Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ekim '12

 
Kategori
Güncel
 

Amaç, üzüm yemek mi bağcıyı dövmek mi?

Amaç, üzüm yemek mi bağcıyı dövmek mi?
 

Cumhuriyet kutlaması


Önceki gün Cumhuriyet Bayramını kutladık.

Bu bayram vesilesiyle bir kez daha hatırladık ki, Cumhuriyet Rejimi'ne geçeli 89 yıl olmuş. Yani bir asra yakındır oylarımızla seçtiğimiz kişiler tarafından idare ediliyoruz ama bunu bir türlü içimize sindiremiyoruz.

Elan başımızda, halkın yüzde ellisinin oyunu almış bir iktidar bulunuyor. Mevcut yönetimin yasalara, genel geçer prosedüre, demokratik teamüllere uygun bir seçim sonucu hükümet olduğunda kimsenin şüphesi bulunmuyor ammaa... Bir kesim, bu durumu bir türlü hazmedemiyor. Mevcut yönetimi yıpratmak, akamete uğratmak veya itibarsızlaştırmak için elinden geleni ardına koymuyor. Buna, Cumhuriyet Bayramı'nı bile alet etmekten çekinmiyor.

Şurası bir gerçek ki, kimse yoğurdum ekşi demez. Kimse eyleminin altındaki gizli niyeti söylemek istemez. Nitekim, bazı sivil toplum kuruluşlarıyla İşçi Partisi'nin alternatif bayram kutlamasına son anda dahil olan CHP ileri gelenleri de "Amacımız bu iktidarı alaşağı etmektir" demiyorlar. Cumhuriyet bayramını halkla birlikte kutladıklarını söylüyorlar. Ancak, "şimdiye kadar aklınız neredeydi?" diye soranlara verecek bir cevap bulamıyorlar.

Sadece CHP'liler mi? Alternatif Cumhuriyet Bayramı kutlamaları için Ulus Meydanı'nda ve eski meclis binası çevresinde toplanan kalabalığın sözcüleri de aynı iddiayı seslediriyorlar. Onlar da halkla beraber coşkulu bir bayram kutladıklarını söylüyorlar. Bunun dışında hiç bir amaç taşımadıklarını belirtiyorlar. Başka bir deyişle sanki onlar, daha önceden bir hazırlık yapmamış, kimseyi mitinglerine katılmaya davet etmemiş ama her ne hikmetse vatandaşların aklına, Cumhuriyetin 89. yılını Ankara'da kutlamak gelmiş ve tesadüfe bakın ki, hepsi aynı otobüslere binerek Ulus Meydanı'nda toplanmışlar! Olur mu, olur!

Aslında durum belliydi. Ulusal Kanal, epey zamandır alternatif 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları için hazırlık propagandası yapıyordu. Gerçekleştirecekleri etkinliğin adını da "Seferberlik Yürüyüşü" koymuştu.

Türk Dil Kurumu seferberliği, "... Bir ülkenin silahlı kuvvetlerini savaşa hazır duruma getiren, ülkenin ekonomisini, yönetimini savaş gereklerine uyacak duruma sokan hazırlık ve önlemlerin tümü. 2. Bu durumun ilan edildiği veya savaşın sürdüğü dönem" olarak tarif etmiş. Bunu bir tarafa kaydettim. 29 ekim akşamı tekrar Ulusal Kanal'ı açtım. Ekranın alt kısmındaki bilgi kuşağında şöyle yazıyordu. "Cumhur AKP'yi dize getirdi. Cumhuriyetini coşkuyla kutladı!"

Seferberlik kelimesi, orduyu, ekonomiyi savaşa hazır duruma getirmek anlamına geldiği gibi "savaş hali" olarak ta tarif ediliyor. Vatandaş çoğunluğunun yönetimden pek şikayeti yoksa da bazı fanatik CHP'lilerle ulusalcı kesim hayatlarından hiç memnun görünmüyor. Millet yararına yapılmış hiç bir şey onları tatmin etmiyor. En somut hizmetler dahi yok sayılıyor. Duble yolda arabasıyla, saatte 100 km'nin üzerinde bir hızla akıp giden bile iktidarı yerden yere vuruyor, ülke kaynaklarının talan edildiğini söylüyor da, lastiklerinin altındaki asfaltı farketmiyor!

Eğer denkleminizi olanları görmemek, duymamak, bilmemek ve reddetmek üzerine kurarsanız gözlerinizi gerçeklere kapatmışsınız demektir. Artık sizin asıl amacınız halka ve ülkeye hizmet falan değildir. Kaybettiğiniz iktidarı bir daha vermemek üzere geri almaktır. Ancak hakikat, sol ve ulusalcı görüşün bu ülkede asla iktidar olamayacağı yönündedir. Artık askerden de ümit kesilmiştir. Bu duruma göre fiili iktidar, bu kesim için gerçekleşmesi mümkün olmayan bir hayaldir.

O zaman gücü ele geçirmenin tek yolu vardır. O da fikren iktidar olmaktır. Bu da ancak çeşitli yöntemlerle hükümeti sıkıştırıp, kaybedilen mevzileri geri kazanmakla mümkün hale gelebilecektir. Eğer yönetim mitinglerden, seferberlik yürüyüşlerinden, gövde gösterilerinden, bayrak taşıyan çocuğu kovalarken gösteren fotomontaj polis fotoğraflarından, yalan haberlerden bıkar usanır da "Lanet olsun!" deyip, köşebaşlarına tekrar oturmalarına izin verirse işler yoluna girecektir. O zaman eskiden olduğu gibi davulu gene başbakanlar taşıyacak ama tokmak onların elinde bulunacaktır. İşte o zaman memleket güllük gülistanlık, halk da refah içinde olacaktır!

Bana göre iktidarla savaş halinde olanların taraftarlarını seferberliğe davet etmelerindeki amaç yılgınlık yaratarak mevzi  kazanmaktır. Buradaki niyetin coşkulu bayram kutlaması olduğuna inanmak saflıktır.

Kimse kendini kandırmasın. İktidara durmaksızın asılanların, her fırsatta ortalığı savaş alanına çevirenlerin, kendi cürümlerini es geçip polisin copuna ve biber gazına takanların halka hizmet gibi bir amacı yoktur. Onları tek amacı kendi istikballerini garanti altına almaktır. Aksini iddia edenler için şunu söylemek isterim.

Bir partinin ikna gücü, bir iktidarın icraatı seçim sonuçlarını etkiliyor. Ancak bu tek başına yetmiyor. Artık biliyoruz ki, iktidar olmak için ilaveten milletin değerleriyle barışık olmak da gerekiyor.

Bu millet şöyle veya böyle dinine düşkündür. Bu konuda kimin samimi kimin yapay davrandığını da gayet iyi bilmekte ve oyunu da ona göre vermektedir. Seçimle iktidar arayan kimseler, (kendileri inanmayabilir ama) inanç özgürlüğü hususunda samimi olmalıdırlar. Milleti samimi olduklarına ikna etmeli ve onun asılsız haber, yazı ve resimlere kanmadığını bilmelidirler.

Demek istediğim demokratik ülkelerde mitinglerle, gövde gösterileriyle iktidar olunamaz. Bu yöntemle bir yerlere varmak isteyenler sadece ve sadece darbeye zemin hazırlar. Hem her fırsatta ortalığı karıştırıp, hem de demokrat olduğunu iddia edenlere duyrulur.
  

 
Toplam blog
: 462
: 707
Kayıt tarihi
: 28.04.07
 
 

Emekliyim. Herkes gibi benim de bir dünya görüşüm var. İnsanların farklı fikir ve inançlara sahip..