- Kategori
- Sinema
American sniper-Cinayetin müdafaası

Gün geçmiyor ki amerikan milliyetçiliğini simgeleyen yeni bir film sinema endüstrisine eklenmesin. Bu filmlerin en belirgin ve güncel örneklerinden birisi de yönetmenliğini Clint Eastwood'un yaptığı American Sniper.
Otobiyografi tadında olan film Chris Kyle isimli paralı bir askerin nam-ı diğer Ramadi şeytanının savaş zamanı ve sonrasında yaşadığı psikolojisini anlatıyor. Buraya kadar konu çok normal fakat bahsedilen bu savaş 11 eylül saldırıları bahane edilerek işgal edilen Irak'ta ki savaş olunca konuya objektif bir gözle bakmak imkansız oluyor. Belki yakın tarihte yaşanan bir olay olması belki de bahsedilen saldırı ve sonrasında gelişen sözde demokratikleştirme nedeniyle yapılan işgal sanırım herkesin zihninde tazeliğini koruyordur.
Amerika'nın Texas eyaletinde sıradan bir hayat süren Chris Kyle'in 11 eylül saldırısını televizyonda izledikten sonra ülkesine hizmet etmek için herşeyi arkada bırakarak Amerikan ordusuna katılması ve geçirdiği zor eğitimleri izleyerek başlıyoruz filme. Yetenekleri değerlendirilerek keskin nişancı olan Chris Kyle birliğine katılır ve Irak'a gelir. Filmin başında hissetmeye başladığımız Amerikan milliyetçiliği ve cinayetleri meşru kılmak için olayı dramatize etme çabasını daha net şekilde anlıyoruz. Birliğine saldırmak üzere olan sözde bir Irak'lı kadın teröristi öldürmesi evet öldürdük ama biz masumuz eğer yapmasaydık onlar bizi öldürecekti fikrini belki de en etkili şekilde zihinlerimize işlemeye çalışıyor.
Belki de bu filmde değerlendirilmesi gereken Irak'ta 260 kişiyi öldüren bir keskin nişancının cinayetlerini bu denli haklı çıkarmaya çalışmak sanırım Amerikan sinemasından başkasının başarabileceği bir konu olamazdı. Sanırım burada asıl sorulması gereken Okyanusların ötesinde ki bir ülkenin neden başka ülkelere demokrasi getirmeye çalışması.
Genel olarak filmi değerlendirmek gerekirse günümüzde konsol oyunları oynayan insanların sahne ve efekt olarak beğeneceği bir film olacağına eminim. Call of duty tadında olan film sahneler ve efektler olarak her Amerikan filmi gibi başarılı.
Belki de en sonunda bahsedilmesi gereken ana karakter olan Chris Kyle yaklaşık 1000 gün Irak'ta savaştıktan sonra evine temelli olarak dönüyor ve psikolojik sorunlarını tedavi etmek amacıyla savaşta bulunan ve normal hayata adapte olmaya çalışan eski askerleri rehabilite etmek için gönüllü olarak çalışıyor. Ve rehabilite etmek için birlikte vakit geçirdiği eski bir Amerikan askeri tarafından öldürülüyor. Takdir-i İlahi denebilir ya da onların perspektifinden bakılırsa bu hayırsever davranışlarının psikolojik sıkıntısı. Kararı sanırım izleyenlere kalmış