Amatör Yazarların Konuları ve Yazarlık Hakkında Beceriksiz Bir Deneme

Yeni yazmaya başlayanların yazıları hep soyut şeyler üzerine oluyor galiba. Ben yeni yazmaya başladığımda ki hala yeni sayılırım hep soyut şeyler üzerine yazardım. Çünkü korkardım somut şeyler üzerine yazmaktan; fikirlerimi ayan beyan etmekten; çizginin şu tarafında ya da bu tarafında olmaktan ve öyle etiketlenmekten...

Köşe yazarlarına özeniyorum. Haftanın neredeyse her günü yazıyorlar ve güncel olaylar üzerine, canlı ve keyif verici yazarlar. (Hepsi olmasa da.)

Benim köşe yazarları içinde en çok beğendiğim Çetin Altan'dır. Bilmiyorum soyismimizdeki benzerlikten midir nedir ama beğeniyorum. Hatta ona Çetin Dede dememiz lazım. Aynı zamanda onun sahibi olduğu aile gibisinden bir ailem olmasını isterim. Baba Çetin Altan Milliyet gazetesi yazarı, oğul Ahmet Altan Taraf gazetesi başyazarı, oğul Mehmet Altan Star gazetesi baş yazarı.

Ben yazar olmak için çabalayan bir genç olduğum için internette bunun üzerine yazılmış yazıları, çekilmiş videoları çok okudum çok izledim.

Oralarda bir çok şey yazıyor ama; bence işin özü şu: Yazmaya mecbursanız yazarsınız. Hem yazı yazarsınız. Hem de gerçekten yazarsınız.

Tabii, yukarıdaki kısım işin edebiyat kısmı bir yazar olmak için istemek, çalışmak ve sabır etmek gerekir. Can Dündar'ın Orhan Pamuk'la yazdığı bir röportajda yazar olmak isteyenlere inat ve sabırlı olun deniyordu.

Yazar olmak isteyenlere yarayabilecek çeşitli kitaplar var. Ömer Sevinçgül'ün Yazar Olmak İstiyorum kitabını aradım ama bulamadım. Öykü Yazma Teknikleri adı altında bir kitap var. İnternette "roman yazma teknikleri" yazıldığında bir çok kaynak geliyor.

Hukuk fakültesinin ilk günlerinde yani bu senenin ilk günlerinde dekanımız bize ne olmak istediğimizi sormuştu. Peki adam olmayı isteyeniniz yok mu diye de sormuştu, sonra. Sanırım yazar olmak için de once adam olmak lazım.

Zaten adam olana bu dünya öyle güzel ki...