Devlet Baba!

Yasalara saygılı mahalle sakinleri olarak soruyorum! Mahallemiz sakinlerinin huzurunu, okula giden, gidecek olan bebelerimizin, çocuklarımızın psikolojisini bozan, sabahın ilk ışıklarına kadar bağıran, ağız dolusu küfreden (!) kendilerinden başka hiç kimsenin uyarılarına kulak asmayan, saygısızlığını her gün daha bir cesaretle sürdüren, arkası karanlık mafya tipi insanlar için kabahatler kanunun 35 maddesi neden uygulanmaz? 

Vatandaşı bu tip insanlarla karşılaştırılmadan, birbirine kırdırtmadan (!) Türkiye Cumhuriyetinin kolluk görevlilerinin yapacağı bir şey yok mu? Benim çocuklarım sabah okula gidecek 21.30- 22.00 arası yatıyorlar. Fakat çoğu zaman bu tür vukuatlar yüzünden bırakın uykusuz kalmayı ve ya ertesi gün derslerinde başarısız olmalarını; duydukları ağza alınmayacak küfürler yüzünden ben bir baba olarak utanıyor ve bir kez daha soruyorum! 

Yasalara saygılı olan mahalle sakinleri adına, sabah okullara gidecek çocuklarımız ve korkudan yatağından fırlayan bebelerimiz adına; bu olağan üstü durumdan utanması gereken biz “aile babaları”mıyız? Bizim şikâyetimiz Ahmet’ten, Mehmet’ten, Hasan’dan, Hüseyin’den değil; bizim şikâyetimiz , Kabahatler kanunun 35 maddesinin uygulanmamasından yana! 

“4- madde: Sarhoş Olarak Başkalarının Huzur ve Sükûnunu Bozmak (Kabahatler Kanunu’nun 35’inci Maddesi) 

Kolluk görevlilerince sarhoş olarak başkalarının huzur ve sükûnunu bozacak şekilde davranışlarda bulunan kişiye, idarî para cezası verilir.
Kabahatler Kanunu’nun gerekçesinde de belirtildiği üzere bu hükmün uygulanabilmesi için, sarhoş olan kişinin, başkalarının huzur ve sükûnunu bozacak şekilde davranışlarda bulunması gerekir. Kişinin alkol aldığı doktor raporu veya mevcutsa alkolmetre ile tespit edilir. Doktor raporu veya varsa alkolmetre çıktısı, yoksa alkolmetre ölçümüne ilişkin tutulan tutanak delil olarak evraka eklenir. Bunun için, davranışın umuma açık yerlerde gerçekleşmiş olması gerekmez. (Örneğin kendi evinde, diğer aile bireylerinin veya komşuların huzur ve sükûnunu bozucu davranışlar da bu kapsamda değerlendirilir.) 

Bu yaptırımın uygulanabilmesi için şahsın hem huzur ve sükûnu bozması hem de alkollü olması gerekmektedir. Vs vs” 

Eskiden gece bekçileri vardı. Bu tür olaylarda adamı tutar karakola götürürdü. Gücü yetmezse jandarmaya haber verir gelir alır giderlerdi. 

Bir başka örnek ise; eskiden köylerde hemen hemen her düğünde bir kavga olur, ağza alınmayacak küfürler edilirdi! 

Şimdi düğünlerde kavga olmuyor! Neden mi? Bu kabahatler kanununun 35 maddesi uygulandığı için; bir tokat için kesilen ceza 2000 TL! Sarhoşken, bağırmak çağırmak, insanları rahatsız etmenin bedeli 2000 ile 10.000 TL arasında değişiyor! Dayak ve mahkeme ekstrası; 

"Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir" Ellerine sağlık! 

Sevgili “Devlet baba”; bu tip insanlar virüs gibidir! Virüs nasıl bir insanı yok ediyorsa; bu tip insanlarda bulundukları ortamdaki sevgiyi, saygınlığı, huzuru, kardeşliği, terbiyeyi yok ediyor! En önemlisi insanların adalete olan güvenini sarsıyor! 

Kimbilir, filmlerde olduğu gibi, büyük şehirlerde rant için yer arayışında olan bir takım güçler bu tip virüsleri destekleyerek etraftaki arazi ve konutları ucuza kapatmak gibi bir düşünce içinde olabilirler mi? Biz de mahalle sakinleri olarak merak ediyoruz, güvenlik güçlerinden önce; bizi bu tiplerden kurtaracak, ellerimiz kızarıncaya kadar alkışlayacağımız bir kahraman bekleyişi içinde mi olacağız? 

Ya da; Hulusi baba gibi (!) bir komiserin tayin olmasını mı bekleyeceğiz? Haddime değil ama çocuklarımız soruyor “Baba bizi bu kötü adamlardan kim koruyacak?” diye! Siz söyleyin “Devlet Baba” Siz söyleyin? 

Bizi bu kötü adamların rahatsızlığından kim koruyacak? 

M.Talip Girgin.