Aluşmiştur yaylaya, durmaz gavurun mali!

Arap ülkelerindeki sıkıntıları Bedevi- Medeni bağlamında değerlendirmek lazımdır.

Çöl insanı Medeni yaşama uyumda zorluk yaşıyor!

Hani bizde Dadaloğlu diyordu ya “ Ferman Padişahınsa dağlar bizimdir!” diye! Aynen bu!

Yemende şahidim buna!

Abu Dabi Şeyhi aslen Yemenli! Doğduğu bölgeye bir hayrı olsun istemiş ve Ma’rib barajının ve arazi sulama işlerinin finansmanını üstlenmiş!

Baraj bitiyor, sıra arazinin sulanması için açık sistem kanallara ve sanat yapılarına geliyor!

Bedevilerden rahat yok! Her gün rahatsız ediliyoruz! Çalışmayın diyorlar! İstemiyorlar bizi! Silah dayayıp takımlarımızı alıp götürüyorlar!

Korkuları şu!

“Devlet gün gelir verdiği suyun parasını ister! Vergiye bağlar bizi!”

Artezyenle su çıkıyor yerden! Hem de bal gibi su! Her tarlada artezyen var! On beş yıl da ömrü varmış. Karpuz, kavun, yonca, domates, biber patlıcan ekiliyor ve Suudi Arabistan’a gönderiliyor koca kamyonlarla!

Bir kamyon karpuz yüklüyorlar dönüşte bir Toyota pikap getiriyorlar! Plaka milaka yok!

Çocuğundan yaşlısına kadar herkes silahlı.

Devletin kontrolü yok gibi bir şey!

Libya da öyleydi!

Kaddafi çöle modern şehirler kurdu. Çöl insanlarını aldı bu şehirlere yerleştirdi. Bunlar alışmışlar başına buyruk yaşamaya, işlerine gelmiyor. Çünkü şehir hayatı disiplin ister!

Yani bunlarınkisi Dadaloğlu’nun demokrasi istemesine benziyor!

Karadenizde bir söz vardır!

“Alışmiştur yaylaya, durmaz gâvurun mali!” Derler!

“Gavurun mali “demokrasi istiyor şimdi!

Olay bu!