Amerika, Amerika Özgürlükler ve Acılar Ülkesi!

Amerika’nın Afrika’dan Güney Amerika’ya Orta Doğu’ya birçok bölgeyi aleni olarak sömürdüğünü bilmeyen yok. Kimi yerde yerel diktatörleri, kimi yerde demokrasiyi, kimi yerde de sıkıntı veren yönetimleri CIA darbesiyle devirdiği dünyaca bilinen bir gerçek. Günümüzde Amerika’nın hemen her darbeyi desteklediği de açıkça biliniyor veya artık Amerikalı yazarlar da bunu dillendirmekte mahzur görmüyorlar. Bu konuda bizzat CIA’den emekli olanlar da bunu alenen dile getiriyorlar. Kitap yazıyor, üste para bile kazanıyorlar! Böyle bir girişe umarım kimsenin itirazı yoktur.

Türkiye’yi Amerika ilk kez 1923 yılından sonra 1960 yılında askeri darbe ile tanışmasına vesile oldu. 27 Mayıs 1960 yılında ilk darbe gerçekleşti. Öncesi “1958'de “Dokuz Subay Hadisesi” diye bilinen bir askeri komplo ortaya çıkarıldı. İddiaya göre bu subaylar Demokrat Parti hükümetini devirip, iktidarı İsmet İnönü'ye teslim etmeye karar vermişlerdi. Komplo, başarısızlığa uğramaktan korkan elebaşçılardan Yarbay Samet Kuşçu tarafından ihbar edildi. Tertipçi dokuz subay hükümet tarafından tutuklatılarak askeri mahkemeye teslim edildi. Uzun süren davadan sonra, komployu ihbar ederek arkadaşlarına iftira etmiş ve onlar hakkında yalan beyanda bulunmuş olmaktan dolayı on sene hapse mahkûm edilen Yarbay Samet Kuşçu dışındaki diğer sanıklar delil yokluğundan beraat ettiler (1)

CHP’ye karşı başlatılan linç ve saldırı girişimi olayları askerin dikkatini çekmiştir. Kara Kuvvetleri Komutanı olan Cemal Gürsel 3 Mayıs 1960 tarihinde Savunma Bakanı olan Ethem Menderes’e bir mektup yazar. Mektuptan sonra 5 Mayıs 1960 tarihinde Harbiyeli öğrenciler Ankara Kızılay’da bir gösteri düzenlediler. Başbakan Adnan Menderes olay yerine gittiğinde öğrencileri yatıştırmak yerine adeta itilip kakıldı. Olayların ardından Celal Bayar ve İçişleri bakanı olan Namık Gedik arasında olaylara müdahale edilmesi gerekliliği konuşuldu (2)

27 Mayıs 1960 askeri darbesinin bildirisini Alparslan Türkeş radyodan okudu. Asker DP iktidarını istemiyordu. Bütün Harp Okulu ayaklanmaları yaşanırken 22 Mayıs tarihinde Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından haberleşme ve kişiler arasındaki toplantıya yasak getirildi. Darbenin ardından Osmanlı Devletinden kalan 10 bin altınla devredilerek 3 Ocak 1961 tarihinde Ordu Yardımlaşma Kurumu Kanunu adında bir fon oluşturulmuştur. Üyeliği zorunlu olan kuruma subay ve astsubayların maaşlarının %10’u ve yedek subayların maaşının %5’i bu fona aktarılır. Darbeden bir gün önce Genel Kurmay Başkanı olan Erdelhun, askerin DP’ye olan bağlılığının sürdüğünün açıkladı. Fakat ertesi gün yapılan darbe gösterdi ki TSK’da kendi içinde bölünmüştü. 26 Mayıs gecesi DP karşıtı general ve subaylardan oluşan 38 kişilik komite 27 Mayıs sabahı tanklarla beraber Albay Alparslan Türkeş tarafından radyoda okunan bildiri ile hükümete el koyduğunu bildirmiştir.

Biz her şeye rağmen Amerika’yı çok severiz. Kendi doğurduğu çocuklarına bakmaktan imtina eden kızlarımızı gözümüzü kırpmadan çocuk bakıcısı olarak da olsa dil öğrenmeye Amerika’ya göndeririz. Kızlar da güle oynaya giderler. Erkeklerimiz Amerika’da pompacı, garson, bulaşıkçı olur. Ülkemize gelince görevleri hazırdır. En akıllılarımız doğrudan Amerika’ya transfer olur. Onlar, ya da uzantıları, ülkemizin akıllılarını gelir bulur, alır gider. Yetiştirir gönderir. Nasıl yetiştirdiğini sorgulamadan Amerika’da eğitim işe alınmak için ön şarttır. Ortağız ne de olsa. Bal gibi herkes, hatta resmi ağızlar, bugünlerde yapılan darbenin Amerika’nın eseri olduğundan neredeyse eminler! Bir zamanlar ne işi var orada diye sorduğumuzda Amerika’ya ilim öğretiyor denen şahıs darbe yapmakla suçlanıyor. İlkokul mezunu bir adam Amerika’ya ne ilmi öğretecekse artık. Dünya menfaat dünyası olduğu için güçlünün yanında bulunmayı hak zannedenlerin ülkesine tarih boyunca ihanetlerini görmekten artık bıktı ve usandı bu millet…

(1) http://www.turkcebilgi.com/27_may%C4%B1s_1960_darbesi

(2) http://www.tarihiolaylar.com/tarihi-olaylar/1960-darbesi-27-mayis-1960-1388