- Kategori
- Şiir
Alyoşa!

Manisaya girerken baktım cebim çalıyor!
Dedim ulan kimdir bu , bu saatte arıyor!
*
Sabahın altısında, herkes dalmış uykuya!
Açarım telefonu bakarım bizim Hülya!
*
Dedim Hülya hayırdır, sabahın bu saati!
Gülerek cevap verdi horozun kabahati!
*
Ramazanın ilk günü girmişiz kutlu aya!
Horoz kaldırsın dedik, aldık onu odaya!
*
Perdeler de kapalı, görememiş güneşi!
Bağırdı bizi ama saat sabahın beşi!
*
Sahurun vakti geçmiş, edemedik niyeti!
Uğra diye aradım, yiyelim horoz eti!
*
Ramazanda değiliz, Var bu işte bir yanlış!
Demesin mi orucu tutuyoruz biz her kış!
*
Dedim olmaz! Ramazan arada gelir yaza!
Dedi nasıl girelim Ramazanda denize?
*
İzmirliler olarak orucu Şubat ayı!
Tutarız biz genelde böyle olur kolayı!
*
Hem günleri hem ayı biliyorsun ki kısa!
Var mı Şubatta oruç tutulmaz diye yasa!
*
Dedim hoşuma gitti; bu çok iyi bir yöntem!
Bu kısacık günlerde ben de tutayım madem!
*
Bir de İzmiri gavur, diyorlar bu gavurlar!
Tamam horoz etini yeriz bir ara uğrar!
*
Sahura kadar bekle, pişmez horozun eti!
Dedim bunun yaşı kaç var mıdır hüviyeti!
*
Ninemin düğününde bize gelmiş hediye!
Gözümüz üstündeydi, kaptırmadık kediye!
*
Neyse ki evlerinde varmış biraz karbonat!
Dedim Hülya sen bunun hepsini suyuna kat!
*
Piştiğinde sahurun son anları kalmıştı.
Hülya da akıl etmiş maden suyu almıştı!
*
Beş şişe maden suyu, eti yiyince içtim!
Dedim Hülya eyvallah, yemek bitti ben kaçtım!
*