Amerika İsrail patriotlar ve Irak

Bugün 15 Ocak 2007. Basında Amerikanın son Irak planından bahsediliyor. Bush'un açıkladığı son plan aslında işgal ettiği Irak'ı, kaptırdığı İran'dan geri alma gayretinden başka bir şey değildir. İran, fiili olarak bugün Irak'ın yarısına hakim. İran, 2003'ten beri bir çok şii gruba destek vererek hakimiyetini pekiştirdi. Öyle ki Bedir tugayları doğrudan İran'a bağlı bir askeri kuvvet gibi hareket ediyor. Şii lider Muktada Sadr doğrudan emir almasada İran'ın ayağına basmıyor. Bu örgütler sokaklara o kadar hakimler ki Amerikan askerleri zorunlu kalmadıkça kışlalarından dışarı çıkmıyor. Örneğin :Muktada Sadr açıkça gelecek olan Amerikan askerlerinin tabutlarla geri döneceğini söyleyebiliyor. Bağdat'taki, Sadr mahallesine Amerikan askerleri giremiyor. Ancak geniş kapsamlı bir operasyonla girebiliyorlar. Fakat hemen çıkıyorlar, kalamıyorlar. Yine İran'a bağlı çalıştığı iddia edilen bazı ölüm mangalarının, eski Saddam subayınlarından 3500 tanesini infaz ettiği söyleniyor. Bunun dışında, Sünni gruplar Bağdat'ta ana arterleri trafiğe kapatarak güney Irak'a trafik akışını engelleyebiliyor. Günlerce bu duruma müdahale edilemiyor. Amerikan askerleri sadece Kürt bölgesinde rahat dolaşabiliyor. Irak'ta Amerika kontrolü tamamen kaybetti.

Amerikan resmi kaynkaları 2003 ten beri 3.000 ölü ve 22.000 yaralı verdiklerini söylüyor. Oysa Arap kaynakları Amerikan askeri kaybının en az 15.000, bazıları ise 30.000 den çok olduğunu söylüyor. Muhtemelen yaralı saysıda 40.000'in üzerinde. Amerikalı bir gazeteci yaralı askerlerin bir daha ayağa kalkamayacak şekilde yaralandığını söylüyor. Çünkü üzerlerindeki zırhlar askerleri ölümden koruyor fakat korkunç şekilde yaralanmalarına sebep oluyor. Amerikan askeri hastanelerinde bitkisel hayat sürdüren binlerce asker olduğundan bahsediliyor. Bu kayıplardan sonra Irak'ta kalan Amerikan askeri gücü ne kadar? Sayısal bir şey söylemek iddialı olabilir ama şu söylenebilir; Kışlalarından çıkamayacak kadar az.

Bu perspektiften bakıldığında, Bush'un planında belirtilen asker takviyesinin yeterli olmayacağı görülüyor. 22.000 takviye asker ile Irak'ta Amerikan hakimiyetinin kurulması mümkün değildir. Bu iş için birçok otorite -en az- 250.000 askere ihtiyaç olduğunu söylüyor. Irak'ta 135.000 Amerikan askerinin olduğu resmi rakamlarca doğrulanıyor. Bu gücün en iyimser tahminle 30.000 askerini kaybettiğini düşünürsek, gelen askeri gücün mevcut gücü takviyeden başka bir işlevi olmayacağı görülür.

Peki neden Bush böyle bir maceraya atılıyor? Bunun cevabını bize Irak'a yerleştirilen Patriot bataryaları veriyor. Patriot bataryaları, uzun menzilli hava savunma füzeleri ihtiva eder ve yüksek irtafada uçan uçaklara ve balistik füzelere karşı etkilidir. Patriotlar direnişçilere karşı kullanılmaz. İran bu karmaşada, Irak'a yada başka bir deyişle Amerikaya saldıracak kadar çılgın olmadığına göre Amerikalılar bu füzeleri niye Irak'a getirdi ?

Cevabı basit. İrandan atılacak balistik füzelerin İsrail'i ve Irak'taki Amerikan hedeflerini vurmaması için konuşlandırıldı patriotlar. İran, Amerika'yı tehdit etmiyor. Amerika İran'ı tehdit ediyor fakat İran'a karşı koyacak kara gücü yok! Amerika Irak'ta ayakta duramıyorken İran'a nasıl saldıracak? Amerika saldırmayacak. Amerika sadece bir saldırı sonrası İran'dan gelecek şiddet dalgasına karşı kendini korumaya çalışıyor.

Saldıran taraf İsrail olacak. Bunu planlayan da İsrail. Amerika her zaman ki gibi ani reflekslerinden birini yapıyor. Kendini sağlama alıyor. Hatta Amerika bu konuda biraz daha ileri gidip istikrarı sağlamak için direnişçilerin saygı duyduğu liderleri öldürebileceğini söylüyor.(12 Ocak 2007 / Cuma Milliyet) Bu İsrail'in çok bilinen bir taktiği... Hatırlanacağı üzere İsrail bir çok Hamas ve El-Fetih üst düzey yöneticisini suikastlerle öldürmüştü. Bu söylem planalamanın İsrail'e ait olduğunu teyit ediyor.

İsrail 26 yıl önce, 7 Haziran 1981 Pazar günü Irak'taki 40 MW gücündeki Osirak Nükleer Reaktörünü vurduğu gibi İran'daki nükleer tesisleri vurmaya hazırlanıyor. 1981 de Osirak Nükleer Reaktöründe üretime başlamadan operasyon yapılmıştı. Çünkü reaktör çalışsaydı saldırı sırasında radyoaktif sızıntı olabilirdi. Bugün aynı şartlar İran'daki nükleer santral için geçerli ve süre doldu.

İsrail bu iş için dezanformasyon çalışmalarına bile başladı. Uçakların Türkiye üzerinden geçeceğini söyleyerek İran'ı Türkiyeye karşı kışkırtmak ve Türkiye'yi kendi müttefiki olarak göstermek istiyor. Oysa, Türkiye üzerinden uçaklarını geçirmek İsrail'e hiçbir avantaj sağlamaz. Bilakis uçaklarının yolunu uzatarak havada kalma süresini kısaltır. Türkiye'ye ulaşmak için Akdeniz üzerinden geçmesi gerekir. Irak'ta konuşlu Patriotların koruması altında Irak üzerinden uçaklarını geçirmenin Türkiye üzerinden geçirmekten daha kısa ve daha az riskli olduğu aşikardır.

İsrail saldırısını bekliyoruz. Saldırıyla İran'ın geri adım atacağını uman Bush'u hayretle izliyoruz. Ve bu saldırının Ortadoğunun Hiroşima'sı olmamasını diliyoruz..