Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ağustos '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Altı Ağustos 1945 8:20'de duran saat

Altı Ağustos 1945 8:20'de duran saat
 

Sıcak bunaltıcı bir sabah. Herkes işine gücüne gitmeye hazırlanıyor. Bir yandan savaşın ülkede etkisi, yiten canlar ve daha önce istila ettikleri topraklardan çekilmeye başlayan ordu. Ama Amerika aklına koymus. Pearl Harbour 'ın da acısı var. İstilacı Japonya' yı durduracak. Eskiden beri başka ülkelerin işine burnunu sokan Sam Amca. Atom bombası da ellerinde. Denizde ve çöllerde yaptıklari denemeyi insanlar üzerinde yapmak istemişler anlasilan.

Asıl hedefleri Tokyo ama hava kosullari onları Hiroşimaya yöneltmis. Bırakmislar bombayi. Mantar şeklindeki görünüm ve oluşan ısı pilotu bile şaşırtmış. "Ben ne yaptim?" demis. Bombanın düştüğü yerin etrafındaki iki kilometrelik alan yerle bir olmuş, diğer bölgelerde yangın. Yüzbinlerce can telef olmus, külleri bile kalmamis havaya uçuvermiş ozanın dediği gibi. Daha sonra bir yağmur yağmış. Serinleyecekleri düşünen insanların üstüne düşen siyah yağmur. Yardima gelenler ne oldugunu bilmediğinden radrasyondan nasiplerini almışlar. Bilseler gelirler miydi acaba?


Bir dolu hikaye var savaş sonrası insanlarin yaşamı hakkında. Bunlardan biri Sadoko'nun hikayesi. Ilkokul ogrencisi Sadoko. Canli cıvıl cıvıl bir kız çocuğu. Ama bir gün radrasyonun etkisi ile lösemi oldugu anlaşılıyor . Tedavi başlar, iyileşeceğinin inacinda yeniden arkadaşlari ile birlikte okul bahçesinde koşup oynayacağını hayal ederek hastane odasinda "Paper Crane " (kağıtları katlayarak yapilan kuşlar ) yapar. Binlerce yapması gerekiyor inancına göre. Sayi binleri aşarsa yaşayacak ama kurtulamıyor Sadoko Chan. Hiroşımadaki BARIŞ PARKINDA onun icinde anıt yapılıyor. Hala dünyada barış ümidi ile kağıttan kuslar yapıp, anıttaki özel bölmeye yerlestiriyor insanlar, özellikle ogrenciler. Ilkokul öğrencilerinin son sınıfta okul gezine gittikleri bir yerdir. Japonya'nın her bir ilinden gelir ögrenciler. Yaptıkları kağıt kuşları anıta yerleştirip, ellerini birleştirip gözlerini kapayıp dua ederler .

Beni sevdiğim diğer bir hikaye ise HOTARU NO HAKA (ateş böceğinin mezarı). Babalari askere giden anneleri bombalama sırasında ölen ve akrabalarinin evine sığınan iki küçük çocuğun hikayesi. Akraba mi? Akrep soksun denilecek cinsten. Orada barınamayan çocuklar gölet kenarında mağarada yaşarlar. Karışanlari, eleştirenleri olmadiğı için mutludurlar. Gecelerini aydinlatan ışık ateş böcekleridir. Ama ellerindeki avuçlari bitince yiyecek olmadığı için zayıf düşerler, üstüne üstlük küçük kız tifus hastalığına yakalanir. Abisi şeker isteyen kardeşini şeker kutusunun içine su doldurup icirerek kandırır, mutludur küçük kız. Gözlerini sonsuza dek kapadığında bir gülümseme vardır yüzünde. Abi kardeşini kendi adetlerine göre uğurlar. Sonra babasını bulmak amacıyla dolaşır orada burada. Bir gun bir istasyonda köşede kıvrılmış yatarken bulunur diger çocuklarla birlikte.
O da kardeşine ve annesine belki de babasina kavuşmustur uzaklarda bir yerlerde, kimsenin bilmediği derinliklerde...


Bugün yine Hiroshima 'da Baris parkında devlet erkanının da katıldığı geleneksel tören yapildi. İnsanlar, saygi durusunda bulundu. Baris bildirgeleri okundu ve barış güvercinleri salındı mavi gökyüzüne.

Umarım saatler savaş vb felaketler nedenleriyle bir daha durmaz.

Saygılarımla.

 
Toplam blog
: 397
: 1111
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

1955 Niğde doğumluyum. Ancak Japonya'ya gelene kadar yaşantımın büyük bir bölümü Ankara'da geçti. Ka..