- Kategori
- Blog
Ama şehir aynı müthiş şehir!..

İşte bir Cumhur Aygün karesi!..(www.izindeyiz.net'ten alınmıştır)
Bir müthiş gün,
Bir müthiş tarih daha
Ama şehir; aynı müthiş şehir!..
Farkındaydık, 10 Kasım’da bir tarih daha yazacak ve etimizle, kanımızla, canımızla ille de aklımız ve yüreğimizle “Atatürk profili” oluşturacaktık.
Etkinliğimiz için sabah onda başlayacaktı kayıtlar, ben de o saate nasılsa yetişirim hatta biraz erken giderim rahatlığındayım, otobüste, yolda, kuaförde, şarküteride… gidecekleri duyunca aydım!.. Sabah erkenden kalktım, dokuzu beş geçe Cumhuriyet meydanında olmayı planlıyorum bu kez ya planım tutmadı. Nerden bilebilirdim ki bir cumartesi sabahı erkenden herkes yollara düşecek, trafik Konak’a doğru iyice sıkışacak ve sonrasında da adım adım olacak!.. Ve ben ilk defa, trafik sıkışık diye sıkıntıdan patlamayacak, tam aksine gülümseyeceğm. Siren sesleri başladığında nerdeyse birkaç adım kalmıştı meydana ama ulaşmak ne mümkün! Zamanı durdurmak ne mümkün?.. Ama durdu zaman, durdu bütün araçlar, herkes arabaların arasında ve saygı duruşumuz…
Ardından kalabalıklardayım; kalabalık aynı kalabalık;
“Ellerinden tutulan ya da omuzlarda taşınan; çoluk çocuk,
evlat torun,
bebek, anne,
nine, dede,
yürüyen, yürüyemeyen…
Bütün İzmirlilerle doluyduk!..”
Bu kez kalabalıklar kayıt derdinde ben daha da derdinde, koşarak gittim ve o da ne müthiş güne yaraşır müthiş bir kalabalık! “Eyvah” dedim yoksa 2400’den biri olamayacak mıydım? Sıra bana geldiğinde ki bir saate yakın bir zaman geçti, gerideki kalabalık sıra artmış hiç eksilmemişti. Adımı yazdılar, giysilerim siyah mı baktılar ve “kabul” dercesine koluma “izindeyiz” yazısı bastılar. “Tamam” dedim, 2400’deyim. Koşarak esas sıraya gittim ve yine “eyvah” dedim. Bu; “Eyvah, 2400 e girebilecek miyim?” kaygım bir saat kadar sonra bize bilgi veren görevlinin açıklamasıyla son buldu ama yine inanamıyorum. Çünkü ilk defa bizi kızdırmayan hatta gülümseten bazı açık gözlülükler oluyor ve sıramız giderek kalabalıklaşıyor. Ve bizler de kalabalıklaşıyoruz; sanki yıllardır ahbabız, delikanlıyı beyaz spor ayakkabıların üzerine giymek için siyah poşet torba almaya yolluyoruz, renkli hırkaları, çantaları alsın diye kardeşe telefon açıyoruz ama o gelemiyor hep birlikte endişeleniyoruz “Şimdi ne yapacağım ya almazlarsa” diye ve birden kızımız geliyor aklımıza rahatlıyoruz. Sonra sırada bekleyen annemiz; aslında anneanne, uzun süre ayakta duramayacağı için hakkından vazgeçiyor, hemen yanı başımızdaki banka oturur oturmaz çantaları, hırkaları yanına yığıyoruz; artık hazırız! Hem de çok hazırız!
Saatlerdir süren sıradaki bekleyiş az sonra yerini Cumhuriyet meydanındaki bekleyişe bırakıyor ya artık umurumuzda mı beklemek; profildeyiz!
Son derece iyi organize olunduğu her adımda belli olan alanda bir delikanlı aralarda dolaşıp kontrolleri yaparken “nerdeyiz” deyişime şaşkın şaşkın “İzmir”deyiz" diyor, hep birlikte hem ona hem kendime gülüyoruz. “Profilin neresindeyiz?" diyorum; şakak kısmındaymışız. Süre uzun, su dağıtıyorlar ve çekimden önce bütün şişeleri, yerlere düşen kağıt parçalarını toparlıyorlar, "gözlükler cebe, bakışlar karşıda asılı bayrağımızda, yerdeki numaramızın üzerinde saygı duruşundayız" uyarılarıyla hazırlanıyoruz. Ve az sonra yapılan anonsun ardından duyuyoruz ki helikopter çekimdedir. Adeta nefes almıyoruz, yapılan anons dışında duyulan tek ses helikopterin yakınlaşıp uzaklaşan pır pır ları değildir, yüreğimiz de eşlik ediyor ve birkaç kez dolanıyor meydanı pır pırlar. Birden el sallamaya başlıyoruz çünkü "çekim bitti" dercesine el sallıyor bize sevgili fotoğrafçımız ve alkışlıyor bizi biz de hem kendimizi hem de bu sahneyi ölümsüzleştiren onu.
Sonra bir insan seli, bir sevgi seli, her üzerinde “profil” tişörtü olanın birbirine ve etrafına gururla bakışıyla “biz ayrıcalıklayız artık” duruşuyla ayrılıyoruz. Geride bir müthiş kalabalık, yüreğimiz ve aklımızla kalabalıklarda kalıp yürüyoruz…
Konak belediye başkanı sayın Hakan Tartan, çekimleri düşünen ve gerçekleştiren sayın Cumhur Aygün ve finansı sağlayan Kulalı turizm ile iletişimizi sağlayan www.izindeyiz. Net’e, ille de adsız emekçilere teşekkürlerimiz,
Ve bizi yıllar sonra hala birbirimize bağlayan, bugünümüzü aydınlatana saygılarımızla…
Ve, unutmadık, farkındayız, değil dün daha bugün şehit olan 17 askerimize saygılarımızla; ruhları şad olsun!..