Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ağustos '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Çarpışma duygusu...

Çarpışma duygusu...
 

Aynı ekrana bakan onlarca parlak gözden ikisi sizindir... Oturduğunuz koltuk sizden başka birini daha kabullenmiştir...Koltuğun bir yakasında siz otururken diğer ucundaki kırlent yalnız değildir... Yürüdüğünüz kaldırım daha bir kalabalıktır... Yediğiniz yemeğin ortağı karşınızdayken, baktığınız porselen tabak farklı değildir... Paylaşılan anlar aynı anlardır ve akrep ile yelkovan zamanı ileriye beraber taşırlar... Saatte bir defa karşılaşırlar akrep ile yelkovan ve aynı görevi üstlenmenin gururuyla göz kırparlar birbirlerine...

Gördüğünüz yüzler çok renklidir; sevgiliye tek renk gül almaya giderken... Ve bir demet çiçek alırsınız kucağınıza; hepsi farklı renktir... Bütün çiçeklerin sapları aynı elde birleşirler ve gülümsettiği aynı yanaktır taç yaprakların... Ve o aynı yaprakların kokusu farklı renk burunları doldurur eşsiz kokularıyla...

Siyah gözlerin gördüğü o yeşil çınar ağaçları, renklerini ela gözlerde de hiçbir zaman değiştirmez... Ve bir ela göz, siyah göze aşık olur... Yeşil çınar ağacı kutlar zaferini... Zafer, elanın siyahta harmanlanmasıdır ne de olsa... Aynı aşıklar otururlar bir tahta oturağa... Aynı noktaya bakarlar; aynı maviye, aynı kırmızıya, aynı beyaza... Ama bakmaz aynı renge çınar ağacından mamül tahta oturak... Zaferine sevinmeye devam eder ölü çınar... Ne de olsa hayat karşılaştırmaya(çarpıştırmaya) devam etmeyecek midir? Ağlar sadece; mutluluktan...

Güneşin kuruttuğu gözyaşları uçar gider havaya... Ve buhar olur kuruyan göller, dereler, sulaklar... Buhar olur en kaliteli deterjanla yıkanan çamaşırın ıslaklığı...Ve bittabi buharlaşır elde tokmakla yıkanan bir çarşafın nemi... Siyah bir otomobili yıkayan İstanbul'un suyuysa, sarı taksiyi yıkayan su yıkama-yağlamacının suyu değildir elbette... Ve hepsi de aynı mavide buluşur tüm sıvıların, nihayetinde...Uzun sürmez beraberlikleri... Bir bulutun diğer bir bulutla çarpışması(!) olur beraberliklerinin sonu... Ve yeryüzü olur, bir diğer buluşma yeri...Yağmur damlaları burada birisinin çıplak kollarını ıslatıyorsa, diğer bir yerde de ıslattığı topraktır...Ve aynı toprak kokusu yayılır her tarafa... Aynı ifadedir suratlarındaki toprağı koklayan bünyelerin... Farklı değildir hissedilen yağmurun tınısı...Kırmızı toprağın kahverengi toprağa olan kardeşliğidir bu, kucaklaşmasıdır...

Yağan yağmur çizgi çizgi olur yarışır camlarda birbiriyle... Ve her bir damlanın yarışını izleyen bir çift göz vardır elbette... Belki de bir çift göz daha eklenir bu iki göze... Bir dokunma hissi eklenir o bakışlara...Yarışan damlaların arka fonundaki çınarın yeşilliği güçlendirir bu duyguyu... Gözlerden birisi siyah diğeri de eladır... Duvardaki saat vaktin ilerlediğini zihinden çıkarmezken hiçbir zaman, bu tabloyu gözlemlemek için arkadaki koltuk da davetkar davetkar beklemektedir aslında... Sehpadaki vazoda farklı renklerdeki çiçeklerin kokusuna dışardan gelen toprak kokusu da eklenmiştir tam o anda... Ve düşünürsün... Ve düşünürsünüz... Ela göz düşünürken siyah göz de düşünür... Ela, siyah, toprak kokusu, çınar ağacı, mavi, çiçekler, tahta oturak ve cam... Sahi damlaların birbiriyle buluşması da toprak kokusu eşliğinde topraktan mamül camda olmamış mıydı?

Ve çarpışma hiç bitmez...


 
Toplam blog
: 27
: 2491
Kayıt tarihi
: 08.06.06
 
 

Tuna kimya mühendisidir, işletme mezunudur, iş güvenliği uzmanıdır; ancak işi bunlarla alakadar o..