- Kategori
- İnançlar
Allah’ın memnuniyetini kazanmak
Fatiha Süresi’nden Zihnime Yansımalar.
Fatiha Süresi’nden Zihnime Yansımalar
İnsan, etrafında övgüye layık gördüğü hal, hareket, buluş, bilim, eser gibi mevcudatın bizzat kendisine veya sahibine sözlü teşekkür ve takdirlerini sunarken esas övgünün madde ve mana aleminin yaratıcısı olan Allah’a (cc) yapılması gerektiğini de zihinsel olarak düşüncesine yerleştirmelidir. Bu bilinç ve şuur “Elhamdülillah” kavramının amacına uygun düşer.
Ortaya çıkarılan yeni bilimsel bir buluş karşısında veya insanların genelinin yapamadığı bir eser karşısında hayranlığımızı ifade ederken o eseri veya buluşu ortaya atan akıl sahibi insanın yaratıcısını düşünerek takdir ve övgülerimizi Allah’a (cc) yöneltmek suretiyle “Elhamdülillahirabbilalemin” cümlesine uygun zihinsel bir düşünceye sahip olmuş oluruz.
Yeryüzünde hayvanlar alemine, denizlere, kuşlara ; kafamızı kaldırıp gökyüzündeki atmosfere, onun ötesindeki yıldızlar ve güneşler alemine baktığımızda mükemmel yaratılışın sahibinin Allah (cc) olduğunu bilmek, takdir ve övgü dolu düşünceleri zihnimize doldurmakla; “bütün övgüler alemlerin Rabbi olan Allah’a dır.” cümlesinin kısaca “Elhamdülillah” la zikre dönüşmesidir.
“Rahman” “Rahim” kelimelerini dilimizle söylerken, zihnimizde de Peygamber’imizin çocuğunu sevgiyle bağrına basan bir anneyi göstererek Allah’ın (cc) insanlara göstereceği sevginin, şefkatin ve merhametin annenin çocuğuna beslediğinden kat be kat fazla olacağı örneği dolaşmalıdır. Bizlerde kendi çapımızda başta aile bireylerimiz olmak üzere çevremizdeki insanlara ve tüm canlı cansız varlıklara sevgi, şefkat ve güzel duygular taşımak suretiyle ilişki kurmamız gerektiği bilincinde olmalıyız.
Çıplak gözle görebildiğimiz ve göremediğimiz bütün alemlerin Rabbi Olan Allah (cc) Fatiha Süresinde “Din Günü”nden bahsediyor. Yaratılışımızda ki ve tüm yaratılanlarda ki mükemmelliğin sahibi Allah (cc) “Din Gününe” dikkat çekerek zihnimizde “Ahret” inancının olması gerektiğini vurguluyor. Zihnimizde hiçbir soru işareti olmaksızın ölümden sonra da bir hayatın olacağına inanmamızı istiyor. Çıplak gözle gördüğümüz ve yaşamakta olduğumuz sahibi Allah (cc) olan mükemmel alem nasıl bir gerçekse; mahiyetini Kur’an da bildirdiği kadarıyla bilebildiğimiz ‘Din Günü’nünde gerçek olduğu şuuruyla yaşamalıyız.
Yaşadığımız hayatta çevremizden gördüğümüz yardımlara sözlü olarak teşekkür ederken esas itibariyle yardımların kaynağının Allah (cc) olduğunu bencilleşmeden kendimize hatırlatmalıyız. Her hal ve şartta yardımın sadece Allah’tan (cc) isteneceğini zihnimizde her an güncel tutmalıyız.
Yaşantımız sürecinde doğrunun yanında, güzelliklerin ve gerçeklerin peşinde yer lmak suretiyle hiçbir menfaat beklentisi olmaksızın sırf Allah’ın (cc) memnuniyetini kazanmak olmalıdır. Dürüst bir tavır takınmak, inanan bir insan olarak yaratılışımızın gayesi olduğunu bilerek sosyal yaşantımızı şekillendirmeliyiz. Yalancıların, sapkınların, ahlaksızların, kötü huyların, sahtekarların her zaman karşısında olmamız gerektiğini bilerek, bu tip vasıflara haiz kimselerin en yakınımız dahi olsa taraftarı olmamalıyız. Taraf olmadığımızı açıkça da hissettirmeliyiz.
Her gün beş vakit namazda Fatiha Süresi’nin okunmasındaki amaçlardan birisinin de bu duyguların zihnimizi sürekli meşgul etmesi için olduğudur. En doğrusunu Allah (cc) bilir.