözleri ve liderliğiyle söz ettiren Alija’ya selam olsun, Rahmet olsun…

Yusuf İşler..

 
Toplam blog
: 6
: 127
Kayıt tarihi
: 04.06.20
 
 

Yusuf İşler, 24 yaşında olup, Tahsilini Uluslararası Saraybosna Üniversitesi Siyasal Bilimler Fak..